Bir yara bu belki de hiç ihtimal veremeden bedenimde kanamalar yapan ve zaman zaman kendiliğinden bir anda düşsel çaresizlikle boğazımdan başlayarak bedenimin farklı bölgelerini dolaşıp bir sıkıntı çaresizliği ile beni olduğum yere mıhlayan özleme dair veya içsel düşüncelerle çaresizlik yaratan ve bir anda hareketlerimi ağırlaştırarak beni yıllar yıllar öncesine götürüp, çoğu zaman öfke, bazen de dudaklarımda gülümseme peydah ettirerek geçmişe dair anıların geçmişe dair anıların zincirini çekercesine belki günden güne belki de yılları art arda sıralayarak yaşanmışlıklara ait beyinde oluşan görüntülerin yer veya senin gözlerine ait içimde titremeler oluşturan bir geçmişi yaşama fiili ile çaresiz nefesler almaktayım…
Hangi anını veya sözünü unutmam gerektiğinde hâlâ kararsız kalmam veya bana ulaştırdığın acılanmalara etken, fiillerle düşsel savaş halindeyim sanki…
Ömrümün uzun yıllarını seni unutma çabası ile uğraş verirken, farkındasızlıklarla an zamanlarının anılarını hatırlamaktan başka o kadar çok çaresizliklerim var ki onlarla uğraşım ömrümün uzun zamanlarında yaşamımı pasiflendirdi…
Oysa hatırladığımda o kadar önemli ve tekrar yaşanası anılarım var ki eğer onlar da olmasa, bu günlerde yaşama tutunma amacım hiç olmazdı… Hele bir yerlerde hâlâ deniz var mı diye düşünmemin de çaresi bir de faydasızlıkla uğraşmam pek de garip olan bir yaşam kesiti var yaşamımda…
Veya unutulamaz anılarla yüzümü güldüren anılarla yüzümü güldüren veya mecburen gülmem ya da gülümsemem, yaşamın en güzel anıları arasındaki varlığı mı belki de yaşamımın en önemli sebebim…
Evet O yerde deniz var ve onu sahiplenen de var ki bu gün yaşamımın en saygın ve en önem taşıyan değer önem taşıyan benle beraber yaşam ortağım… Veya hayatın yaşam bölümüne en fazla tutunmamam sebep olan…
Ne güzel deniz o ve ne güzel sesler var yaşama dahi…
Tek başımayım ve sadece yaşamımın en önemsenecek düşüydü bunlar yaşamıma dahil olarak… Sevmek ne kadar yaşama güç katan bir içsel enerji, her an yanında birini veya yaşamımda en önem verdiğim bir cümlenin bana yol arkadaşlığı yapmış olması…
Kendime sözüm oldu ce o yeşil koyusu sahilin rengine tekrarlanacak gelişim olacak… Yalnızlığın eşsiz huzur veren nefes almaları buysa, ben onu yaşarken, düşlediklerimdi bana yaşam enerjisi verebilen… Belki de eşsiz bir bahar veya yaz başlangıcındaki garip serinliği içinde kendime verdiğim bu bir ödüldü…
Yaşam gerçekten küçük sanılan aslında doldurulması eş değer olan kaynaklarıydı belkide ?
