Ne güzel bir koku, yağmurun ince dokusu:
yaşıyor, görülüyor ve, burda da; gönüllerde de taşıyor.
Salı günü çekti sayfiyenin kepenkleri;
televizyonu açtı, kedi sedire kuruldu.
Öğleden sonraya doğru Cuma çıktı, köşebaşı bakkalına.
Bakkal ölmüş, ruhuna El Fatiha; yerine yenisi atanmış.
Bir deniz bekliyorduk. Duvara çarpıp ölmesi gibi
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Devamını Oku
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem