46 Dakikada Şiiri - Oktan Catak

Oktan Catak
3

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

46 Dakikada

Sokağa bulut inmiş
Karanlığın grisinde
Yalnızım
Maziye bıraktığın izler silinmiş
Anlatıların beynimde
Gri renginde hayaller
Bulutlar şekil oluyor
Köşe bucaklarda
Gölgem aydınlanıyor
Ay ışığıyla
Ben
Ansızın kararıyorum
Sen şekil olmuşsun
Dumandan kokular saçıyorsun
Biliyorum
Tutmak istesem de
Yoksun
Cebimde resmin yok
Cebimde sesin
Beynimden bedenimdesin
Sokak lambasına yaklaşıyorum
Hani güneş misali
Yalnızlıktan da üşümüşüm
Isınma hikayesi
Lamba cılız
O da yalnız
İçimden konuşuyorum
Yalnızlık ortak noktamız
Işığı titriyor bazı bazı
“Gün ışır benden hayır yok” hikayesi
Utanıyorum
Zavallı bir sokak lambasının
Işığına sığınmaya
İnadıma yürüyorum
Karanlıktan karanlığa
Gölgem takipte
Ayrılmıyor arkadaş sanki
Kah önümde kah dibimde
Ay ışığınca peşimde
Uzuyor kısalıyor
Bir de
Kayboluyor keyfince
Daldığım sokak
Daraldıkça daralıyor
Daralıyorum
Nefes alamıyorum sanıyorum
Bulutlar daha bir inmiş
Yer yüzü dalga dalga bulut
Gök yüzü unutulmuş misali
Kendime dokunmaya korkuyorum
Sanki ayak seslerim bana
Kalleşlik yapacaklar
Korkumdan heyecanlanıyorum
Astımım açığa çıkıyor
Öksürüğümle
“Sanki” diyorum
“Sanki öksürüğüm bile
bana pusu kurmuş”
Çantamdan ezbere
Ventolinimi çıkarıp
Üç-beş nefes alıyorum
Karar aldım
Ölümüme
Bir sigara çıkarıp yakıyorum
Sigaramın dumanı
Bana nispet
Bulutlarla
Sarmaş-dolaş oluyor
“Bir yerlerden tanışlar galiba”
Geçiyor içimden
Gülümsüyorum
Dumanları bile kıskanıyorum
Varım
İstanbul’dayım
Yalnızım
Üşüyorum
Kendimce karar almışım
Ölümüne
Yönüm değişiyor
Kendiliğinden
Evren yasası
Hala geçerliğini koruyor
Kendimi koruyamıyorum
Yenilgimden ötürü
Epeyce kızgınım
Kalleşliklere
Bozuk kaldırımdan aşağı
Taşlı yola iniyorum
Ara sokaklardan birinde
Çöp kutusu yuvarlanıyor
Birkaç kedi
Yiyecek kavgası yapıyor
Yiyecek kavgasının bile
Zaman kavramı yok
Zayıf olanı kollamak da
Artık işime gelmiyor
Zayıfım ya
Zaaflarım da var hani
“Güçlü olan yaşasın” diyorum
Rıhtım görünmeye başlıyor
Sisler azaldı azalacak
Sen de dumandan hayallerin de
Gölgem gibi sadık değilsiniz
Oynuyorsunuz
Rıhtıma doğru yaklaşıyorum
Hiç amaçsız
Hiç umutsuz
Hiçi hiçine
Hiç yoktan hem de
Denizdeki oynak
Yakamozlara bakıyorum
Önce gözlerim dalıyor
Işıkların hazzına
Sırf mutluluk için ha
Sırf mutlak mutluluk
Hayalin konuşmuyor
Kendimle konuşmama kızıyorum
Olmayanı anlatan
Kelimeler zincirime küsüyorum
Bir de
Beynimden geçenlere
Bende olmayan
Var olan olgulara
Dehşetengiz oluyorum
Şehir bulutlardan arınıyor
Gri hayaller denize dalıyor
Deniz beni de çağırıyor
Pınar’ı içmiş içmiş
“Hala içiyorum” diyor
Pınar da Deniz’e Deniz’e akıyor
Dayanamıyor yüreğim
Yetmiyor nefesim
Sular bile mutlaka kavuşuyor
“Hey Allah’ım” diyorum
“Kavuştur bizi”
Kafamı da kaldırmışım ya
Yüz ifadem görünsün hikayesi
Gökyüzünde aniden
Yıldızlar beliri beliriyor
Hem de göz kırparcasına
“Hadi vakit tamam”
Gölgemi terk eden
Ben oluyorum
Algılamalarımla hemen
Atlıyorum rıhtımdan aşağıya
Son duyduğum
Hiç tanımadığım ve
Görmediğim bir insan sesi
Sesi kulağıma şöyle değiyor
“Koşun kurtarın bir kadın
kendini denize attı”
Yardım da istemiyorum
Kafaya kakmalardan
Ölümüme yüzüyorum
Deniz’le Pınar
Önce içlerine
Yüreklerindeki derinliklerine
Alıp kavrıyorlar
Sonra
Tamam olmuşum ki
Bedenimden
Balıktan torunlarım faydalanıyorlar.
(14/10/2003 Koşu yolu/İST. 03:00-03:46)

Oktan Catak
Kayıt Tarihi : 28.5.2005 20:32:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Oktan Catak