48 Yıllık Sır Çözüldü Demiştim 52 Yıl So ...

48 Yıl önce elime bir dergiden koparılmış tek sayfalık bir edebi yazı buldum.Başlığı AVUNTU Yazan M.Necati Özsu arkadaşı Ali İhsan Yakuta ithaf etmiş.Yazı o kadar içten yazılmıştı ki defalarca okumaya doyamadım.Ve 48 yıl sakladım.
Antoloji com’da bu yazıyı ANKARA-KAYMAKÇILI BAKKAL-AVUNTU ADIYLA Şiir haline getirip yayınladım.Bir de not düştüm.Şöyle:

48 yıldır bir dergi yaprağı saklarım.İçinde Avuntu adlı kısa bir öykü var.Beni her okuduğumda olağanüstü etkilemiştir.Yazarı M.Necati özsu bu yazıyı Ali İhsan Yakuta adamış.Eğer sağ iseler onlara yoksa oğullarına yada torunlarına bu bir sayfayı hediye etmek isterdim.Ama derginin adını bile bilmiyorum.İşte bu şiir nesirin hemen hemen aynısıdır.

Bu bir çuval pirinç içinde tek bir taşı aramak gibiydi.Doğrusu pek ümidim yoktu ama belki diyordum.Aradan tam dokuz ay geçti.Bir gün bir mesaj aldım aynen şöyleydi:
İsmail bey merhaba.Ben Ali İhsan Yakutun kızıyım.Bahsettiğiniz dergi belki de ilk kez köyde çıkarılan SABAN dergisiymiş.Necati Özsu rahmetli olmuş.Babamda da dergi sayfasının orijinali yokmuş.Gönderirseniz çok sevinir.Ayrıca şiiri de çok beğenmiş.Teşekkür etmemi söyledi

İyi çalışmalar.
Evrim Yakut

ve altta da adresi vardı.Çok sevindim Şimdi bu sayfa sayın Ali İhsan Yakutun elinde.O da yazarmış.Ve son eserini bana yollayacak.

Sizlerle peylaşmak istedim.Yazının aynını aşağıya alıyorum.

AVUNTU

M.Necati Özsu
A.İhsan Yakuta

Bir yaz günü bitimiydi.Azmak boğazından Ege denizinin tuzlu yosun kokuları geliyordu.Irak ülkelerin özlemi doluyordu içime.Sanki dostlara bu açıdan,Ramadan dağı ile Zırtlan çukuru dağlarının aralığında olan gedikten varılacaktı.
Onların elleri bu gedikten tutulacak,gözleri bu gedikten öpülecekti.
Elimde bir dergi ve adıma adanan bir yazıKAYMAKÇILI BAKKAL
Gözlerim Azmak boğazındaki dar gedikçikte. Öylece kalmıştım...Bir süre sonra yön değiştirerek bakındım çevreme.Çatalkaya,Karabelen,Dikmen ve Somaklık dağlarının moraran sisli dorukları...Bir halk ozanı olmayışıma hayıflandım.Karacaoğlan denli.Fenasın da karacoğlan fenasın /od düşe de döne döne yanasın/Yüce dağlar sen de bana dönesin/Ayrılasın yareninden eşinden. Demek gerekti.,deyemeyişime,sazımın tellerine dokunup,doğayla dilleşerek,dostlara ulaşamayışıma yandı içim.
Bugüne değin özgürlüğümün bu denli yoksun olduğunu bilmemiştim doğrusu.Demek kanunlar,yasa ve töreler engellenmeyince de yaşantılarımızın zorumluluğu bizleri özgürsüz bırakıyormuş.Oysa dağlar ne ki? Otomobiller,trenler, vapurlar,uçaklar kimler için? Ama gel de bin bunlara, gel de bir dakkacık ayrıl şuracıktan,elindeyse bir koyup git şu toprağı...
Çok kez kişi avuntusunu umutlarda bulur.Umutlarını yitirenler için de Tanrı tuzlu gözyaşlarını vermiş.Hem de nasıl bir cömertlikle,akıt akıtabildiğin kadar,sebil et, harca...Öyle bir tatla akışı vardır ki onların,bağra öyle bir süzülüşü,buz gibi akışı vardır ki...Yanan yüreği onlardan başka hiçbir şey serinletemez.
Bunları niçin mi yazıyorum diyeceksiniz? Bilmem...Bilmem ama bildiğim öyle bir ağlamak isteği var ki içimde...
Bu denli deyişim,kötü şeyler düşürmesin usunuza,beni umutlarını yitirmiş bir kişi sanmayın.Çok şükür Tanrıma ki,yaptıklarında daha o kadar ileri gitmedi,bak umutlanıyorum.Bir gün karşımdaki dağların mor doruklarını aşarak,Azmak dağlarının yosun kokulu havasını içerek,özgürlüğüme kavuşacak,dostlarıma ulaşacağım.İşte o zaman,her yol Ankara,her yol KAYMAKÇILI BAKKALAvaracak.
Öyleyse ağlamak değil avunmak gerek.

İzmir 12 ocak 2008

Ve 26 mayıs 2012 tarihinde yani 52 yıl sonra yeni bir mesaj aldım.Bu kez yazan M.Necati Özsu’nun torunuydu.Mesaj aynen şöyle yazılmıştı:
“
44483516 - Aktif 26.05.2012 14:52:00 Aktif Yap | Pasif Yap | Bu Görüşü Sil

Şiir: 880233 - Antoloji.Com Sayesinde 48 Yıllık Sır Çözüldü-08

Yazan: Serap Bertan 1

Merhabalar. M. Necati ÖZSUnun torunu oluyorum. Ağlayarak yazınızı okudum. Yayınladığınız bu bilgi için teşekkür ederim. Dedemle ilgili bilgi topluyorum. onunla ilgili arşiv oluşturmayı düşünüyorum. Edindiğiniz daha fazla bilgi varsa bana ulaşırsanız sevinirim. Saygılarımla.

ONA BEN DE ŞU YANITI YAZDIM:
Çok değerli kardeşim SERAP BERTAN

M Necati Özsu ve yazısını ithaf ettiği Ali İhsan Yakutu sadece bir derginin sayfasından tanıdım.ama antoloji com da yayınladıktan sonra dedenizin arkadaşı Ali İhsan Yakutun kızı sayın Evrim Yakut beni aradı ve sayfayı babasına ilettim. şu anda onun elinde.bildiğiniz gibi ilk köy dergilerinden belki de ilk olan SABAN dergisinin bir parçasıymış AVUNTU YAZISININ BULUNDUĞUN SAYFA..Daha sonra Avukat sayın Okay Türkay aradı hatta davet etti ama bir türlü görüşmek nasip olmadı.Ve en son değerli kardeşim siz aradınız.
Canım kardeşim dedeniz çok değerli bir insanmış.Tanımıyorum diyemem çünkü tam 48 yıl onun ta yüreğinden gelen doğa ile özdeşleşen ozan gibi dilleşen harika yazısını kaybetmeden taşıdım..Bizler birbirimizi görmesek te tanırız evladım.Çünkü bizler bu vatanın toprağına insanına ozanına aşına ekmeğine saygılı hatta aşık bir nesildik.Bizler köylüye ilk kez traktörü tanıtan,yoncayı korungayı öğreten,kavaklık yaptıran tiyatro ile tanıştıran bir nesildik.İşte dedeniz de aynen bu anlattığım sayısız cesur yüreklerden bir tanesiydi.Bunları arşivine dedem böyle bir insandı diye hiç çekinmeden yaz kesinlikle doğrudur evladım.Şu anda ne yapıyorum dersiniz.Yıllardır biriktirdiğim gazeteleri ciltliyorum.Bir taraftan da Samuel P.Hantingtonun medeniyetler çatışması makalesini tekrar arkadaşlarımın gündemine getirmek için hazırlıyorum.Ve çok acıdır ki dünyada yankılar uyandıran ve hala güncelliğini koruyan bu uzun makaleden bizim hala haberimiz yok.
Ayrıca ben dedenize içten bir sevgi ve saygı besliyorum çünkü bana yıllarca tekrar tekrar okumaktan zevk duyduğum harika bir eser bıraktı.Avuntu bana göre tam bir sevecen yürek.O özlem hasret insanı doğa tutkunu.Onunla ne kadar gurur duysan yeridir.Ben dedeniz sayın M.Necati Özsu ile gurur duyuyorum.Tüm köy enstitülü öğretmenleri de saygıyla anmak istiyorum.
Gözlerinden öperim evladım esen kalınız.Büyüklerinize selam ve saygılarımı iletiniz lütfen.Bana her zaman yazabilirsiniz.asla çekinmeyin.Ben de dedeniz gibi sevecen bir dedeyim.

İsmail uysal özden özgür
7 haziran 2012