6-Mart-1993 Şiiri - Gültekin Zoroğlu

Gültekin Zoroğlu
12

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

6-Mart-1993

......................''Geçmiş olsun'' dünya üzerinde bir başka meslek yoktur ki iş bitiminde bu sözcük söylensin,bir tek madencilere has olan bu sözcük aslında karanlıklardan aydınlığa çıkışın,yaşama,gün ışığına yeniden merhaba demenin bir simgesidir,Patlama neticesi yaşamını yitiren,Armutçuk'taki 103,Kozlu'daki 263 madencinin anısına.

Doğanın;
Doğal,çılgın ressamı
.......ölüm tablosunu yapmak üzere,
Alev topunu andıran,
Kızıl boyalarını savurduğunda gökyüzüne,
Saatler yedibuçuğu gösteriyordu.
Doğallığı yansıtması için tabloya katılan kan
Bir şehrin umutlarını yok ediyordu.
Şekillenmeye başlayan resimdeki tek beyazlıklar,
Fondaki siren sesleri eşliğinde,
Ölüm sessizliği taşıyan,
...........Aydınlık yüzlü,talihsiz insanların kentinin
Karanlık sokaklarına canhıraş feryatlarla dağılan
Beyaz,beyaz,bembeyaz ambulanslar...
Susmayacağım dercesine çalan telefonlar,
Sessizliği yırtan çığlıklar.
Ve;
Milyonlarca insan sıcacık evlerinde,
Gazetelerini okuyup,
............televizyonlarını seyrederken,
Sobalarında yanan kömürün çatırtıları
Yıllarca unutulmanın verdiği hırsla
İntikamını alan birinin kahkahaları misali çınlarken.
''Sayın seyirciler '' diye başlayan bir son dakika anonsu,
...........bir anda titretir yürekleri.
Aslında;
Kanıksanmıştır artık,
...............hayra alamet olmadığı.
Akıllardan geçen bir anda,bu haberin;
Kim bilir,
.........nerelerde,
................kimlerin yüreklerini dağladığı..
''Zonguldak'ta grizu patlaması'' diyen
Spikerin titrek sesiyle,
Milyonlarca insanın beyninde oluşan beter patlamalar.
Bilinen tek şey,
Çok sayıda insanın hayatından endişe ediliyor olduğudur,
Yüzlerce,binlerce,milyonlarca yüreğin bu haberle kahrolduğudur.
Gözler ağlamaklı,
..........yürekler yaralı,
Kilitlenilir bir anda ekrana,
O malum görüntüleri izlemek için.
Ana baba gününü andırır,
..............patlamanın olduğu ocakların önü..
Bir kez daha kanıtlanır
............acı haberin ne denli çabuk yayıldığı,
İzlenmek istenmese de insanları çaresizce
....................nasıl ekrana bağladığı.
Analar,babalar,eşler,çocuklar,
Hepsi şaşkın,
..........ne yapacağını bilmez halde.
Dudaklar mühürlenmiş,
Sorulmak istenip de
..........cesaret edip sorulamayan sorular gözlerde.
O hüzün dolu bakışlar,
...................gözlerden süzülen yaşlar,
..........................sessiz haykırışlar.
-Nerede,evlerinin direkleri erkekleri nerede?
-Sağ mı?
-Kurtuldular mı?
Allah aşkına birileri bir şeyler söylesin! ..
-Hiç gidesi yoktu bugün..
-Defalarca öptü kokladı çocuklarını,
-Hiç demezdi ama
.............ilk kez neler yapacağımı söyledi bana.
Ve daha binlerce sözcük,
Hayalet misali dolaşmaya başlar,
Sessiz kalabalığın içerisinde dansedercesine.
Ocakların başında erkeklerini bekleyen kadınların,
Yavrularını bekleyen anaların babaların,
Babalarını bekleyen çocukların,
Yüreklerine bir hançer gibi saplanıp
........................içlerini delercesine.
Bilinir,
Bilinir ki böyle anlarda kurtuluş çok zordur.
Böylesi patlamalar,
Hep ölüme uzanan
.............karanlık bir yoldur.
Tanburlar tekrar dönmeye başladığında
.........................yönelen başlar,
Artık;
Çıkarılan kimin eşi,kimin oğlu,kimin babası
Sorularına yanıt ararlar.
Karanlıkların ressamı,
Ölüm tablosuna son fırça darbesini vurup
..........................resmini tamamlarken,
Kentin üzerine sinen bu ölüm sessizliği,
.............................çaresiz insanlar
Umutlara gebe,
Aydınlanacak yeni bir günü karşılamak üzere dağılırlar...

