Mevsim kış, Erek Dağı kar altında
Hayvanatla tohumlar kış uykusunda
Üstad inzivaya çekilmiş bir manastırda
Daim ibadetle meşgul dimdik ayakta
Hulus-u kalple dua etmekte yüce Allah’a
İnsanlığı temsil ediyordu sanki bu asırda
Bir yüzbaşı ile üç jandarma gelir
Hükümet emri götürüleceği söylenir
Talebeleri çok üzgün halk ise yasta
Nasıl yolculuk yapılacak bu karda kışta
Üstad gönüllü gittiğini beyan etti
Halkın yapacağı her şey o anda bitti
Yapıldı son hazırlıklar düşüldü yola
Ancak namaz vakitlerinde verildi mola
Atlı kızaklarla getirildi Erzurum’a
Şubat ayı sonunda ulaşıldı Trabzon’a
Deniz yolu ile tekrar İstanbul’a geldi
Bir haberle ruhu kalbi aklı fikri titredi
Meşhur meşihat dairesi olmuştu kız lisesi
Ağlamaya başladı üstad’ın tüm latifeleri
Yanıyor vücudu yaş akıtmıyordu gözleri
Yanardağ lavı gibiydi duasının sözleri
Üstad o gece kızgın alevler içinde yandı
Aynı gün Meşihat dairesini alevler sardı
İzmir üzerinden gemiyle Antalya’ya gelir
Burdur’daki Deli Baba camisine yerleşir
Nurun tohumu, kırk dokuz toprakta işledi
Kıyamete kadar sürecek olan, ilk filizi verdi
Boş durmaz üstad gece gündüz çalışır
Nur’un ilk kapısı isimli kitabını, kaleme alır
Üstada, doğrudan Kuran’ın dersidir bu kitap
Aynelyakin bir şekilde yeni Saide eder hitap
Çoğaltılır el yazısı ile halka dağıtılır
Yedi ayda Burdur’un tümüne yayılır
Mareşal Fevzi Çakmak Burdur’a gelir
Vali hemen Üstad hakkında şikâyet iletir
Fevzi Çakmak valiye açıkça şöyle der
Çekinmez kimseden fikrini orada söyler
“Bediüzzaman’dan zarar gelmez ilişmeyiniz”
“Gereken saygıyı gösterip hürmet ediniz”
Borborunbekir
Bekir ÖzcanKayıt Tarihi : 1.11.2013 16:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bediüzzaman Said Nursi Destanı - Kronolojik Şiirsel Hayatı
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!