Şahane bir bestesin, sen ey güzel İstanbul!
Dillerden hiç düşmeyen hoş bir terane gibi…
O füsunkâr bakıştan beklerim hüsnü kabul,
Döndürüp durma yeter çılgın pervane gibi...
Ne tarihler gördün sen, kaç devlet geçti senden?
Uygarlık şerbetini kaç kültür içti senden?
Kaç dil konuştun söyle, kaç millet göçtü senden?
Ne alperenler çıktı, nice rindane gibi...
Bir o cennet misali Gülhane parkındayım,
Bir, ada vapurunun yandaki çarkındayım…
Tanrının emeğinin billâhi farkındayım!
Esrarına ram oldum, tam âşıkane gibi...
Fatih’ ten seyrederdim Saraçhanebaşı’ nı,
O, mücessem camiler ve dikili taşını!
Karaköy, Dolmabahçe, sonra Beşiktaş’ ını,
Konuşurdum Boğaz’la deli divane gibi...
Martıların çığlığı kulakları keserdi!
Camide güvercinler yem atmazsan küserdi…
Boğaz’dan İstanbul’a tatlı bir yel eserdi,
Afakı kokuturdu, tazecik nane gibi...
Aşiyan’ dan seslenir tüm Şeyda bülbülleri!
Yedi tepeden tüter yediveren gülleri...
Açar kilitli duran kapanmış gönülleri,
Çok güzelsin İstanbul, dillerde nağme gibi...
Sen ey efsunlu şehir, ben hep sana uyardım.
Kalamış ’ta yatıp bir tatlı huzur duyardım.
Boğazı Emirgân’da peymâneye koyardım!
İçerdim yudum yudum, hem de mestane gibi...
Gök kubbesi her mevsim gökkuşağı kuşanır.
Eli kalem tutanlar kâğıtlara döşenir.
İstanbul anlatılmaz, o sadece yaşanır!
Korunur kem gözlerden, cansiperane gibi...
İstanbul/Fatih - 2008
Halil Şakir TaşçıoğluKayıt Tarihi : 13.12.2008 11:48:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İstanbul'a her gidişimde bir şeyler karalamaya çalışırım.Son gittiğimde kapalı çarşıda dolanırken: Beyazıt'ın arkası büyük Kapalıçarşı, Dolaşırdım içinde dosta, düşmana karşı.. Bezirgân avâzesi kaplar yedi kat arşı, Para basardı sanki, tıpkı darphâne gibi... Dizeleri takıldı dilime.Birde reklamlarda 2010 yılının -Kültür başkenti İstanbul diye reklamlar dinleyince bu dörtlükten ilhamla -Uygarlığın Beşiği- şiiri çıktı ortaya ama,ilham olan dörtlüğü şiire koyamadım çünkü şiirin anlam akışını bozuyordu..O dörtlük bence anı olarak kalacak..............................Saygılarımla. Üstadın ilavesi: 'Nice kültürden örnek, her köşesi bucağı, Hem saraylar,köşkler var,hem garipler ocağı. Sevenlere açıktır sevgi dolu kucağı Sadece aşk içilen özel meyhane gibi'.........................................Ünal Beşkese Medeniyet köprüsü oldun çağlar boyunca, Yükseğine çıksam da seyreylesem doyunca… Anlatamam ben seni, bu formata uyunca; Her dilde başka türlü, güzel efsane gibi….............................…Ozan Bindebir Martılar kubbelerde uçuyor akın akın, Başına çiçeklerden, sırmalı tâcı takın, İstanbul'um şâhane, bir durup şöyle bakın, Surlardan seyrederim, her yer kâşâne gibi...................................Hâlenur Kor Düşlerimi süslüyor, yıldız yıldız sokaklar, Sarılıp kucaklıyor, caddelerde revaklar. Sarnıçlar, köprüler, can damarı savaklar; Gökdelenler saklamış, tam bir virane gibi.................................Tayyar Yıldırım Bu koca kente Çamlıca'dan bakacaksın İstanbul bir sevgilidir, kollarını açacaksın Adalardan bir yar gelecek sen coşacaksın İçmeden sarhoş olan, yanık rindaneler gibi...................................Talat Semiz Boğazın yakasına inci gibi gerdanlık Gördün nice sultanlar ve de bir çok sutanlık Seni görmeyen göze yaşamayana yazık Dünya'da yok emsali,yalnız bir tane gibi..................................Mehmet Kındap Ey güzel İstanbul'um, açtın gönül gözümü Sen aşkımsın, sevdamsın, söz tutarım sözümü Sen de tüm güzellikler, unutmam ben özümü Ben de tutkular saklı, feyzde şahane gibi.....................................Aysel Tarcan Şaşırdım birden bire İstanbul'u görünce Gündüzü telaşedır bir başka telaş gece Cennetin yeryüzüne hediyesidir bence Şaşkınlıktan günlerce gezdim divane gibi... Daha ilk gelişimdi semtleri bilmiyordum Yolum nere giderse oraya gidiyordum Nasıl olsa boğazı inciydi biliyordum Onu seyre dalmıştım ben bir bigane gibi.......................Şair Yusuf Değirmenci Kimlere kucak açmış, şefkatli sinesinde, Hem tekfur, hem muvahhid, hissesi var sesinde, Günahlar dökülürken, efsunlu nefesinde, Tarihlere sığmayan, meçhul efsane gibi...............................Bedri Tahir Adaklı
![Halil Şakir Taşçıoğlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/12/13/362-istanbul-anlatilmaz.jpg)
★DEĞERLi ŞAiRiMiZ
★ iHVANi PAYLAŞIM PLATFORMU YÖNETİMİNCE
★ İstanbul Anlatılmaz
★iSiMLi ŞiiRiNiZLE HAFTANIN ŞAiRi SiZ SEÇiLDiNiZ.
