Hoca, döndü geriye sordu cemaate
Bediüzzaman’ı “nasıl bilirsiniz” diye
“En büyük bir müçtehittir” dedi Nur talebeleri
Dendi aynı zamanda kıyamet “Asrının vekili”
“Müceddid’dir” hem Asr-ı deccaliyette
Son yüzyılın “kutb-u azamıdır” elbette
Aynı anda “hem hâkim, hem de mürşittir”
“Ahir zamanın imamı, ayrıca halis seyyit’dir”
Nurun has talebeleri saydı bu özellikleri
Söyledi tüm ehl-i iman “bilemedik kadrini”
Bütün melekler ve ruhaniler için fatiha çekilir
İnsanlığa teselli için “El hükmü Lillah” denir
Üstadın ruhu dualar üstüne biner
Gökyüzünde nurani yıldızlara gider
Semavatta, karşılar galaksiler
Tebrik sırasına girdi tüm âlemler
Cansız ceset elbisesi kalır tabutta
Şimdi ise görev sırası toprakta
Sanki insan denizin de yüzüyordu cenaze
Tabut, kendi gidiyordu parmaklar üstünde
Yıllardır, bu aziz misafiri hasretle bekler toprak
Seksen dört sene sonra kavuşabilir anacak
İzdihamdan iki saatte gidilir dergâha
Bediüzzaman verilecek artık toprağa
Müthiş bir kalabalık var, tüm insanlar üst üste
Herkes cezbe halinde, söz dinlemez hiç kimse
Hatta defin esnasında vali düşer yere
Az daha ezilecekti atlatır bir tehlike
Defin işlemi zor da olsa tamamlanır
Talkın verilerek tüm kalabalık dağılır
Üstadın yanına gelir Münker-Nekir
Rabbin kim, Nebin kimdir Denir?
Risale-i Nurdaki İman hakikatlerini
Bir anda okur üstad, tüm hepsini
Kâinattan müthiş bir alkış tufanı kopar
Basiretiyle keşfeder bunu Mehmet Kayalar
Borborunbekir
Bekir ÖzcanKayıt Tarihi : 10.1.2014 00:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bediüzzaman Said Nursi Destanı - Kronolojik Şiirsel Hayatı
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!