Dualarım odur ki oraların güzelliğini arttıran o insanın varlığına sadece yokluğundadır dualarım
Bazen küskün kalırız yaşadığımız kent ile… Bazen de bu kentteki yalnızlığımızdır kendi kendimize küskünlüğümüze…
Çoğu zaman öfkenin ardındaki çok eskilerde mutluluk şarkıları söyleyerek uzun yürüyüşler yaptığımız şarkılara küskünleşiriz, yalnızlık bahanesi ile…
Çoğu zaman yıllar bu şehirde onunla beraber yürüdüğüm gölgelikli sokaklar artık yabancılaşmıştır bize…
Her yürüyüşümde şarkıları mırıldandığım sokaklar, artık kendime yabancıymış gibi sakınır kalırım kendime, sesliğe bürünüp geçmişe düşler hüküm sürer içinde pişmanlıklar barındırarak…
Hele uzaklardaki bir kafede gecenin geçinde boğuk sesler ile söylenen bir şarkının tınısıydı belki de beni geçmişin kulvarında koşturan…
Yaşam çok şeyi gizlisinde saklarken içimde kopuşan anı zincirleriydi belki de bir kendi yosunları arasına gizlenircesine acınılası düşler kurarak yalnızlığın pençesinde salvo yapılışı…
Sana adadığım hayatımdan sonraki düşüncelerime saplanıp, kalan duygum benden başka her şey önemliydi artık bana…
Kendime ait boş vermişliğimle, geçen zamandı artık beni kendime önemsetecek çok az şey kalmıştı artık… Boşuna harcadığım zamandı belki de en küçük umudumu barındıran düşlerle tutunma çabası çabasındaydım yaşama…
Bir tek şey vardı yaşamımızda ortaklaşa kullandığımız, bana senin yazdıklarınla, benim sana yazdıklarımı tekrar tekrar okurken, yüzümde peydahlanan gülümseme ve de deniz…
Müşterek bakındığımız ve kararsız düşlerle, o anki düş kurmalarımız…
Diğeri ise deniz her ikimizin şehrinde de beyaz köpükleri rüzgârı yüzümüze çarpan ve derin bir özgüven ile kendime gülümsemem…
Artık zamanın sonu ve sensizlik hisleri ile çoğul şaşkınlık gülümsemeleri ile cana en yakın olmayı hissetmem…
Biliyorum artık bu düşünceler gereksiz ve sen bunlardan da habersiz yaşadıklarını puslayarak beni yalnızlığıma tekrar tekrar eklemen…
Garip düşünceler bunlar, çoğu zamanlarda yazılarını okumaya gittikçe, içimdeki bir hisle senin gülümsemeni hissederdim…
Şimdilerde yalnızlığın gizemi ile kendime konuşuyorum bu yazdıklarımı okumayacaksın biliyorum ama ben kopyaladığım yazılarınla yaşam nefesleri alacağım şüphesiz…
Biliyorum ki gözlerim görmeye devam ettikçe, eskilerde olduğu gibi onları okumaya ve her gün bir cümlesini ezberimde tutma çabasında olacağım…
Yazılarını okudukça, yalnızlığımın gizeminde nefes alıyordum, bir zamanlar, son yazdıklarımda olduğu gibi, “sen uzaklarda dahi olsan, yolculuk nefeslerim olacaksın.”
Ve biliyorum ki “akşamın güneşi senin de yüzüne düşecek, sogun ışıkları ile…
Kara bir közle karmalanmış düşler gibi sadece kendime hırpalayıcı cümleler savuruyorum… Terk edilmiş ne kadar yaşam zamanından kopuşarak yalnızlığın tıkanıklığı ile sadece öfke ve acınası duygularla geçen zamanı sen yakınlığına düşüyorum sanki... Ve dip karanlık, boğulası bir nem ve kare kare sıralanan görüntülü düşüncelerin içinden kendimi ayrıştırmak istiyorum…
Yaz başlangıcı ve sahilin kumsalı uzun bölgesinde arkamdan gelen müzik eşliğinde denizin dalgası alarak sahil kumunda tükenişi gibi birbiri ardına yapışan düşüncelerin uyumsuz sıralanışı ile geçmişin derinlerinden öfkelenerek çıkıyorum…
Kış aylarının bunalmışlığı ile kendi kendimle zaman zaman hesaplaşırken aklımdan hiç düşmeyen tutarsız tavırlarınla dengesin yaşamın sonrası bunalmışlıklarınla gözlerime bakmadan ağlayışlarının bedelini bu dalga sesleri arasında ayrı ayrı bunalarak öfke zincirlerinden kopuşmaya çalışıyorum…
Ne kadar gereksiz önem vermişim kendine ait korkularınla inandırıcı hale gelanlatılarını o günlerde içime akıttığım gözyaşlarımın ruhumda derinlemesine boşluklar oluşturmasını bu günlerde bile hâlâ kurtuluş haykırışını unutamadım…
Zaman gereksiz ölçüdeki inanışlarla yanılgıları asla hoş gördüremiyor insana…
Hele aslı olmayan konulara ağlayışların ile ellerinin titreyişlerini bu günlerdeki dahi kolay unutulma şeklini ruhumda bulamadım…
Evet sen benim ufaklığımdın, zamanla önemlim de demeyi denedim, Ardından anlattıklarını inandırıcı bulup çözüm arayışlarımdaki yanılgılarım kolay atlatılası olamadı…
Zaman zaman gözyaşlarına içsel titremelerimle içime akıttığım onca acılanmanın da bir yanılgı olduğunu hâlâ kabullenemedim ki zaman zaman öfkenin zincirini bedenime vurarak, bedenimde derin izler bırakmasını hâlâ sağlamaya çalışıyorum…
Kaybedilen duyguların arka arkaya sıralanışını bile geçiştirmeye çalışmada hâlâ sonuca ulaşamadım...
