KUR’ÂN-I KERÎMDE BİZE BİLDİRİLEN YİRMİ SEKİZ NEBİYYULL ÂH (Salevâtullâhü ve selâmü ecmâıyn)’IN ŞEREF ABİDESİ HAYAT SERÜVENLERİNİ ACİZÂNE ŞİİR İLE MUHTASAR OLARAK İFÂDE ET MEĞE ÇALIŞTIM İNŞA ELLÂH HAYRA SEBEP OLUR Selâm ve dua ile
13/12/2018 Perşenbe/ 06 Rebiülâhir 1440 Hamis
4 HUD Aleyhisselâm
11/50- Âd kavmine de kardeşleri Hûd’u gönderdik. Hûd şöyle de di: “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Ondan başka sizin hiçbir ilahın ız yoktur. Siz, sadece iftira ediyorsunuz.”
11/51- “Ey kavmim! Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyoru m. Benim ücretim, ancak beni yaratana âittir. Hâlâ aklınızı kullanm ayacak mısınız?”
11/52- “Ey kavmim! Rabbinizden bağışlanmak dileyin, sonra o na tövbe edin ki, üzerinize bol bol yağmur göndersin ve gücünüze güç katsın. Günahkârlar olarak yüz çevirmeyin.”
11/53- Dediler ki: “Ey Hûd! Sen bize açık bir mucize getirmedin Biz de senin sözünle ilahlarımızı bırakacak değiliz. Biz sana iman e decek de değiliz.”
11/54,55- Biz sadece şunu söyleriz: “Seni, ilahlarımızdan biri fe na çarpmış.” Hûd dedi ki: “İşte ben Allah’ı şâhit tutuyorum. Siz de şâhit olun ki, ben sizin Allah’ı bırakıp da O’na ortak koştuğunuz şe ylerden uzağım. Haydi hepiniz toptan bana tuzak kurun, sonra da bana göz açtırmayın."
11/56- “İşte ben, hem benim, hem sizin Rabbiniz olan Allah’a da yandım. Yer-yüzünde bulunan hiçbir canlı yoktur ki, Allah, onun perçeminden tutmuş olmasın.5 Şüphesiz Rabbim dosdoğru bir yol üzerindedir.” 5
11/57- “Eğer yüz çevirirseniz; bilin ki ben, benimle gönderileni size tebliğ ettim. Rabbim (dilerse) sizden başka bir kavmi sizin ye rinize getirir ve siz ona bir zarar veremezsiniz. Şüphesiz Rabbim, her şeyi koruyup gözetendir.”
11/58- Helâk emrimiz gelince, Hûd’u ve beraberindeki iman et miş olanları, tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. Onları ağır bir a zaptan kurtardık.
11/59- İşte Âd kavmi! Rablerinin âyetlerini inkâr ettiler. Onun peygamberlerine karşı geldiler ve inatçı her zorbanın emrine uydu lar!
11/60- Onlar, hem bu dünyada, hem de kıyamet gününde lanete uğratıldılar. Biliniz ki Âd kavmi, Rablerini inkâr etti. (Yine) biliniz ki Hûd’un kavmi Âd Allah’ın rahmetinden uzaklaştı.
11/89- “Ey Kavmim! Bana karşı olan düşmanlığınız, Nûh kavmi nin veya Hûd kavminin, yahut Salih kavminin başına gelenin benze ri gibi bir felaketi sakın sizin de başınıza getirmesin (Ve unutmayın ki) Lût kavmi sizden uzak değildir.”
26/123- Âd kavmi de peygamberleri yalanladı.
26/124- Hani kardeşleri Hûd, onlara şöyle demişti: “Allah’a kar şı gelmekten sakınmaz mısınız?”
26/125- “Şüphesiz ben, size gönderilmiş güvenilir bir peygam berim.”
26/126- “Öyle ise Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.”
26/127- “Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir.”
26/128- “Siz her yüksek yere bir alamet bina yapıp boş şeylerle eğleniyor musunuz?”
26/129- “İçlerinde ebedi yaşama ümidiyle sağlam yapılar mı e diniyorsunuz?”
26/130- “Tutup yakaladığınız zaman zorbaca yakalarsınız.”
26/131- “Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.”
26/132,133,134- “Bildiğiniz her şeyi size veren, size hayvanlar, oğullar, bahçeler ve pınarlar veren Allah’a karşı gelmekten sakının
26/135- “Çünkü ben, sizin adınıza büyük bir günün azabından korkuyorum.”
26/136- Dediler ki: “Sen ister öğüt ver, ister öğüt verenlerden olma, bize göre birdir.”
26/137- “Bu, öncekilerin geleneklerinden başka bir şey değil dir”
26/138- “Biz azaba uğratılacak da değiliz.”
26/139- Böylece onlar Hûd’u yalanladılar. Biz de bu yüzden on ları helak ettik. Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.
26/140- Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merha metli olandır.
40/30-31- İman etmiş olan adam dedi ki: “Ey kavmim! Şüphesiz ben, Nûh kavmi, Âd kavmi, Semûd kavmi ve onlardan sonra gelen toplulukların başına gelen olayların sizin de başınıza gelmesinden korkuyorum. Allah kullarına asla zulmetmek istemez.”
41/13- Eğer yüz çevirirlerse onlara de ki, “Ben sizi Âd ve Semûd kavimlerini çarpan yıldırım gibi bir yıldırıma karşı uyardım.”
41/14- Hani onlara peygamberler önlerinden ve arkalarından3 gelmiş, “Allah’tan başkasına ibadet etmeyin” demişler, onlar da, “Eğer Rabbimiz dileseydi (Peygamber olarak) melekler indirirdi. Bu sebeple biz sizinle gönderilenleri inkar ediyoruz” demişlerdi. 3
41/15- Âd kavmi ise yeryüzünde haksız olarak büyüklük tasla mış, “Bizden daha güçlü kim var?” demişlerdi. Onlar, kendilerini yaratan Allah’ın onlardan daha güçlü olduğunu görmediler mi? Onlar bizim âyetlerimizi inkâr ediyorlardı.
41/16- Biz de onlara dünya hayatında zillet azabını tattırmak için o mutsuz kara günlerde üzerlerine dondurucu bir rüzgâr gönderdik Ahiret azâbı elbette daha rezil edicidir. Onlara yardım da edilmez.
46/21- Kendisinden önce ve sonra uyarıcıların gelip geçmiş olan Âd kavminin kardeşini (Hûd’u) hatırla. Hani Ahkâf’taki kavmini, “Ancak Allah’a ibadet edin, çünkü ben sizin adınıza büyük bir günü n azabından korkuyorum” diye uyarmıştı.
46/22- Onlar ise, “Sen bizi ilahlarımızdan alıkoymak için mi gel din? Doğru söyleyenlerden isen bizi tehdit ettiğin şeyi başımıza ge tir” dediler.
46/23- Hûd, “(Bu konudaki) bilgi ancak Allah katındadır. Ben si ze, benimle gönderileni tebliğ ediyorum. Fakat ben sizi câhillik ede n bir kavim olarak görüyorum” dedi.
46/24- O azabı vâdilerine doğru yayılan bir bulut olarak gördük lerinde, “Bu bize yağmur getiren bir buluttur” dediler. Hûd, “Hayır, o sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir. İçinde elem dolu azabın bulunduğu bir rüzgârdır” dedi.
46/25- “O, Rabbimin emriyle her şeyi yerle bir eder.” Derken evlerinden başka hiçbir şeyleri görünmez hâle geldiler İşte biz, suç işleyen toplumu böyle cezalandırırız.
46/26- Andolsun, size vermediğimiz imkân ve iktidarı onlara ver miştik. Kendilerine kulaklar, gözler ve kalpler vermiştik. Fakat kula kları, gözleri ve kalpleri kendilerine bir yarar sağlamadı. Çünkü All ah’ın âyetlerini inkâr ediyorlardı. Alaya aldıkları şey onları kuşattı.
50/12,13,14- Onlardan önce Nûh kavmi, Res halkı ve Semûd ka vmi, Âd ve Firavun, Lût’un kardeşleri, Eykeliler, Tübba’ın kavmi de yalanlamıştı. Bütün bunlar (kendilerine gönderilen) peygamberleri yalanladılar, böylece kendilerini uyardığım şey gerçekleşti. 2
51/41- Ad kavminde de ibretler vardır. Hani onların üzerine kök lerini kesen rüzgarı göndermiştik.
51/42- Üzerine uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka onu kül ediyordu.
53/50,51- Şüphesiz O, önce gelen Âd kavmini ve Semûd kavmini helak etti ve hiç kimseyi bırakmadı.
53/52- Daha önce de Nûh’un kavmini helak etmişti. Şüphesiz on lar daha zalim ve daha azgın kimselerdi.
54/18- Âd kavmi de (Hûd’u) yalanladı. Azabım ve uyarılarım na sılmış!
54/19- Biz onların üstüne, uğursuzluğu sürekli bir günde gürül tülü ve dondurucu bir rüzgar gönderdik.
54/20- İnsanları köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibi kal dırıp atıyordu.
54/21- Azabım ve uyarılarım nasılmış, (gördüler)!
54/22- Andolsun biz, Kur’anı düşünüp öğüt almak için kolaylaş tırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?
