—O; konuşmasının başında, ben özürlüyüm der.
Adam, nerenden özürlüsün? oysa yaşamın kendisi özürlü,ayrıca olsun ne var bunda yeter ki beyinlerimiz özürlü olmasın.
—O; bu düşünceye sevinir, iç geçirerek genelde böyle düşünülmüyor, sizin bir ayrıcalığınız olmalı?
Adam bende yarım akıllının biriyim belki ondandır... Diyerek hafifçe gülümser.
Bilemezlerdi gecenin bir anında böyle başlayan bir girişle onca saat yazışarak sohbet edeceklerini.
İkisininde ne çok konuşacakları varmış, bu belki de yıllardır içlerinde büyüttüğü herkesle her şeyin konuşulup paylaşılamayacağı bir birikimin doruğunda odaklaşan patlamaydı.
Bu durum öyle ki biraz iletişimin gizininde etkisi göz ardı edilemezdi, zira kim nedir ne değildir sorusunun açıklaması cevabı varken yoktu ve hiç sormamışlardı da ta ki saatler sonra..
Konuşmalar gösteriyordu ki, güven olayı ve olgusu sözcüklere yansıdıkça içtenlik daha bir anlam ifade ediyordu, öyle ya kendi öz güveninden yoksun kalan bir toplumun bireyi olduklarını kendileri de çok daha iyi görmekteydiler bunu bilmenin verdiği düşünceyle en içten bir akışla paylaşımlarını sürdürdüler.
Yaşam tesadüflerden ibaret değildi belli bir düzeneğin işleyişinin ürünü olduğundan rastlantısal olan yaşamın sürprizi şimdi karşısında adeta bir hayaldi sözcüklerin dansında, yazın dilinde akıştı, düşünceler duygular gecede yol alan bir yıldız parıltısıydı, hangimizin yaşamında rastlantısal sürprizler yoktu. Zaman anlamlı, zaman dinginsiz akan bir ırmaktı.
Çağın teknolojisi böylesine insanı çekip çevirirken bir o kadarda yakınlaştırabiliyordu bu adeta yeni oyuncaktı zira geçmiş oyunları düşününce bu bilinmedik alet dünyayı ne kadar yakınlaştırmakta, insana ulaşmakla birlikte kendinden günlük yaşamdan bir o kadar uzaklaşabilmekte olduğunu da göstermekteydi, yapaylığın içinde gerçeği gerçeğin içinde yapaylık nasıl iç içe geçen bir durumdu.
Aranan,kaçılan,kaygılar ne idi ve egolar nasıl açtı ne ile doyurmak gerekirdi.
Günümüzde insanın açlığı sevgisizlikte sevgiydi, herkes o denli açtı muhtaçtı sevgiye,saf duru sevgi, aşklar vurgun yemişti.
Ummanda bir damla, çölde bir kum tanesiydi onca varlık içinde yokluktu yaşanan,çekilen acıların sızılarında titrerdi sevgi yaprağı, gül hareleri kanardı.
Hiçbir şey kimseye altın tepside sunulmamıştı dizler düşe kalka sıyrıklarla kanayarak büyünürdü, acılar büyütür güçlü kılardı oysa istenen yaşanması gereken bu değildi.
Aşk ise o denli çarpıtılışında yaşanırken, yaşanan aslında aşksızlıktı. Diğer yandan birilerinin aşkı farklı olmalıydı,yaşamı dönüştürmeyi yeğleyenlerin farkıyla, aykırı bir yolcunun aşkı böylesine yalın böylesine içten farkını ortaya koyabilen olmalıydı.
Ondandı aşkın insanı güzellemesi, ondandı aşkın devrimci oluşu ondandı yok edip yaratıcılığı, yok edilemez aşklara insana akan tarihin burgacından süzülüp gelen bu gün yaşanıp yarına taşınandı.
Tüm bu konuşmalar bir yerde noktalanıp gün aydınlığına varılmıştı,ayrılık anıydı hoşça kal denilerek tünel içinde kalınıp başka bir rastlantısallıkla güne akıldı.
Bitmedi...
Vedat Koparan 19.02.2006
Vedat KoparanKayıt Tarihi : 19.2.2006 19:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!