Kasım da aşk başkadır; Aslında bu yazı şubatta yazıldı ama, izlediğim o film çok etkiledi bu gece beni... İzlemeden önce sadece 1 ay, kasım ayında yaşanıp biten bir aşkı senaryolaştırmışlar sanmıştım..Ama izlerken anlıyorsunuz ki , KASIM bir sembol, hayattaki son 30 gününüzün sembolü.Evet hasta bir kadın ve yardıma ihtiyacı olan bir iş koliğin hayatı vardı ekranda..Hayatı ilaçlara bağlı olan bir kadın son günlerini o asil serseri ile geçirmek istedi..Onu değiştirip mutluluğun iş temposunda değil; insanda, doğada, hayvanlarda ve en önemlisi sevgide olduğunu göstermek istedi kadın, bunun son oyunu olduğunu bile bile...
Kasım da aşk başkadır; Çünkü bütün takvimler 30 kasım a ayarlıydı.. O gün olunca herşey biticek ve adamın gidiceğini sandı kadın..Ama sevgi bu, aşk bu, başlamaya, kendine bir çıkış yolu bulmaya görsün, gücünü, ışığını insanların gözünü kör etmek için çıkarıyor ortaya işte....Ve o an kimsenin kendi hayatı önemli olmuyor, karşısındakininki kadar, onu üzmek istemiyor!
Kasım da aşk başkadır; Çünkü Filmi izlerken o büyülü anlara sizde kapılıyorsunuz; etrafınıza bakıp ben ne yapıyorum böyle diyorsunuz kendi kendinizi sorgulayıp..Hayatın, iş te, kariyerde,teknolojide değil; aşk ta, adanmışlıkta,gözlerden gözlere akan o tılsımda olduğuna hayret ve pişmanlıkla karışık bir ifadeyle bakıyorsunuz....Ve seçim yapma zamanı; ya onun yanında kalıp kör bir aşık olarak hayatının sonuna kadar, ona eşlik etmek, yada çekip gitmek düşüyor size..Ne tuhaf değil mi; işte yine bir seçim daha sunuldu önünüze! ! Seç ve yaşa; İşte az önce söylediğim gibi; kimsenin hayatı önemli olmuyor karşısındakininki kadar..Ve size en uygun olanı seçmeyi istiyorsunuz..Eğer yaşananların sizi mutlu ettiğine inanıyorsanız yanında kalıyor, veya zamana yenik düşüp şimdiki zamanın,; teknolojinin, iş hayatının, yüksek binalı metropollerin esiri kalıp uzak düşüyorsunuz kalbinizden...Daha ne kadar sürücek, bir bedenin kalpsiz yaşayamıyacağını anlamanız?
..
Nice savaş verdi kana bulandı toprak
Sevgiye aç kalmadı yürek hep tok
Açınca gamzeler gülüşler çok
12 Mart dizeler sancak dalgalanır al bayrak
Dumanı tüter köhne uğraksızlarda
Devasız derdi sarmaz mı kahraman yurda
Serilir üzerine dökülen damla kanda
12 Mart donar kalem akıttığı sevgiyi kanda
Vatanı sulh cihanı sultan ebedi var olan
Kapıyı güvenle açan mehmet Akife gönlünü veren
Saygıya şahlan dilimdir yaşadıkça ömrünce öven
12 Mart sesimi kalemsiz çizendi istiklal marşını
Saygıya kalkıyor toprakta şehit
Ömrüme nağmedir yazılan beyit
Mehmet Akife söylerim yiğit
Toprağı inleten 12 Mart yazılan şiir
Zennehar Yılmaz
13.03.2012 16:15:40
..
Bugün yirmi bir mart
başladı bahar,
Bugün özgürlük günü
alevleniyor dağlar.
Bugün yirmi bir mart
ısındı toprak,
..
Yaş onsekiz buluğ, gençlik çağında
Her yiğidin yâri, kendi bağrında
Yok dediğin yerde, olur anında
Sekiz mart kadınlar, günü kutlanır
Bazen etek giyer, yeni moda dar
Ayna farı ruju, saklı çanta var
..
Gelin hep birlikte uğraş verelim,
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde!
Kadını erkeğe eşit kılalım,
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde!
Artık gündeme de gelmesin kota,
Olumlu da olsa onanmaz hata,
..