69/4- Semûd ve Âd kavimleri, yüreklerini hoplatacak olan büyük felaketi (Kıyameti) yalanladılar.
69/5- Semûd kavmi korkunç bir sarsıntı ile helâk edildi.
69/6- Âd kavmine gelince onlar da uğultulu ve dondurucu şiddet li bir rüzgarla helak edildi.
69/7- Allah onu kesintisiz olarak yedi gece, sekiz gün onların ü zerine musallat etti. Öyle ki (eğer orada olsaydın), o kavmi, içi boş hurma kütükleri gibi oracıkta yere serilmiş halde görürdün.
69/8- Şimdi onlardan geri kalan bir şey görüyor musun?
7/65- Âd kavmine de kardeşleri Hûd’u peygamber olarak gön derdik. Onlara, “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin için ondan başka hiçbir ilah yoktur. Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?” dedi.
7/66- Kavminin ileri gelenlerinden inkar edenler dediler ki: “Şüphesiz, biz seni akıl kıtlığı içinde görüyoruz. Biz senin mutlaka yalancılardan biri olduğuna inanıyoruz.”
7/67- Hûd şöyle dedi: “Ey kavmim! Bende akıl kıtlığı yok. Aksine ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir peygamberim.”
7/68- “Rabbimin vahyettiklerini size tebliğ ediyorum. Ben sizin için güvenilir bir nasihatçıyım.”
7/69- “Sizi uyarması için içinizden bir adam aracılığıyla Rabbini zden size bir zikir (vahy ve öğüt) gelmesine şaştınız mı? Hatırlayın ki, Allah sizi Nûh kavminden sonra onların yerine getirdi ve sizi ya ratılış itibariyle daha güçlü kıldı. Allah’ın nimetlerini hatırlayın ki kurtuluşa eresiniz.”
7/70- Onlar, “Sen bize tek Allah’a ibadet edelim, atalarımızın ibadet edegeldiklerini bırakalım diye mi geldin? Eğer doğru söyle yenlerden isen haydi bizi tehdit ettiğin azabı bize getir” dediler.
7/71- Hûd, “Artık size Rabbinizden bir azap ve öfke inmiştir. Al lah’ın, haklarında hiçbir delil indirmediği, yalnızca sizin ve babaları nızın uydurduğu bir takım isimler (düzmece tanrılar) hakkında mı benimle tartışıyorsunuz? Öyleyse (başınıza geleceği) bekleyin! Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!” dedi.
7/72- Bunun üzerine biz onu ve beraberindekileri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. Âyetlerimizi yalanlayan ve iman etmemiş o lanların ise kökünü kestik.
89/6,7,8,9,10- (Ey Muhammed!) Rabbinin, (Hûd’un kavmi) Ad’e, şehirler içinde benzeri kurulmamış olan, sütunlarla dolu İrem’e, va dide kayaları oyan (Salih’in kavmi) Semûd’a, kazıklar sahibi Firavn a ne yaptığını görmedin mi? 2
Âd kavmine Hud’u peygamber kıldı
Hud ise sapıtmış bir kavim buldu
Tebliğdi verilen vazife, aldı
Sapıtmış kavime ihsan değil mi?
Tövbe edin rahmetini saçtırın
Gökten yağmur kapısını açtırın
Bol mahsul ektirin bolca biçtirin
Demesi takdire şayan değil mi?
Dediler ki: Ey Hud biz sana aslâ
İnanmayız senin dediğin fasla
Mucize gösterip kendini süsle
Demeleri Hakka isyan değil mi?
Hud: ben sizin taptığınızdan beri
Bir kulum var mıdır bunun değeri?
Nedir yapacağınızın beheri?
Kavim; dediğinde duyan değil mi?
Ne yapacaksın yapınız bana
Minnet etmem Allah varken cihana
Yaratan küfr mührünü basmış sana
Bu sözlerinizle ayan değil mi?
Allâh bilir iman etmeyeceği
İlâhi tarikte gitmeyeceği
Tohum ekilmeden bitmeyeceği
Allâh; kaideyi koyan değil mi?
Huda kavmi tehdit ettiğin bize
Azabı getir ki görünsün göze
Bizde ihtiyaç yok sendeki söze
Nefsine kendisi kıyan, değil mi?
Biz hem inançsız hemde izzetsiz
Deyince bir bulut gönderdik ki tez
Üstlerine dondurucu rüzgâr, biz
Saldık diyen yüce Rahman değil mi?
Rüzigârla kovuklara doldular
Hurma kütükleri gibi oldular
Oldukları gibi dona kaldılar
Harareti ile buyan değil mi?
Kayıt Tarihi : 12.12.2018 21:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!