★YÜREĞİNİZE SAĞLIK.
★TEBRiK EDERiZ.
★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★
İstanbul Anlatılmaz
Bir şâhâne bestesin, sen ey güzel İstanbul,
Dillerden hiç düşmeyen, hoş bir terâne gibi.
O füsûnkâr bakıştan, beklerim hüsnü kabûl
Döndürüp durma yeter, çılgın pervâne gibi...
Ne tarihler gördün sen, kaç devlet geçti senden?
Uygarlık şerbetini kaç kültür içti senden? .
Kaç dil konuştun söyle, kaç millet göçtü senden?
Ne alperenler çıktı, nice rindâne gibi...
Bir, o cennet misâli Gülhâne parkındayım,
Bir, ada vapurunun yandaki çarkındayım,
Tanrının emeğinin billâhi farkındayım.
Esrârına râm oldum, tam âşıkane gibi...
Fâtih' ten seyrederdim Saraçanebaşı' nı,
O mücessem camiler...Ve dikili taşını.
Karaköy, Dolmabahçe, sonra Beşiktaş' ını,
Konuşurdum Boğaz'la, deli divâne gibi...
Martıların çığlığı kulakları keserdi.
Camide güvercinler, yem atmazsan küserdi,
Boğazdan İstanbul' a, tatlı bir yel eserdi
Afâkı kokuturdu, tazecik nâne gibi...
Âşiyan' dan seslenir, tüm şeydâ bülbülleri,
Yedi tepeden tüter, yediveren gülleri.
Açar, kilitli duran kapanmış gönülleri
Çok güzelsin İstanbul, dillerde nağme gibi...
Sen ey efsunlu şehir! Ben hep sana uyardım,
Kalamış'ta yatıp bir, tatlı huzur duyardım.
Boğazı Emirgân'da, peymâneye koyardım,
İçerdim yudum yudum, hem de mestâne gibi...
Gökkubbesi her mevsim, gökkuşağı kuşanır.
Eli kalem tutanlar, kâğıtlara döşenir.
İstanbul anlatılmaz, o sadece yaşanır.
Korunur kem gözlerden, cansiperâne gibi...
İstanbul/Fatih - 2008
Halil Şakir Taşçıoğlu
★★★★★★★★★★★★★★★★
★★★★★★★★★★★★★★★★
★★....Kurucusu: Salih Kozan....★★
★★★★★★★★★★★★★★★★
★★........Grup Yöneticileri........★★
★★★★★★★★★★★★★★★★
★ Adnan Ozkan
★ Beyhu Dem
★ Elif Mine Sunay
★ Emine Yılmaz Dereci
★ Hacer Kozanlı
★ İbrahim Etem Ekinci
★ Kara sevdamHİLÂLİM
★ Metin Tuncel
★ Minare İklimi
★ Mustafa Hoşoğlu
★ nerik rize
★ OsmanGenç
★ simrul
★ Şadan Yenişafak
★ Şiirin Kızı
★ Tayyary
★ Vuslatî/osman öcal
★ Zeynep Hicran Demir
★ zeynep nilgun
★ Zikrettin Karaca
★★★★★★★★★★★★★★★★
ilhamınız diam kaleminiz üretken olsun.
saygılar
MUHTEŞEM BİR İSTANBUL ŞİİRİ OKUDUM. BİR İSTANBUL SEVDALISI OLARAK ÇOK MEMNUN VE MAHZUZ OLDUM. ALLAH C.C. RAZI OLSUN.
ACİZANE BU VADİDE; İSTANBULA HASRET (6. SAYFA 168. SIRADA), İSTANBULA SESLENİŞ (6. SAYFA 169. SIRADA) , ÖYLE BİR BELDE Kİ, İSTANBULDA DÜN VE BUGÜN (6. SAYFA 170. SIRADA..) GİBİ BİR ÇOK NACİZ ESERİM VAR. BİR TANESİNİ BU VESİLE İLE SİZE ARMAĞAN ETMEK İSTİYORUM.
KALEMİNİZ DAİM, İLHAMINIZ BEREKETLİ OLSUN.
1000+ANTO.
SAYGIYLA..
Öyle Bir Belde ki! (İstanbul)
Öyle bir beldeye hayranım ki ben
Feyz akar karanlık gecelerinden
Serâpa (*) hakikat, demeyin “Neden? ”
Bunu haber aldım nicelerinden.
Şu dünyanın kalbi burada atar
Mânevi havası cana can katar
Burda yaşamıştır, burada yatar
Çokları pîrânın yücelerinden.
Hak nasip etse de aksam durulsam
Hasret ile ona koşsam yorulsam
Koynunda yıllarca talebe olsam
Okusam, ders alsam hocalarından.
Bir kuş olsam, yükseğinde uçuşsam
Başka şey istemem, ona kavuşsam
Ateş olsam, ocağında tutuşsam
Tüten duman olsam bacalarından.
Aşkı ile yana yana kül olsam
Yâ açılan bir tomurcuk gül olsam
Yâ gülün âşıkı, bir bülbül olsam
Gül koklasam, o has bahçelerinden…
21 Nisan 1979
K a r s
(*) Serâpâ: Tepeden tırnağa, tamamiyle.
Mehmed İhsan Uslu
(8. SAYFA, 213. SIRADA..)
saygılar
Bir efsun, döküldü mü üzerinize o hava vazgeçemiyorsunuz bir daha.
şiir çok güzel, tarihi ile
kaleminize bereket
Sevgiyle kalın
TÜM YORUMLAR (169)