….....
(Klüp kuracağız demişlerdi; (1)
kendileri, Gizli Yediler,
yada şu Afacan Beşlerdi.
Gizli Yediler, karda garaja giren
arabayı gizlenip de şu izleyenler;
karanlıkta sonunda hırsızı yakalarlar.
Sarı kapak, kırmızı yerine ise;
Afacanlardaydı. Ee, hani klüp;
hani, saf-çocuk-çete söylemleri:
Her tek kale maçında
kavgacıları ayıran sağduyu
olmaya zorunlu muydum sanki?
Neyse, her şeyden sonra, yine
eve gelip, annenin yukarı,
çok yukarı, o koridordaki
dolaba tıkıştırdığı
Hürriyet Çocuk'ları,
Milliyet Çocuk'ları
okumak var,
daha doğrusu okumak özlemi...)
(Siyasetin ve ekonominin
boyunduruğundan kurtardığımız
gün dünyayı, her şey daha güzel
demektir olacak, kuşlar
cıvıldayacak, ve gene,
ama daha candan. 80'lere
dönüldüğünde gene, ufukta
kuyruklar, uzun dolmuş kuyrukları
Güwen(ette) Park'ta, Kızılay'da
ile gelen tatlı, güleç, orta
okul arkadaşı koyu muhabbetleri.
Doğurgan olacak inadına her şey! !
Fenerbahçe Metin Ali Feyyaz'a
makus kalacak ama 'döner döner
yener', gelir olacak..
24 saat gülen adam, uykusunda
bile; hazırcevap ve esprik)
'Şaşır çocuğum korkma,
yaşamın hayat tutacak elini'.
a.OUTRO ÖN ELEMESİ
Nasıl ki Ankara vardı, sabitti,
ve burda İstanbuL, ilencimiz* İzmir;
Amerikan, o zamanki ki masum
- yanık, Teksaslı folk ezgileri ile:
Hala da var, aynı köylü adam:
tarlada çalışkan, beyaz kapşonlu
pamuk ninelerimiz, top çekmiş...
Kaynaşlı Mecit, depremi gören
satıcı-seyyar, yol kenarı, Kemer dönüşü:
Umut arar devletten, manallı gözler.
Benzinlikteki bir pompacı,
güleryülü, iyiliksever.
Kemer'deki 'Öztürkler Souvenir'
çalışanı Azeri genç Reşat
ki Yolculuk şiirlerin
de olmuşmuş gönüllüsü,
Magic Hotel yanıbaşında -
Amsterdam nitelenen yere ise
Türkleri alıyorlar mı bilmem;
veriyorlar kiralıyorlar bazı
kendini beğenmiş,
burundan kıl aldırmayanlara:
mimarisi baroktu içi boş mu, hoş mu bilmem
- merak ettim, sordum, böyle,
içi barışık kendiyle Reşat’a,
2006’da, Kemer’de, Öztürkler Souvenir’da …
; ki Karslı Barış’a benzeyen, Ankara’da
Cd dükkan devraldığım …
: Litvanyalı turistler
ile Rusların şivesini bile
ayırarak konuşabilme yetisine sahip.
Yukarı katında dükkanın,
çok güzel bir tavla saklar düşeşe...
Kakmalı, oymalı, vesaire, sedef işlemeli;
her bir yönden.. süslemeli, ama abartısız.
İki yanında, her bir oyuncuya da
dahli bulunan 'senden iyi
olmasın'larda' iki siyah düğme(li)
Öyle ki, işlev, her çekişinde onları,
işlevi; bir ileri bir geri, puantaj.
Dünyayı hakla yönetttik –küçümserler
ve hala bekleriz döngüyü,
iyileştirmek amaçlı, gene küçümserler
- imece usulü, 80 değişik elden
anlarsın, kim mars yaptı, kim mağlup
yazlık sayfiye bahçesinde
kahkaha atarken boylu boyu düşen
geriye dedesinin evi şezlongdan
ki abur cabur yemesine belki benzer bu,
şişman biro mafya adamının:
ama çok komikti; yediği
küçük lokmayla gidip, yığılıp masaya;
hıçkırıklar eşliğinde de
boğazındaki düğümü kusup çıkarıp,
çözüp, dönmüş geri gene yığılmıştı
büyük, şato masası ndan
bozma gibi uzunca bir yere
Neden Majorette’ler
kaba saba ve hep büyüktür ki?
Bir de Amerikan kültürünü
benimsememek için,
her gelen turiste Fransız`ca
takılırlar denir
ya da gördüğüm, bildiğim -
Fransa kırsalındakiler.
ya da gözlemlediğim, bildiğim -
Fransa kırsalındakiler. Nasıl, nasıl
iş bu? Oysa Matchbox’lar,
hepo klasik küçükaraba
modelindedir. Oysa bir de,
Fransız estetiği daha ünlüdür denir.
Sonra, hala ‘Made in France’ vardı,
Majorette’lerin altında.
Matchbox’ların altındaysa,
bir süre London yazısı sanki derler,
sonra o da kayboldu.
Anonim bir Anayasa.
Ekonomi politikaya,
siyaset insan çıkarcılığına,
insan hücre-gıda seçimlerine;
yenildi mi paraya,
güzel amaçla güzelleştirilmesi
gerekeken -gereken
ama halihazır, kekeleyen
devrilip duran-küreselleşme …
Cevabı gizli olmalı bunların
insanların azminde,
gelecek güzel günlerde.
-
* 'ile incimiz'
5 kasım
burdaki Reşat ve Mecit v.s. konuları
ekleyeceğim 'Yolculuk 2' şiirimle de bağlantılı
Kayıt Tarihi : 5.11.2006 09:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!