İstanbul’da fazla kalmaz beraatından sonra
Van’a gitmeye karar verir Batum yoluyla
Giderken yol üzerinde uğrar Tiflis’e
Burada çıkar Şeyh Sanan tepesine
Şeyh Sanan tepesi kale gibi hâkimdir Tiflis’e
Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Devamını Oku
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Sayın Ülkü Bey, Selamlar,Pof.Dr.Ahmet Akgündüz hocanın bir makalesinden ilgili bölümü ile sizin sorunuza cevap olur zannederim. Alime tarif gerekmez...
1. BEDÎÜZZAMAN ÜNVANI
Evvela İslamoğlu, Allah’ın hangi isimlerinin sadece Allah için (Allah ve Rahman gibi) ve hangi isimlerinin hem kullar ve hem de Allah için ama farklı manalarda kullanıldığını bilmemektedir. Zira ehl-i sünnetin kelam derslerini okumadığını tahmin ediyoruz. Yahut okuyup da ona itibar etmediğini zannediyoruz. Bedîüzzaman kelimesinin ma’nâsı şudur;
1. Zamanın harikası.
2. Asrın mükemmel insanı.
Yani insanlar için kullanıldığında, lûgat ma’nâsı itibariyle, kendi zamanının eşsiz şahsiyeti, benzeri görülmemiş garîbi, emsâli olmayan hârikası ve saire demektir. Terim olarak ise, Bedîüzzaman ünvânı, insanlar arasında emsâli bulunmaz derecede zeki ve kuvve i hafızası şaşılacak derecede yüksek olan kimselere verilmiştir. Bedîüzzaman i Hemedanî, Bedîüzzaman-ı Cezerî de tarihde bu ünvanı alanlardandır. Tarihde bir kaç Bedîüzzaman gelmiş geçmiş. Fakat hem zekâ ve hıfzda, hem idrak ve kavrayışta, hem hal ve davranışta, hem kıyafet ve harekette, hem tarz ı beyân ve üslub cihetlerinde hiç birisi Bedîüzzaman Sa’îd i Nursî’ye benzememektedir. Yani Sa’îd i Nursî gerçekten ve vakı’a olarak herşeyi ile zamanın Bedi’idir. Hatta meslek ve meşrebi de, davası ve mücahadesi de bambaşkadır, garibtir, bedi’dir.
Bedîüzzaman Hazretleri, kendisine zamanın din Âlimlerinin büyükleri, hatta ehl i siyâset ve mekteb muallimleri bile “Bedîüzzaman” ünvânını verdikten sonra, kendisi de bazen te’lifatında bu ünvânı imza yerinde kullanmasına bazı itirazlar geldiği zaman, şöyle izah edip cevab vermiştir:
Sual: Sen imzanı bazen Bedîüzzaman yazıyorsun. Lâkab medhi imâ eder?
Cevab: Medih için değildir. Kusurlarımın sened i özürünü bu ünvan ile ibraz ediyorum. Zira bedi’, garîb demektir:
Benim ahlâkım suretim gibi, üslûb u beyânım elbisem gibi garîbtir, muhâliftir. Görenekle revaçta olan muhâkemât ve esalibi, üslûb ve muhâkemâtıma mikyas ve mihenk i itibar yapmamayı bu ünvânın lisân ı haliyle rica ediyorum. Hem de muradım Bedi’, acîb demektir.
الَىَّ لَعَمْرِى قَصْدُ كُلِّ عَجِيبَةٍ * كَاَنِّى عَجِيبٌ فِى عُيُونِ الْعَجَائِبِ (Acayip varlıkların nazarında ben bir garip varlığım. Ömrüme yemin ederim ki, benim de tek gayem garip şeylerdir) beytine mâsadak oldum. Bir misali budur: Bir senedir İstanbul’a geldim, yüz senenin inkılâbatını gördüm.
Yine bu ma’na için başka bir eserinde şöyle demiştir:
Şimdi anlıyorum ki: Eskiden beri benim liyakatım olmadığı halde bana verilen Bedîüzzaman lakabı benim değildir. Belki Risâle i Nur’un manevî bir ismi idi. Zâhir bir tercümanına âriyeten ve emaneten takılmış. Şimdi o emanet isim, hakiki sahibine iade edilmiş.
Keramet veya feraset üstadın beşaretlerine inşaallah deriz. Ama şu Bediüzzaman tabirinin mealine bir atf-ı nazar etmenizi de ısrarla tavsiye ederiz.
Hayırlı sınavlar.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta