60 YAŞ
60 Yaş; yüzümde derin çizgiler,
60 yaş, üstümde kara bir bulut
60 Yaş; gözümde sönmüş bir ışık,
60 yaş; binlerce körelmiş umut...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
60 yaşın olgunluğu ve yorgunluğuyla yazılmış ders alınacak harika bir şiir.73 yaşınıza vardığınız bu günde
size sağlıklı, hayırlı bir ömür diliyorum Üstadım.Saygılarımla, Şükrü Topallar
Değerli büyüğüm sayın Beşkese insan tabiki duyumsayışlarını şiirselleştiriyor.Doğanın kaçınılmazı bu kabullemekten başka çare yok elbet.Ama bir de diğer taraftan baktığımızda ne çok canlarda yitirdik daha 19'da 24'de 30 'da..BÖYLE BAKTIĞIMIZDA BU YAŞA DA ŞÜKRETMEK GEREKİYOR BENCE..Hem siz daha çok uzun yaşaıycaksınız,şiirler öyle söylüyor,sevgiyle kalınız..kalınız..
Bu şiiri çok iyi anımsıyorum.
Altmış yaşımı idrak ettiğimde,yaşıyorsam yeniden geleceğim ve o an'a hükmeden duyumsayışlarımı bu sayfaya ekleyeceğim.
Az kaldı ama..:))
Kutluyorum;esenlikler dileyerek.
Erdemle.
Neler çektim neler gördüm 60 yıllık ömrümde
O yaşama aruzusu diri duru gönlümde
Gönül haka genç kalmış duyguların peşinde
Lakin dizler tutmuyor koşmayı beceremem
USTA bze ihtiyarladığımı hatırlatmak nerden aklınıza geldi ve iyiki grlmiş geriye dönüp bakmamızıda sağladunız harika dizelerdei hayattan ders almanında son virajındayız sonrası malum arkamızdn tutulacak birkaç günlük tas ve sonra hayata kalanlar devam edeceker
selam ve saygı ile iyi ve huzurlu günler diliyorum
Çığ gibi çöküşü ihtiyarlığın, göz kararmaları, bel bükülüşü,
Yıllardan yadigâr bir kaç tel saçın, takvim yapraklarıyla bir dökülüşü...
Yolculuk öncesi, savruk bir telâş, yorgun ve hayâlsiz, tükenmiş bir baş...
Ardımdan geliyor, bak yavaş yavaş, aç gözlü bir cellat gibi 60 yaş...
Ağabeyim dur hele,dünyaya ağırlığınmı var,fazlalığın mı var.Daha uzun yıllar sizin güzel şiirlerinizi paylaşacağız.Bak ben duygusal bir insanım valla üzüldüm,yok öyle abi,siz eski topraksınız ve maşallah iyisiniz,şiir olarak kabul ediyorum,zira size pes etmek yakışmaz ki,değilmi yani,yüreğine gurban ağabeyim,kendine iyi bak,Allah'a emanetsin,selam ve saygılar sunuyorum...
Ünal Bey üstadım kutlarım 6o yaş şiirinizi ve kaleminizi. selam ve sevgiler.
Gönülden kutlarım kaleminize sağlık
Mesut Özbek
MERHABA ÜSTADIM,
BEYİTLER HALİNDE, BİRAZ KARAMSAR BİRAZ HÜZÜN DOLU ŞİİRİNİZİ OKUDUM.
AMA BU ŞİİRİNİZİN SİZİN GERÇEK DÜNYANIZI YANSITTIĞINA İHTİMAL VERMİYORUM. SİZ Kİ , YÜREĞİ SEVGİ VE YAŞAMA ARZUSU İLE DOLU BİR İNSANSINIZ.
ŞİİRİNİZİ BEĞENİ İLE OKUDUM. YÜREKTEN ALKIŞLIYORUM.
TAM PUAN
SAYGILARIMLA
Anlamlı şiiriniz için kutlarım üstadım.Saygılar.
Şimdi daha çok hem de yetmiş üç
Oturup kalkması, ne kadar da güç
Cennetin yaşı da malum otuzüç
Üzülmeyin sakın, ebedi böyle.
*************************Bedri Tahir Adaklı
Tebrikler üstadım
İki basamak gerideyim
Gittiğiniz yoldayım..
Saygıyla selamlarım..
Bu şiir ile ilgili 86 tane yorum bulunmakta