Lâlezar Bakışlım
Muhteşemsin nereden baksam sana
Edâlı güzelliğini güneş alır koynuna
Tutkundur mavi hülyalı bakışlarına
Ebrûli gecelerin grı sabahında
İsmini mısralarla okşadığım İstanbul...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bir bardak sıcak çay Çamlıca eteklerinde. Güzel bir İstanbul şiiri. Tebrikler. Sevgilerimi yolluyorum.
Kutlarım gönlüne,kalemine sağlık sevgiler....
'Gözlerimin önünde canlandın aziz İstanbul
Gelip de göremedim gezemedim yaşayamadım
Ne caddelerinde el ele dolaştım ne sokaklarında
Sevgiliyle binemedim tranvaylarına,faytonlarına
Çayımı yudumlamak isterdim Emirganda
Boğazın sularına bakıp hayaller kurmak sevgiliyle
Piyer lotide kahvemi yudumlarken Orhan veliyi anmak
..........................................................
....................................................................
........................................................................
Güzel bir istanbul şiiri okudum yüreğine sağlık
Yapma arkadaşım; ben sevemedim bir türlü İstanbul'u. Hoş, solunması gerektiği gibi havasını soluyacak zamanım olmadı ya...
Ama İstanbul üzerine yazılmış bunca şiir var iken ve tesadüfen de bugün emekli bir Dr. albay arkadaşımın, onca olumsuzlukları dile getirmemizden sonra ısrarla İstanbul'a yerleşmeyi düşündüğünü söylemesinden sonra, ... .
Sevsem mi ki?..
Kaleminize sağlık
Ahmet Ayaz
Altıncı şiir size az gelmş. İstanbul'u dizelerinle gezdim.Sizinle birlikte öğrendim duygu veren semtleri. İstanbul'a geldiğimdeAdaları,Sedef'i,Heybeli,Değirmen Tepesi'...
Kılavuzluğun ve o tatlı anlatımın için, bu güzel şiirin için tebrikler.
istanbulu yasadik tsk ler sevgili saire...
Şâhikalar Diyârı...
Sevgin gönüllerde çağlayan gibi;
Döşeniyor mekikli sevdâ yolların...
Gündüzlerin ömre bedel gecelerin ışıl ışıl...
Şenleniyor Mahmudpaşâ,İstiklâl,Galat'a...
Râkse dalmış Taksim, Beyoğlu,
Dansediyor; Âheste âheste...
İstanbul sevdası ve istanbul aşkı bir başka oluyor. Medeniyetlerin ve tarihin beşiği istanbul yok ediliyor, her karış toprağı liğme liğme satılıyor deperini ve tarihini bilmeyen basiretsiz insanlar tarafından ve bizler buna dur diyemiyoruz. Şuçun merkezi oldu. Eski tarihini unuuturmaya çalışırcasına topyekün mücadele diyoruz adeta. Umarım çok geç kalmadan uyanırız ve yeniden kavuşuruz İstanbulu'umuza.
Yüreğinizdeki istanbul sevdasının yok olmamasını diliyor ve hep birlikte İstanbul'a sahip çıkmaya çağırıyorum. Kaleminiz ve yüreğiniz daim olsun. Sevgilerimle
Lâlezâr Bakışlım...
Nereden baksam sana muhteşemsin...
Edâlı güzelliğini alır koynuna güneş...
Hülyâlı bakışlarına tutkun maviler...
Ebrûli gecelerin grı sabahında...
İsmini mısralarla okşadığım Istanbul!
Sende; Sinan bakışlı Câmii'ler himmet...
Harika dizeler...Tebrik ederim tam puan.
sevgilerimle.
Bu şiir ile ilgili 19 tane yorum bulunmakta