81. Kanto’dan (Ezra Pound)

İsmail Aksoy
1898

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

81. Kanto’dan (Ezra Pound)

Gene de
Mevsim soğuyup ölmeden önce
Taşınıp bir Zephyr’in omuzlarında
Yükseldim yaldızlı gök arasından
Lawes ve Jenkyns huzurunu korusun
Dolmetsch her daim konuğun olsun,
Hem sesi hem de derinliği icra etsin diye
Pekleştirdi mi viyol tahtasını?
Bizim için oydu mu lavtanın gövdesini?
Lawes ve Jenkyns huzurunu korusun
Dolmetsch her daim konuğun olsun,
Kökten yaprağı çekmek için mi
Bu denli havaî bir mizaca büründün?
Ne sise ne de gölgeye benzeyen
Öyle hafif bir bulut mu buldun?
O halde bilgilendir beni anlat bana
Waller’in şarkısını ya da Downland’ın icrasını.

Your eyen two wol sleye me sodenly
I may the beauté of hem nat susteyne (*)

Ve 180 yıl hemen hemen hiçbir şeydir.

Ed ascoltando il leggier mormorio (*1)
çadırımın içine geldi gözlerin taze inceliği, (*2)
ne ruhtan ne de hypostasis’ten, (*3)
fakat gözbağının gözlerden sakladığıdır sadece
ya da karnavalda
hiçbir çift göstermezdi öfkeyi
gördü fakat gözler ve gözler arasındaki tutum,
renk, diastasis, (*4)
umursamaz ya da habersiz bunun
benim çadırımın alanı olduğundan
ya da tamamen Eidos mekânı olduğundan (*5)
geçip giderek, içine işleyerek
fakat başka ışıklar ardında gölge savurarak
göğün berrak
gecenin denizi
dağ göletinin yeşili
parıldadı maskelenmemiş gözlerden yarı maskenin uzayında

En çok neyi sevmişsen daim olacaktır o,
Gerisi cüruf
En çok neyi sevmişsen çalınmayacak hiç senden
En çok neyi sevmişsen odur gerçek kalıtın
Ki dünyası, yoksa benim mi yoksa onların mı
Yoksa hiç kimsenin mi?
Önce görülmüş olan geldi, sonra dokunulabilir olan
cehennemin salonlarında olsa bile, Elysium, (*6)
En çok neyi sevmişsen odur gerçek kalıtın
En çok neyi sevmişsen çalınmayacak hiç senden

Karınca bir kentaur’dur ejderha dünyasında. (*7)
Yık kibrini, cesareti insan
Yaratmadı, ya da düzeni, ya da zarafeti,
Yık kibrini, yık diyorum.
Yeşil dünyadan öğren yerin neresi olabilir diye
Ölçekli buluşta ya da gerçek sanatçılıkta,
Yık kibrini,
Yık Paquin! (*8)
Yeşil miğfer üstün geldi senin zarafetine.

“Kendine hakim ol, sonra başkaları taşır seni” (*9)
Yık kibrini
Dolu altında hırpalanmış bir köpeksin sen,
Şişkin bir saksağan uçucu bir güneş altında,
Yarı siyah yarı beyaz
Ayıramazsın kanadı kuyruktan
Yık kibrini
Sahtelikte büyütülmüş nefretin
Ne de aşağılık,
Yık kibrini,
Yıkmaya tez canlı, merhamette pinti,
Yık kibrini,
Yık diyorum.

Fakat yapmamış olmak yerine yapmış olmak
Kibir değildir
Edeple kapıyı çalmak
Bir Blunt kapıyı açsın (*10)
Ve havadan canlı bir geleneği ya da güzelim yaşlı bir gözden
fethedilmemiş bir alazı toplasın diye
kibir değildir bu.
Buradaki hata tamamen yapılmamış olanda,
sendeleyen çekinmede tamamen...

