On yedi yaşında düştüm gurbete,
Yüreğim yanardı her mola yere.
İnşaat köşesi, taşla sıvayla,
Yalnızlık dönerdi akşam üzeri.
Yedi yıl il il gezdim bu vatanı,
Otobüs yorgundu, ben de yorgundum.
Camdan bakar oldum nice sabahı,
Bir hayal kurardım, içimde dundum.
Gece yarısında kalkardı sefer,
Uyku yok, umut var, yolculuk yeter.
Muavin kolonya dökerdi birer,
Çay ikram edilse sanırdım zafer.
Dağ lokantasında soba yanardı,
Camlar buğulanır, içim ısınır.
Bir dilim ekmekle dünya sarardı,
Yoksul da severdi, gönül alırdı.
Yıllar geçti, geldim Mısır yolları,
Üç günde yirmi saat geçti ömrüm.
Yine bir dağ yeri, mola anları,
Kırk yıl geriden geldi hatırım.
Otobüs koltuğu tanıdık geldi,
Gençliğim döndü de içime indi.
Bir çay, bir kolonya yetti, o hali
Gözlerim buğulu, içim serindi.
Zaman geçse bile silinmez izler,
Yolculuk bitse de kalır o izler.
Her mola, her camda bir düş süzülür,
Gönlümde yol olur, özlem dizilir.
Ozan Güner maziyi yaşadım dün,
O yolculukları, o güzel düğün.
Bir soba, bir çayla sarar her yönüm,
Kırk yıl sonra bile canlanır dünüm.
Ozan Güner Kaymak
Amsterdam 26.08.2025
Kayıt Tarihi : 31.8.2025 10:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!