Gün sizin gününüz dediler,
Bol keseden nasihat verdiler
Ama evdeki şiddeti önleyemediler
8 Mart kadınlar günü böyle geçti
Anasınız, bacısınız, eşsiniz dediler
Öğle üzeri sokakta yürürken ötelediler
..
Soğuk olur kar olur kışlar
Ayaz, gelince hüzün başlar
Fakirde olmaz, sıcak aşlar
Ocak, şubat, mart aylarında.
Yaşamak için gaz,tuz ister.
Sıcak aş, katık, ekmek, ister.
..
Yüz kerrede yapılsa yüzsüzlere yüz nakli,
Sevinmeyin yüzsüzler; yüzsüzlük kalır baki.
Şükrü Topallar
30. Mart. 2012 İzmit
..
Kelimenin aslı eski farca’dan gelir.’’Yeni gün’’ anlamındadır. Nevruz geleneği,15.000 yıl öncesine dayanır. Avcılıktan yerleşik hayata geçişi temsil eder. Hayatın, dört mevsimle yakından ilgisi vardır. Soğuk kış şartlarından bahara geçişle birlikte bolluk ve bereket ortaya çıkar. Bu bolluk ve bereket toprağın uyanışı ve tabiatın canlanışıdır. Canlılık hayatı temsil eder. Bereket ise, canlının yaşayabilme imkânlarını artırır. Dolayısıyla bu gün bir sevinç ve mutluluk günüdür.
Nevruz, Orta Asya’dan Balkanlardaki Milletlere kadar Kutlana gelmiştir. Genelde bütün Milletlerde Tabiatın ve çevrenin uyanışını sembolize eder. Yani Havalar ısınır, karlar erir, ağaçlar çiçeklenmeye, toprak yeşermeye, göçmen kuşlar yuvalarına dönmeye başlarlar.
Orta Asya da Nevruz, bayramlarda geleneksel olarak pişirilen buğdaydan yapılmış bir tatlının adıdır.21 Mart önemli bir gündür. Çünkü bugün, gece ve gündüzler eşitlenir. Bu baharın başlangıcıdır.
Bahar bayramının yanı sıra Türk Kültüründe Nevruz günü bir kurtuluş günü olarak ta kutlanır. Çünkü Türklerin Ergenekon’dan çıkışının yani demirden dağı eritip çıkmalarının, Türklerin esaretten kurtulmalarının bayramıdır. Orta Asya Türk toplulukları ve Balkan Toplulukları bu geleneğin günümüze kadar yaşamalarını sağlamışlardır.
Türk kavimleri tarafından M.Ö8.yüzyıldan günümüze kadar, her yıl 21 Mart’ta bu bayram kutlanır. Anadolu Beylikleri, Eski Mısır, İran, Safevi, Sasani, Moğollar, Selçuklular ve Osmanlılarda bu günü Bayram olarak kutlamışlardır. Hatta Osmanlılarda özel olarak hazırlanan Nevruziye adlı Macun O dönemden kalan bir kültür olarak günümüzde hala devam etmektedir. Her yıl Mart ayının 21. günü Manisa ilimizde Mesir macunu şenlikleri yapılmakta ve bahar bayramı coşkulu bir şekilde kutlanmaktadır.
Türkiye’de geleneksel olarak kutlanan Bahar şenlikleri 1995 yılı itibarıyla Resmi bayram olarak kabul edilmiş ve her yıl 21 Mart günü itibarıyla bahar bayramı olarak kutlanmaktadır. Atatürk diyor ki 'Bilelim ki, kendi benliğine sahip olamayan milletler başka milletlerin şikârıdır', yani yaşayamaz. O yüzden, yine, Atatürk der ki, 'Gençlerimize, çocuklarımıza görecekleri eğitimin hududu ne olursa olsun en evvel ve hersey’den evvel kendi geleneklerine, millî ananelerine ve Türkiye'nin bağımsızlığına düşman olan unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir.'
Atatürk’ün Bu sözünden de anlaşılacağı üzere kendi örf, gelenek ve adetlerimizi yaşatarak, milletimizle mutlulukları paylaşarak yeni nevruzlara diyorum.
..
Hayat;
Ceninde bir belirti
Bir sancı, bir inilti
Bir nefes, bir esinti
..
Nevruz, Farsça “Yeni Gün” anlamına gelir. Baharın gelişini, tabiatın uyanışını simgeleyen Nevruz, her yıl 21 Mart’ta kutlanır. Türk dünyasının tamamında ve Türk dünyasına komşu olan coğrafyalarda kutlanan Nevruz, eski takvimlere göre yılın ve baharın ilk günüdür. Nevruz; Türk insanını birbirine kenetleyen, bağlayan, Ergenekon'dan demir dağları eriterek dirilen atalarının ruhlarıyla yanan bir ateştir. Bu ateş, hiç sönmeden binlerce yıl yandı ve gelecekte de kıvılcımlarından binlerce gönlü tutuşturarak 'ortak kültür ocağı’nda binlerce ruhu ısıtacaktır. Yeni takvime göre ise gece ve gündüzün eşit olduğu martın yirmi birine rastlamaktadır. Nevruz, Türkler’in ilk millî bayramıdır. Çin kaynaklarında; Hunlar’ın milattan yüzlerce yıl önce 21 Mart’ta hazırladıkları yemeklerle kırlara çıktıkları, bahar şenlikleri yaptıkları görülmektedir. Uygurlar’ın Nevruz kutlamalarını tasvir ettikleri tabloları bulunmaktadır. Osmanlılar’ın ise “Sultan-ı Nevruz” adı altında bizzat padişahın katılımıyla törenler yaptıkları bilinmektedir.
Nevruz,Türklerden ve İranlılardan Araplara da geçip islami inanç motifleriyle zenginleşti. İslamiyet’le birlikte Allah’ın dünyayı, Hz.Adem’i Nevruz günü yarattığına iananılmaya başlandı. Zamanla Hz.Nuh’un tufandan sonra karaya ilk bastığı gün,Hz.Yusuf’un kuyudan, Hz.Yunus’un ise balığın karnından kurtulduğu gün, Hz.Ademle Havva’nın Arafat’ta buluştukları gün inançları da Müslümanlar arasında yaygınlaşmıştır. Alevi -Bektaşi kültüründeki Hz.Ali’nin doğduğu gün,Hz.Hüseyin’in doğduğu gün,Hz.Ali’nin Hz.Fatma ile evlendiği gün, Hz.Ali’nin halife olduğu gün, inançları da Nevruz‘u daha kutsal bir gün durumuna getirdi. Türkiye ‘de Nevruz, “Sultan Nevruz, Navrız, Mart Dokuzu” gibi adlarla bir bayram halinde kutlanmaya başlandı.
Coğrafya, tabiat şartları, insan meşguliyetleri takvimlerin oluşmasında birinci derece önemli unsurlardır. Türkler genellikle orta iklim kuşağı veya ılıman iklim kuşağı (30°-60° enlemler arasında) adı verilen bir coğrafyada yaşayan, yirminci yüzyılın başlarına kadar genellikle tarım ve hayvancılıkla geçinen bir millettir. Takvimleri de bu coğrafya, tabiat şartları ve meşguliyetlerinden doğmuş ve gelişmiştir. Doğal olarak Nevruz, bütün Türk devlet ve topluluklarında bilinmektedir. Bir başka ifade ile Nevruz'u tanımayan, yaşatmayan, uygulaması bulunmayan herhangi bir Türk devleti veya topluluğu yoktur. Bu yönüyle Nevruz; birlik, beraberlik ve barışı ifade etmektedir.
Diğer Türk devletleri ve topluluklarında ise şu isimler altında kutlanmaktadır: Altay Türkleri: Cılgayak Bayramı; Azerbaycan: Novruz, Ergenekon Bayramı, Bozkurt Bayramı, Ölüler Bayramı; Başkurt Türkleri: Ekin Bayramı, Doğu Türkistan:Yeni Gün, Baş Bahar, Gagavuzlar:İlkyaz; Karaçay-Malkar Türkleri: Gollü, Gutan, Saban Toy, Tegri Toy; Kazakistan Türkleri: Navruz, Nevruz Bayramı, Nevruz Köce, Ulus Günü; Kazan Türkleri ve Karapapaklar/Terekemeler: Ergenekon Bayramı; Kırgızistan Türkleri:Noruz; Kumuk Türkleri:Yazbaş; Nogay Türkleri: Navruz, Saban Toy; Özbekistan Türkleri: Nevroz; Tatarlar: Nevruz; Türkmenler: Teze Yıl; Uygur Türkleri:Yeni Gün adlarıyla bu güne özel bir önem vermektedirler.