Ezra Pound (1885-1972, ABD)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy

Çevirenin notları:

(*) İki gözün de ansızın beni öldürmek isterse / Onların güzelliklerine karşı duramam.
(*1) “Ed ascoltando il leggier mormorio” – “Ve kulak vererek o oldukça hafif mırıltıya”.
(*2) Mahkûm olarak tutulduğu çadırın içinde, Pound, maskeli bir kadın figürü görür. “Pisan Cantos”taki ana temaya konu olan kadındır bu. Bu maskeli kadın figürü Pound’un aşkın kalıcı olan tek şey olduğunu düşünmesine yol açtığı gibi, kendi doğasına ve yapıtına karşı da eleştirel davranmasına yol açar. Bu canto’ya, estetik temellendirmeye dayanan etik bir özeleştiri gözüyle de bakabiliriz.
(*3) hypostasis – Yunanca’da “kelime”. Teoloji’de “İsa” ya da “Tanrısal kişilik” anlamında da kullanılmaktadır.
(*4) diastasis – Yunanca’da “aralık”, “boşluk”.
(*5) Eidos – Yunanca’da “bilme”, “biliş”.
(*6) Elysium – Bir Yunan söylencesindeki kahramanların sonsuz huzur bulacakları kurtulmuşların adaları. Vergilius’un Aeneas’ında, Elysium Yeraltı Dünyası’ndadır.
(*7) kentaur – Yunan mitolojisinde yarı insan yarı at olan yaratık.
(*8) Paquin – Parisli bir modacı.
(*9) “Kendine hakim ol, sonra başkaları taşır seni” – Geoffrey Chaucer’in “Ballade of Good Counsel”inden alıntı: “Reule wel thyself that other folk canst rede”. Profesör Speare’in “Pocket Book of Verse” adlı 1940 yılındaki antolojisinde şu şekilde uyarlanmıştır: “Subdue thyself, and others thee shall hear”.
(*10) Blunt: 1840-1922 yılları arasında yaşamış İngiliz şair ve politik yazar Wilfred Scawen Blunt. Pound, bağımsız olmasından ötürü Blunt’a hayranlık duyuyordu.

İsmail Aksoy
Kayıt Tarihi : 17.11.2009 20:33:00
Hikayesi:


from “Canto LXXXI” by Ezra Pound … Yet Ere the season died a-cold Borne upon a zephyr’s shoulder I rose through the aureate sky Lawes and Jenkyns guard thy rest Dolmetsch ever be thy guest, Has he tempered the viol's wood To enforce both the grave and the acute? Has he curved us the bowl of the lute? Lawes and Jenkyns guard thy rest Dolmetsch ever be thy guest, Hast ' ou fashioned so airy a mood To draw up leaf from the root? Hast ' ou found a cloud so light As seemed neither mist nor shade? Then resolve me tell me aright If Waller sang or Dowland played. Your eyen two wol sleye me sodenly I may the beauté of hem nat susteyne And for 180 years almost nothing. Ed ascoltando il leggier mormorio there came new subtlety of eyes into my tent, whether of spirit or hypostasis, but what the blindfold hides or at carneval nor any pair showed anger Saw but the eyes and stance between the eyes, colour, diastasis, careless or unaware it had not the whole tent's room nor was place for the full Eidos interpass, penetrate casting but shade beyond the other lights sky's clear night's sea green of the mountain pool shone from the unmasked eyes in half-mask's space. What thou lovest well remains, the rest is dross What thou lov'st well shall not be reft from thee What thou lov'st well is thy true heritage Whose world, or mine or theirs or is it of none? First came the seen, then thus the palpable Elysium, though it were in the halls of hell, What thou lovest well is thy true heritage What thou lov'st well shall not be reft from thee The ant's a centaur in his dragon world. Pull down thy vanity, it is not man Made courage, or made order, or made grace, Pull down thy vanity, I say pull down. Learn of the green world what can be thy place In scaled invention or true artistry, Pull down thy vanity, Paquin pull down! The green casque has outdone your elegance. 'Master thyself, then others shall thee beare' Pull down thy vanity Thou art a beaten dog beneath the hail, A swollen magpie in a fitful sun, Half black half white Nor knowst'ou wing from tail Pull down thy vanity How mean thy hates Fostered in falsity, Pull down thy vanity, Rathe to destroy, niggard in charity, Pull down thy vanity, I say pull down. But to have done instead of not doing This is not vanity To have, with decency, knocked That a Blunt should open To have gathered from the air a live tradition or from a fine old eye the unconquered flame this is not vanity. Here error is all in the not done, all in the diffidence that faltered...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İsmail Aksoy