800 YILLIK TARİHİ PINAR PAZARI ANALİZİ
Her yıl Temmuz ayının son haftasında açılan 800 yıllık Pınar Pazarı muhteşem bir açılışla kimliğini perçinledi. Yaklaşık 25 yıldır özel örgü hasır çanta imalatımla küçükte olsa ticaret yapmaya çalıştığım pınar pazarında bu sene farklı izlenimleriyle göğsüm kabardı. Kültür Turizm Bakanlığı, Kaymakamlık ve Eğirdir Belediye başkanı sayın : Veli Gök’ün ve ekibinin çabalarıyla gerçekleşen program açılışı dualarla, Mehteran takımının gösterileriyle, sanatçıların sunumuyla , yörük boylarının kültürel etkinlikleriyle ve halkımızın katılımlarıyla 800 Yıllık varlığını kanıtlamış oldu. 25 yıldır birçok değişikliklere şahit oluyordum. Örneğin önceki yıllarda yollara kilit taş döşenerek , çevreninde çimenlerin çayırların güçlenmesiyle halkımız ve esnafımız çamurdan kurtulmuş oldu. Bu yıl hububatlar için özel tezgahların yapılması taktire şayandı. Giriş kısmında dev bir levha ile 880 yıllık tarihi pınar yazısı dikkatlerden kaçmadı. İlçe girişlere de pazarla ilgili panolar asılıydı. Bu pazarda neler oluyor, özellikleri ve güzellikleri nelerdir diyenler için özet olarak şu sözleri ifade edebilirim. Arazide yetiştirilen ilk ürünler tüketicisine tazecik yansımaktadır.
Tarihi pınar panayırı pazarında diğer pazarlarda ne bulunuyorsa pazar alanının küçük olmasına rağmen her çeşit ürünlere , giyeceklere, içeceklere , yiyeceklere , gereçlere rastlayabilirsiniz. Burada ki fark ağustos sıcağında bile kavak gölgelerinde serinleme, kebap yeme, piknik yapma, serinleme ve en güzeli şırıl şırıl buz gibi akan suyundan içip midenizin yangınını söndürme olanağınız var. Kültür kervanı programın yapılması kanal 15 TV de yayımlanması isabet oldu. Veli Gök başkanımızın soy ismini taşıyan bayan sanatçı Arzu Gök izleyicilerin beğenisini kazandı. Olgun duruş sergileyen sazını konuşturan sözleriyle taktir kazanan Ozan Yiğit kostümüyle de alkışlandı. Mehmet Bedel, Süleyman Yelen de sanatçı kimliğini ortaya koydular. Kültür kervanı sunucusu üzerine düşen görevi her fırsatta yerine getirdi. Muharrem Akgül arkadaşım da benim tarihi pınar pazarıyla ilgili şiirlerimden okumamı istedi ama hazırlıksız yakalandım. Çünkü pazara esnaf olarak gelmiştim. 22 Temmuz Cumartesi günü gerçekleşen program pazar günü de esnafları ziyaretlerle son buldu. Dileğim her sene bu açılışların birbirinden güzel bir şekilde devam etmesidir. Bakanlığımıza, Kaymakamlığımıza, Eğirdir Belediye başkanlığımıza ve personeline sonsuz teşekkürlerimi sunarken ,uzaktan ve yakından gelen esnaflarımıza hayırlı işler bereketli kazançlar dilerim. Bu vesileyle tüm katılımcılardan, esnaflardan Allah razı olsun diyorum selamlarımı iletiyorum.
Şair ve yazar ZEKİ ÇELİK
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta