Bugün 8 Haziran 2004 Salı, ben bugünü takvim yapraklarından yırttım ve hafızamdan çıkardım. Yaşadığım ve yaşayacağım en kötü gündü benim için. Evet hayatımın en kötü gününü geçirdim. Çünkü sevdiğimi kaybettim. Sebepli, sebepsiz, bahaneli, bahanesiz sevdiğimi kaybettim. Bu acı belki bugün beni delirtti ama yüreğimden silinmeyecek hatıralarla beraber tarihe geçti. Halbuki ilk defa en son ne zaman kavga ettiğimizi hatırlamıyordum. Kavga etmeyeli ilk defa bu kadar uzun bir süre olmuştu. İlk defa bir kavgadan sonra telefondan arayan ben oluyordum ve bu sefer telefona cevap vermeyen sen. İşte bu yüzden tarihe geçti ya. Beynimin sayfalarına altın harflerle birer birer damgasını vurdu. Belki aramızdaki pamuk ipliği ilk defa bu kadar inceldi ve inceldiği yerden de koptu. Seni asla unutmayacağım 8 Haziran 2004 Salı. Belki hayatımdaki en büyük değişim, belki kader, belki belkide acı son. Artık kararımı duygularım değilde vücuduma hükmeden beynim verdi. 9 Haziran sabahında güneşe son bir kez daha bakacağım. Benden neler alıp neler götürdüğünü soracağım, şayet bir cevap veremezse usulca çekip gideceğim. Sanırım duygularımı hapsedeceğim bir mapus yapmalıyım bedenimde. Asla oradan çıkmamalılar. Yeni bir günün hem bende hem yaşamda neleri değiştirebildiğini bugün öğreniyorum. Hayat farkına varmadığım bir oyunmuş sanki, bir rüya. Akşam güneş battığında belki uyuyor olacağım. Seni unutmayacağım 8 Haziran 2004 Salı; yemeden, içmeden, uyumadan kesintisiz düşünebildiğim ilk günsün sen. Ben rüzgarlı bir sahil kenarındaki kum tanesiyim, senin için önemli değil bizden milyonlarca var ama yinede söylüyorum 'Ölüm beni bulana dek Seni Unutmayacağım' Sana kesinlikle kırgın değilim, biliyorum ki acılarla yaşamayı da öğrenmeliyim...
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
'Nesir güzel ifadelerle dolu ama; kimi kaybettiğinizi hala anlayamadım.Yüreğinize ve kaleminize sağlı'
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta