-Har Bir Aşka Düşersin Ak Bir Gülü Seversin Diyar Diyar Gezersin Derdi Derde Eklersin-
Bu sevda gülbahara isterse güz kışa kalsın
Ne gece bilinsin ne gündüz
Bırak yanarsa yürek yansın
Varsın toprak almasın muradını
Yeter ki sevdamız bizde kalsın
Gözün yaşı gözünde kurusun
Eller muradını yaşasın sevdamız dünyaya yayılsın
Toplumların gelişim tarihinde insanın ilkeliğinden uzandılar köle oluşuna köleliğin acılarından Spartaküs’ün isyanına yetmedi yolculukları sürdüler aklın kıvrımlarını vardılar toprağı işleyen emekçi ellerde gün yanıkları içinde toprak köleliğinde yetmedi ticaretin teknolojinin gelişiminde sermaye düzenin ortaya çıkışında insanın işçileşip ücretli köle haline gelişinde sömürenle sömürülen cenderesinde Paris komününde ve kırılmıştı ücretli kölelik zinciri Rusya’da RSDİP-Lenin önderliğinde başında kasketiyle gezdiler stepleri barikatları Latinleri dolaştılar bir baştan başa Che’nin motorsikletiyle içlerine çektiler kavganın silahın barutun kokusunu uzandılar uzak asyadan Maonun yurdu Çin’e Ho amcanın Vietnamına, vardılar ordadoğuda Filistin’e.
Yanıyordu yeryüzü ateşti her yanı kızıla kesiyordu sancılı gün akşam alacasında bahar çiçekleriydiler bozkırların türküsünde suda balık gökte kuştular her yerde ırkçılığa her türden ayırımcılığa karşı durdular yeni bir dünya yeni bir umut yeni bir insan için zor oyununda zoru ancak zorla bozulacağını bilen mavi vurgun yürektiler ne salonlara sığarlardı ne tatlı sularda kulaç atarlardı onlar için her yer bir ada ve onlar birer adalıydılar gece karanlığında ateş böcekleriydiler karanlık bir ormanda gökteki yıldız kümeleriydiler topluma.
bu bir bağımsızlık tutkusuydu emperyalizme –faşizme karşı özgür vatan uğruna
bu bir inançtı insanın köle zincirlerini kırıp insanın insanca yaşamasında
bu bir kavgaydı adaletsizlikler karşısında öne önce atılanlarca
bu kendi yaşamını değersiz görmek hiçe saymak değildi halkının acılarında
çoklara saymaktı o kadar çoktular ki enternasyonalle geleceği gören gözlerinde günü yakmışlardı
evet hemde kocaman evetle çok gençtiler acemiydiler serçe çırpınışlarda yol yordam arayan birer yarı kördüler belkide hazirliksizdilar donanımları çok azdı yinede biliyorlardı ki teorinin doğruluğu pratikle belirlenirdi ve liderler masa başında değil devrimin en ön saflarında olmalıydı yinebiliyorlardı ki karşı devrimin zoruna karşılık devrimci zor ve yöntem gerekli ancak zoru zorla boşa çıkarmak gerekirdi kavgaya bir kez başlandımı geri durmak tereddüte düşmek yoktu karşı devrimin eline geçince direnmek düşmana teslim olmamak devrimci olmanın inancın gereğiydi
1970’ler sürecinde Deniz’leri anar onları anlamaya çalışırken o dönemin bütün bir kuşağını bu uğurda emek verip mücadele edenleri karşı devrim tarafından bedel ödeyenleri onların mücadelelerine devrimci duruş ve çıkışlarını saymadan saygı duymadan geçemeyiz.Mahirlerin-İboların Sosyalist devrim cephesindeki mücadeleleri eleştiri-özeleştiri bir yana somutun ifadesidir aynı Deniz’lerce.
Denizlerin dilini ezberlemek yarım yamalak bilmek değildi asıl olan anlamak anladığın kadarıyla uygulamak bilginin dağarcığında beynimizin dağarcığına özünden Marksizmi-Leninizmi katmaktı.
