Hiç yalansız tam Dürüstüm
Adil -Vicdanlı -Merhametli Türk’üm
Çok çalışarak – çok üreterek yükselmektir ülküm
Mareşal Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’çüyüm
.
Bilimciyim, Laikim, Cumhuriyetciyim, Devrimciyim,
Milliyetciyim, Halkcıyım, Devletciyim
Tam Bağımsızlıkcı, Ulusal Egemenlikçi
Özgürlükcü, çağdaş medeniyetçiyim
.
Onaltıbin yıllık Tarih’im vardır
Ulusal onurum, gururum tamdır
Toprağım, havam, suyum gibi ;
Anadilim Türkçe siyasal bayrağımdır
.
Özgün, Yaratıcı ve Mükemmelci olmaya
Bilgiyi ve Yetenekleri Akıldan üstün tutmaya
Ne zaman Yetkim ve Görevim olursa,
Nitelikli işlerle Nitelikli insanları buluşturmaya
Şerefim, Namusum üzerine söz veriyorum
Kayıt Tarihi : 19.12.2018 09:50:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Biricik Vatan kurtarıcımız - Türkiye Cumhuriyeti'mizin kurucusu önderimiz evrensel dahi asker ve devlet adamı Mareşal Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK döneminde “Andımız” ilk defa zamanın Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip Bey tarafından Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 13. yıldönümü münasebeti ile, 23 Nisan 1933’te Ankara’da düzenlenen ve devlet erkânı ile beraber öğrencilerin de katıldığı bir törende okundu... . Aslında öğrencilere tebliğ edilmek için hazırlanmış ayrı bir metin değildi, Reşit Galip’in konuşmasının içerisinde geçiyordu ve bakan “Size bugün şu işi veriyorum: Bayramınız biter bitmez mekteplerinize döndüğünüz ilk günden başlayarak birinci derse girdiğiniz zaman sınıflarınızda hep birden ve hergün şu sözleri tekrarlayacaksınız” dedikten sonra “Andımız”ı okumuştu… Ankara’da o gün tören münasebetiyle biraraya getirilen ilkokulların dördüncü ve beşinci sınıf öğrencileri, ticaret okulları ile liselerden getirilen talebe ve izciler önce İstiklâl Marşı’nı, ardından da bazı çocuk marşlarını söylediler ve ilk konuşmayı Kızılay adına Kırklareli Milletvekili Fuat Bey yaptı. Fuat Bey’in ardından Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip söz aldı, “Andımız”ı okudu ve bakanın o günlerin modası olan Öztürkçe kelimeler ile süslediği konuşmasının ardından da geçit resmi yapıldı… ERDOĞAN DANIŞTAY'A ANDIMIZ TEPKİSİ: ŞİMDİ Mİ AKLINIZA GELDİ? ERDOĞAN DANIŞTAY'A ANDIMIZ TEPKİSİ: ŞİMDİ Mİ AKLINIZA GELDİ? “ÇOCUKLAR MİLLETE AİTTİR”. Reşit Galip Bey’in konuşması şöyle idi: “Çocuklar güzel yüzlü, güzel özlü Türk yavruları; Bugün kutluladığımız 23 Nisan, on üç yıl önce çoğunuzun doğmadığınız veya daha süt çocuğu olduğunuz zamanlarda yurdu kurtarmak için Türk budununu kurtuluşa erdirmek için, Büyük Millet Kurultayı’nın Gazi babanız eliyle açıldığı gündür. Bunu bayram edinmeniz, ey Türk çocukları, öz kurultayın açıldığı, öz devletin kurulduğu günü kendi bayramınız için seçmeniz ne mutlu buluş! Çocuklar, bayramını dolayısiyle size bir kaç sözüm var. Bilirsiniz, daha iyi biliniz ki her Türk çocuğu anasının, babasının olduğu kadar milletindir. Budunundur. Sizin sağlığınıza, sizin çalışmanıza, sizi budun ülküsüne ve türelerine uygun yetişmenize ananız babanız kadar bütün Türklük yürekten bağlıdır. Can gözlerimiz üstünüze dikilmiştir. Sîzin kafaca, bedence sağlam, gürbüz yetişmenizi, ahlâkça en iyi ve en yüksek yetişmenizi millet dileğini kendi isteklerinizden üstün tutan gönülle yetişmenizi istiyoruz. Analarınızdan, babalarınızdan, hocalarınızdan ve hepimizden daha üstün yetişmek gayretiyle çalışmanızı istiyoruz. Büyük Türk yarınının yapıcıları arasına girmek için şimdiden hazırlanan güzel çocuklar, daima kulağınızda çınlasın ki çalışkan olmayan Türk sayılmaz, ahlâklı olmayan Türk olamaz. Şimdiden bağırarak söylüyorum ki sizlerden çalışmayanlar, iyi yetişmeye kulak asmayanlar bizim yarınki düşmanlarımızdır. İçinizde yarın bütün milletin kendisine düşman olmasını isteyecek çocuk var mı? (Çocuklar burada ‘Yoktur, olamaz’ cevabını vermişler ve şiddetle alkışlamışlardı.) Budunlar içinde bir ve eşsiz Türk’ün güzel yüzlü, güzel özlü çocukları, Türklüğün büyük yarını sizin görünüşte minimini, dayanıksız fakat hakikatte sağlam ve dayanıklı omuzlarınızdadır. Bunu düşünün, bilin, anlayın ve bir an bile unutmayın. Size bugün şu işi veriyorum, bayramınız biter bitmez mekteplerinize döndüğünüz ilk günden başlayarak birinci derse girdiğiniz zaman sınıflarınızda hep birden ve hergün şu sözleri tekrarlayacaksınız: ‘Türk’üm, doğruyum, çalışkanım. Yasam küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir. Ülküm yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun’. Bunu yalnız sizlerden, burada bulunanlardan değil bütün mekteplilerden istiyorum. Haydi çocuklar, bayramınız kutlu olsun, gülün, oynayın eğlenin”. Reşit Galip’in konuşmasında yeni kelimeleri kullanması, meselâ “kavim” yerine “budun” demesi ve daha da önemlisi “Her Türk çocuğu anasının, babasının olduğu kadar milletindir, budunundur” gibi o senelerde bazı Avrupa memleketlerinde hüküm süren rejimlere mahus ifadeler kullanması herhalde dikkatinizi çekmiştir. İlk defa işte bu törende okunan ve okullarda uzun seneler boyu tekrar edilen “Andımız”ın yazılma sebebini, macerasını ve bu metinle beraber getirilen diğer uygulamaları da bir başka yazıda uzun uzun anlatırım… Not : 1. paragraftan sonrası alıntıdır
![Şeref Yüzbaşıoğlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/12/19/7-den-77-ye-turk-andi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!