Nevruz ülkemizde Yılsırtı, Mart Dokuzu, Mart Bozumu, Sultan Nevruz, Gün Dönümü, Yeni Gün isimleriyle de bilinmektedir. Nevruz’un Türk tarihinde ve kültüründe köklü bir geçmişi bulunmaktadır. Türklerin Ergenekon'dan çıkış gününün yirmi bir marta rastladığı kabul edilmektedir. On İki Hayvanlı Türk Takviminde yıl başı da aynı güne rastlamaktadır. Oğuz Kağan'ın bu günü kutsal saydığını ve bayram gibi törenlerle karşıladığı bilinmektedir. Türklerin Nevruz kutlamaları Eski Uygur Dönemi resimlerine de konu olmuştur. Selçuklu Sultanı Sultan Celaleddin Melikşah, devrin uzay bilimcilerini Selçukluların başkenti İsfahan'da toplamış, kendi adıyla anılan Celali Takvimi'ni yaptırmıştır. Şemsi Takvim adıyla İran ve Afganistan'da kullanılan bu takvime göre yılbaşı yirmi bir marttır. Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan, Nevruz gününü yılbaşı kabul etmiş, vergileri buna göre düzenlemiştir. Sultan kelimesinin Nevruzla birlikte kullanılması, padişahların halkla birlikte Nevruz kutlamalarına katılmasıyla ilgilidir. Ertugrul Gazi Törenleri, II. Abdülhamid zamanına kadar (eski takvime göre) mart dokuzu yani Nevruz günü yapılmaktaydı.
..
Mart ayında ayrıldık farklı yöne savrulduk,
Eylül'de gelirsin sanırdım, yoruldum artık,
Allah aşkına de biz hangi yalana inandık,
Mart ayında ayrıldık farklı yöne savrulduk,
Eylül'de gelirsin sanırdım, yoruldum artık...
..
Biliriz mart ayının soğuk geçtiğini,
Tüm tabiatı beyazlar kapladığını,
Hani derler,ya mart kapıdan baktırır,
Kazma kürek yaktırır diye,
Bu felaketin adı mart ayıdır.
Bu yılın mart ayıda daha bir soğuk geçti,
..
“PARANTEZİN İÇİNDEKİLER” - Emin Akdamar (1955-2006)
İdil yayınlarından çıktı!
“Parantezin İçindekiler” mart ayının ilk haftası kitapçılarda!
BİREYLİKLER dergisi ile birlikte istemeyi unutmayın!
(13. sayının ücretsiz ekidir.)
……………..
..
gitme demeyecem sana
git
yüreğinin götürdüğü yere
hüzün benim yüzüm
bir güvercin kanatlanır
suskun şehrimden
..
(Kadinlar Gününde) KADIN
Erkegin kralicesidir iyi kadin, iyi erkek icin.
Allah'a kul olmak gerektir; iyilesmek, güzellesmek icin.
-----------------
Not: 8 Mart, 'Dünya Kadinlar Günü'dür.
..
1.Mart günü
öğleden sonra
büyük bir coşkuyla binildi
o masmavi yolda
..
Yüce allah kıymet vermiş kadına
Cenneti eş tutmuş onun adına
Bu gün kutlu olsun bütün dünyaya
Sekiz mart kadınlar bayramı bu gün
Çoktan bitti artık kölelik devri
Şiddet dayak olmaz cahillik şimdi
..
Sekiz mart dendiğinde, anam gelir aklıma.
Cennet gelir, gül gelir, gülen gözleri gelir.
Sonra öpücük gelir, kondurduğu alnıma.
Her biri duygu dolu, güzel sözleri gelir.
Sekiz mart dendiğinde, kızım gelir aklıma.
Karanfilim dediğim, ŞARMAT gelinim gelir,
O ilk sevgilim gelir, yazılmayan alnıma
..
İstemiş bilinmeyi murad eylemiş Allah
Yaratmış kînatı Habibi Ahmat için,
Ona 'Resulum' demiş, Olmuş o 'Resulallah
Göndermiş bu dünyaya, 'Âlleme rahmet' için...
7 - Mart - 2009 Amasya
..