Yaşamı bir bütün içinde algılamak o bütünden parçaya inip yayılmak nicelikten niteliğe geçmek teorinin pratik bütünlüğü içinde her pratiğin yeni teoriler getirdğinin bilinciyle sonsuz evrenin büyüklüğünce bir sevgi beslemek ölümü göze alırken o denli,yaşamı insana yakışanlarda özverinin tutarlılığının burçlarında kaprissiz mütevazice sevmek umudu diri tutup büyütmekti kavganın harmanında.
Deniz’leri anlamak dünyayı anlamak,anlamaktan öte değiştirmek için yola koyulmaktı hem kendini hem dünyayı bir kuşağın özgürlük kavgasında o kuşağın sevinçlerini mutluluklarını yarım kalmış sevdasını ve acılarını anlamaktı
O yol ki; uzun uzadıya isterse bir başına kalınsın fırtınaya direnip ona karşı yürümekti
Okyanus ortasında karanlığı yaran bir teknede azgın dalgalarla boğuşmaktı
Yelkenleri kimi kez yırtık kimi kez azgın dalgalarda savrulurken dümene hakim olamamak kimi kez de tek kürekle yol almaktı.
Dalgaların her vuruşunda teknenin savruluşlarında yürek atımı arkadaşlarını içine çekip yutmasında acıları göğsüne bastırıp inanç ve inatla direne direne yola yolcu gerektiğinden devam diyerek yıldız düşlerinin yol göstericiliğinde kavgayı sürdürmekti.
Ve yıldızlar ülkesinden bir ülke yaratıp yıldızlardan taç yapıp ülkenin başını onurlandırmaktı
Devrimci yoldaşlık ve siper arkadaşlığı devrimci dayanışmada gözünü budaktan kırpmadan kaygısızca öne atılmaktı Denizce göğsünü siper etmekti Mahirce,sakınmadan ne yılgınlık vardı ne şikayet onurlu birer baştılar işkencede İboca.
Kanar yanarken hüzün tarlalarımız ateş ve öfkenin sarmalında sevdası rüzgâr kanatlı günlere gebe uzun yol yolcularıydılar gökyüzü ağlayan yağmurları gözlerimize vermişti gidişlerinin ardında güneşten sağdıkları ateş ve ışıkla özgürlük tohumu olarak ekildiler halkın bağrına
6 Mayıs 1972 yılından bu gün 38.ci yılında yine ve bir kez daha gömdük bilinç ve yüreklerimize onları
Güle güle gittiler direncin kardelenleri kızıl karanfillerimiz güneşin erkenci çocukları
bir alaya durucasına tutunup omuz omuza coşkular içinde
Güle güle gittiler bir düğüne gidercesine bayrağı öncekilerden alıp Yaşasın Marksizm –Leninizm yaşasın Sosyalizm kahrolsun Emperyalizm kahrolsun Faşizm diyerek bizlere teslim ettiler.
'Asla unutmayalım ve unutturmayalım ve''Egemen sınıflar, sağlıklarında büyük devrimcileri ardı arkası gelmez kıyıcılıklarla ödüllendirirler, öğretilerini en vahşi düşmanlık en koyu kin, en taşkın yalan ve kara çalma kampanyalarıyla karşılarlar. Ölümlerinden sonra büyük devrimcileri zararsız ikonlar durumuna getirmeye, söz uygun düşerse azizleştirilmeye ezilen sınıfları teselli etmek ve onları aldatmak için adlarını bir hale ile süslemeye çalışırlar...' Vladimir İlyiç Ulyanov
Anıları Önünde Sonsuz Saygı Sevgimle Eğiliyorum
Onlar Yolumuzu Aydınlatan Birer Işıklar
Mücadeleleri Mücadelemiz
Işıklar Içinde Olsunlar
Adalılara Devrimci Merhabalarımla
Bitmedi…
Vedat Koparan 08.05.2010
Vedat KoparanKayıt Tarihi : 9.5.2010 12:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!