Anızı yakılmalı tenimin
Yeniden yeşerene değin tohum
En toy en narin gamzelerin
Irmağın denizle buluştuğu yer sanki
Dudaklarımız çılgın haris
Hiç yoktanmış gibisine yıldırım düşmesini
Andıran telaş içinde
En çıkışsız olduğum anda
Aramaya koyulurken seni…
Say ki körfezin serseri cengaveriyim
Dizeleri gönülleri tutuşturan
Haramdır senden başkasının elini
Dokundurmam sözcüklerime
Ki, yüreğine adının ilişmesine izin vermezken
En serseri cengaveriyken körfezin
Son kardelen buzu çatlatıp uzatırsa boynunu
Dolunaysız son gecesinde kışın
Bercesteler düzersem gönlünü yurt eyleyen
Çatılır yürek ateşleri yükselir dumanı
En derinlerden en yükseklere
Sana yürürüm zemheriden geçerek sana
Yeniden yeşerince tohum
Irmakla denizin köpüklenerek buluştuğu yerdir
En toy en narin gamzelerin
Doruktan kopup ovaya yayılan yele benzer
Yazdığım bu dizeler
Yürek ülkemden sana iltica eden
Karıncaların, kervanların, günlerin yürümesiyle
Tükenir tüm yollar
Kum saati sessizliğinde sevebilmek seni
Çatmak dağ ateşlerini yanaşmak
Diz dize alevlerinden kavrulurcasına
Gidip gelerek birbirimize
Şimdi anızı yakılmış bakir bir tarladan
Ne ayırdı var ki tenimin
Gönlünde kıpır kıpır yurtlayan dizelerimden
Gelmiyor bu gevrek arzular
Sızlandıkça daha derinlerinden vurmak
İstiyorum seni
Kırda yalnız başına yaşayan zakkum kadar
Susuzum sana yönelik bu suskunluğum
Senin yüzünden bu açlığım
İlk ışığı gören kardelen örneği yalnızlığım
Bir ozanca seviyorum bir ozanca
Okşuyorum hayalini
Tutkularımla son kez alıyorum nefesimi
Seni ilk gördüğüm yerde
Bu şiirin son noktasını koyacağım tende
20 Ekim 2018-92
Necdet Arslan
Kayıt Tarihi : 27.10.2018 22:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!