Şu anda güneş batmak üzere iken, kızarıklığı ile öfke limitine ulaşmış olmam da sana olan acıma duygumu bitirip tüketemedi…
Beklentim sadece geçiştirdiğime inanamadığım bu geçen saatlere bile sığınıp bu geçen saatlere bile sığınıp ben bu tükenmezliği yok sayıyorum diyemedim…
Şimdilerde nerelerde olduğunu bilmesem de merak konusu dahi yapmamam kendime, olan güvenimi pekiştiriyor…
Ne garip değil mi sevgili, insan kendine kendi yalnızlığı ile yetikli olmayı öğreniyorsa ki artık zaman yavaş yavaş bu yolda tükeniyor demektir…
Garip olan sevme duygusunun limitini yaşadığın bir yalan bölümüne öfkelenmek de o kadar zor değilmiş meğer…
Sevgi rüzgarsız bir sahil boyunda kendini daha çok fark ettiriyormuş meğer…
Ne garip değil mi insan hâlâ ben seni sevemedim ki diye düşünse de ses tonunu yükselterek haykıramıyor şüphesiz…
Belki de tükenmesini istemediğim veya tüketilmesini istemediğim yollar ve yol arkadaşlığımız vardı.
Çoğunda bu yollarda birbirimize yaşam hikâyeleri anlatır veya yaşama hikâyeleri anlatır, yaşama dair can sıkıcı zamanların etkisi ile tükenmesinden korktuğumuz sevgiler vardı…
Zaman bu sevginin girdaplarında yaptığımız yolculuklar vardı. Birçoğunda gözyaşları dökerek, hıçkırırdık yaşama şartlarının birçoğunun imkânsızlıklarla bize vurgun etkisi yaparken, her an bir çıkış noktasının bulunacağı umudu ile geleceği özlerdik…
Bu yollarda sevginin gizemi ile mutluluk şarkıları dinler, çoğu zaman da Sezen Aksu’nun belirgin şarkılarını gözyaşları ile göz göze bakarak dinlerdik…
Nedense yaşam çoğu zaman bizim beraberliğimize zorba engeller çıkarırdı ki biz yaşamı öksüzleşmiş duygular ile zamanı kullanırdık…
Kızmak ve küsmekle öfke yığınlarını aşma zamanları oldukça uzun sürerdi...
Yaşam çoğu zaman bulutlu havalarda çaresiz bırakırdı bizi… Ve küskünlüğümüz artardı bu zorlu nefeslerle…
Mustafa Yılmaz 4
Kayıt Tarihi : 25.7.2019 18:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çoğunda bu yollarda birbirimize yaşam hikâyeleri anlatır veya yaşama hikâyeleri anlatır, yaşama dair can sıkıcı zamanların etkisi ile tükenmesinden korktuğumuz sevgiler vardı… Zaman bu sevginin girdaplarında yaptığımız yolculuklar vardı. Birçoğunda gözyaşları dökerek, hıçkırırdık yaşama şartlarının birçoğunun imkânsızlıklarla bize vurgun etkisi yaparken, her an bir çıkış noktasının bulunacağı umudu ile geleceği özlerdik… Bu yollarda sevginin gizemi ile mutluluk şarkıları dinler, çoğu zaman da Sezen Aksu’nun belirgin şarkılarını gözyaşları ile göz göze bakarak dinlerdik… Nedense yaşam çoğu zaman bizim beraberliğimize zorba engeller çıkarırdı ki biz yaşamı öksüzleşmiş duygular ile zamanı kullanırdık… Kızmak ve küsmekle öfke yığınlarını aşma zamanları oldukça uzun sürerdi...

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!