Çınar GÖLE

Çınar Göle

(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Gültekin Zoroğlu
Kayıt Tarihi : 19.12.2006 18:19:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Değerli kardeşim Gösterdiğin hoş görü takdire değer! Verdiğin cavap harika! Bir şairin mutlaka iyi ve kötüleri vardır.Bu şiire emek verdiğini görüyorum! ve Şiirin sayfamda saygılar kardeşim.'Aşagıda Çınar Gölenin bana cevabı; Teşekkür Öncelikle eleştirin için çok teşekkür ederim dostum..Aşağıda bir kaç örnek vereceğim sadece o klasik okumalardan olmaması ve değerlendirmelerini yapabilmen için teşekkür ediyorum bir kez daha sevgiyle ve şiirlerle kal.. BİLİRİM GÜCÜNÜ SÖZCÜKLERİN Bilirim gücünü sözcüklerin, o çınlayan sözcüklerin ben; onların değil, o yığınları coşturan, kendinden geçiren, başka sözcüklerin gücünü, çıkarıp ölüleri topraktan tabutları meşeden adımlarla götürenlerin her zaman. Gün olur okunmadan, basılmadan atılırlar da sepete, bir çıktıları mı oradan gemi azıya alırlar elbette, gümgüm öterler yüzyıllar boyu, tırmanıp gelen trenlerdir öpüp yalamağa nasır tutmuş ellerini şiirin bir bir. Bilirim gücünü sözcüklerin. Esip geçmiş de bir rüzgâr bir halayın topraklarına düşmüş taçyapraklarıdır bunlar. İnsandır bütün ruhu, dudakları ve bütün iskeletiyle. Vladimir MAYAKOVSKI **Sanırım dört mısranın bir cümleden ibaret olduğunu görüyorsunuzdur.. Dünya edebiyatına mal olmuş bir şair mayakovski sanıyorum bunu da biliyorsunuz.. Bir de bizden örnekleme vermek istiyorum.. EĞER O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer. Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer. Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer. Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık, çalınan birinin kalbiyse eğer. Korkulacak bir yanı yoktur aşkların, insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer. O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses, hiç bir zaman duyulmasaydı eğer. Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar, kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer. Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla, öylesine delice bakmasalardı eğer. Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer. Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin, son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer. Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman, meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer. Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman, beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer. Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla, tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer. O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi, yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer. O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar, son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer. Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri, her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer. Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de, dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer. Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel, namuzsuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer. Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından, dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer. Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de, sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer. Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine, kulağına okunacak biri olsaydı eğer. İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de, kartvizitinde 'Onca ayrılığın birinci dereceden failidir.' denmeseydi eğer. Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar, ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer. Issızlığa teslim olmazdı sahiller, kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer. Sen gittikten sonra yalnız kalacağım. Yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya, canım ellerini tutmak isterse... Evet sevgili, Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu, Kim uzanmak isterdi ince parmaklarına, Mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer! ! Can Yücel. Bu örnekleri dünya edebiyatından ve türk edebiyatından çoğaltabilirim ama sanırım bunları sen de biliyorsundur sevmemek ayrı eleştirmek ayrı..Teşekkür ediyorum.. Çınar GÖLE

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Cafer Canbaz
    Cafer Canbaz

    Antoloji yetkilileri bu işe bir dur derler herhalde.
    Bu iş böyle olmuyor Gültekin kardeş.
    Şairsen kendi şiirlerini asacaksın buraya.

    Cevap Yaz
  • Ayşe Serdar
    Ayşe Serdar

    Bak işte bir başka örnekte burada.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Gültekin Zoroğlu