823- O Yan, Bu Yan Şiiri - Selahaddin Aktay

823- O YAN, BU YAN

O yan, bu yan, Noyan,
Acaba, hangi yan?
Hiç şaşırmadı ben, Noyan,
Sahiden,
Allah, kitap adına söyle,
Komşuları, hangi yağlı ipe salan,
Yoksa, kurşuna dizen,
Sonra, sıra bana gelen,
Çok yazık,
On beş Temmuz da,
Yazık kursağında kalan,
Size uygun bir şey diye,
Ama,
Var ya bunu hiç bilmem,

Eline almış bir kaval,
Sümüklüden kalma,
Ne güzel, ruhani gözler süzer,
Çeşit,
Her telden, oyun havası üfler,
San ki çift duruş, bir müptezel,
İçinde kalmış bir uhde,
Cellat olup oturacakmış, baş köşede,
Kalmış içinde bir uhde,
Bekle, bekle gelecek o,
Erirsiniz o zaman kutsal kadehte,
Bu yaz olmazsa, gelecek kışta,
Hayalde, düşte,
Şimdiden, güzel hazırlıklara başla,
Elin, davlumbaz oluncaya kadar alkışla,
Bu çok yakışır sana, bu yaşta,
Ehli revana,
Ruhu revana erersiniz bu yaşta,
Bekle, bekle,

Her şeye maydanoz olan,
RTE sen bunu duyan,
Hem duyan, hem de duymayan,
Bel ki de, haz alan,
Yüce adaleti,
Masumların üstüne salan,
Uçakta saatlerce, asılı kalan,
Siz bunları, sakın unutan,
Yoksa, yoksa, olamaz,
Siz, bizi kandıran he,
Sen de, onlardan olan,
Hem de, sihirbaz olan,
Ben ise buna kanmayan,
Sanırım,
Deli, biraz uyanık olan,
Ne olur gayrı,
Bunu da, bana çok görmeyen,

Sağır sultan duyan,
RTE bu sözleri, duymayan he,
Her bir şeye, emir buyuran,
Merak konusu,
Fakat, hangi cebine koyan,
Bence,
Kesin, kitabın arasına koyan,
Sonra çıkarıp, gizli gizli harcıyan,
Fakat, kaçmaz deli gören,
Çıkarıp, çıkarıp okuya, sindiren,
Bu çok ağır mevzuyu bile, anlayan,
Evet evet, bence öyle, diyem,
Uyutmanın sonu da,
Hiç gelmez böylece, söyleyem,
Hem nalına, hem mıhına vuran,
San ki, şaşmış pusulan,
Uçaktan kalan korku, bu,
Hem de sessizce, sessizce duran,
Söyle,
Ben bunu, aklımın neresine sığdıram?

Buna hiç şaşırmayan,
Bir taraftan da,
Kasayı dolduran, şişiren,
Yapma bu kadar,
Biraz da, ben uyanık olan,
Unuttun mu?
Kimdi, kimdi?
Uçakta saatlerce asılı kalan,
Emniyet olana kadar, inemeyen,
Borsa da,
Büyükçe değil,
Kocaman oyun oynayan,
Boşlukta, hoşlukta,
Yağlı urgan sallanıyor,
Söylendikçe ballanıyor, şanlanıyor,
Siz, bunu niye duymayan, he?

Ben ise, ne yapayım ne?
Uygun yer bula, oraya koya.
Oyan, pardon Noyan,
Eğ kulağını, eğ,
İster acık, ister gizli,
Kulağına bir şey diyen,
Bence,
Münasip bir yerde dura,
Hiç çıkmaya, kala,
Orada eylene, güle, oynaya,
Rabbim bir gün ola,
Hiç okumazdı fakat, bed dua,
Tam tamına, Rabbim belanı vere,
Tamam… Noya.

Dostun gerçek