Türküler söylendi, şiirler dendi
Gâh ateş gayyası gâhi gülşendi
İrfanın makası kesti biçti de
Kimseler bilmedi, aşk kaç bedendi
...
Ne gönülde neş'e ne yüzde hande var
Gel benim melalim ne varsa sende var
...
Ne işvesi kalmış ne özü nazdır
Mevsimi geçmiş bütün aşklar marazdır
........
hangi yağmur yağsa dağlara
iklimin yeşerir gönlümde
kuşluk çayıma karışır nektar nektar
bakışının çiçekleri
...
Yaprağım yok çiçeğim yok
Dallarıma konarsınız
Bahar içre gerçeğim yok
Gidin kuşlar yanarsınız
...
Endamı şiire düşmemiş bir kadındır zaman,
kimse görmeden savuşup gider
....
Umut gönder kanat kanat
Yine gökler kül renginde
Palazlanıp dehre inat
Çoğalayım gül renginde
...
Ne dehre sözüm geçer ne yâre avâzım
Ben eyyâmın künhüne doğuştan nâ-sâzım
...
Kırlangıç güncesidir gözlerin
katar katar göç, oku oku gök
bir ateş gayyası, mavi ve derin
kaldır kirpiğini, yüreğimi sök
...
Bidârım leyl ü subh, ol gül-i ruhsâre söyle
Var mıdır ârifân, vasl içün bir çâre söyle
...
güne, yağmura ve kuşlara dair
ezberini bozdum dizelerin
şimdi şâir düşünsün bir aşk, kaç redife bedel...
...
İnandıklarımıza giydirdiğimiz ihtişamlı libasların örttüğü hakikatlerdir, yanılgılarımız. Bu yüzden basîretimizden çok irfânımıza muhtacız.
....
elini göğsüne götürdü
bir saygı, bir ihtiram....
yutkundu biraz, biraz öksürdü
aha dedi, buramda yaram
...
Sen gül ki bir işaret yıldızı dikeler
Ağlarsan karanlık gökyüzünü lekeler
...
bir arada ölüler ve diriler
selamsa selam, duaysa dua
eski bir kent mezarlığı,
iskana açılmadı, gönlümüz daha
...
bakışlarında ürkek bulutlar deseni
su içen bir serçede seyrettim seni
....
Bir gamzeye takılır, yok ayarım yok
Akl ü sabr zâil olur, ihtiyarım yok
...
Yürekte pişmeden tınısız çınlar
Ölçüsüz dikilir kelimeler aşka
Sokakta giymiş gibi hafif kadınlar
Astarı cılalı, içi bambaşka
...
Segah ile o dergahta tiz perde
Makam üzre bir gazele redif ol
Tâb-ı rinde yoksa meyil ger serde
Meşgul etme tîz-i reftâr, git, def’ ol !
...
Gülüşün iklime cemreler taşır
Yanaklar allanmış, soyundan mı yâr
Gerdanın kokusu arşa ulaşır
Itır mı fıtratın, huyundan mı yâr
...
şiir damarımı bıçaklıyor gözlerin, sözcükler kan içinde sen uyanınca.
.....
en kırık mavisiyle gece
serilir üstüne ya, sonsuz ve lacivert
bilirsin ki o dem konuşsan hebadır, sussan dert
...
Ne gökte eşin var ne baktım kara yerde
En güzel sen uçarsın en havalı demlerde
....
Önce çiçekler açar
Göz, gözü seçer aşka
Vuslatın rengi uçar
Kefeni biçer aşka
...
yârin bakışından hurûc eylemiş
bu ayaz mevsimin işi olamaz
ne tomurcuk kaldı ne dal ne yemiş
bir kışa düştük ki eşi olamaz
...
Ne zaman şiir düşüp gönlüne
bir kadın ağıda dursa
polis benden şüpheleniyor
...
Hele bir sor, diri nedir, ölü ne
Selam olsun Keş Dağı'nın gülüne
Ruhun şâd olsun üşüyen adam
...
Hadi senle bugün bir türkü tutturup
Mecazdan hap yapalım, uyaktan şurup
Şiir tüttürelim, sevdaya kısık ateş
O lacivert düşlere boyansın gurup
...
Bir bayrakta bir de sende
Seni gördüm o desende
Kırmızının özü sensin
Gelincikler var, desen de
...
hani o aklıma gelişin var ya,
en köpük bulutları
ürkünç bir mart rüzgarı
kovar ya!
işte öyle ...
...
Tabip şu neşteri vurma derine
Sanma ki dermanım kanda, irinde
O yardan haber ver, ilaç yerine
Uğrar mı semtime günün birinde
....
ne zaman adını başkası ansa
işte bu, gönlümün sus hali, sevgilim
mevsimsiz kar üzre serçeler konsa
eski bir türküde tutulur dilim
...
gülüşünün bahçesinde patlarken bir tomurcuk
bilmezsin kaç bahar taşır ruhuma bir cocuk
...
Köz oldum dumanım bulmaz bacayı
Bana ne bahardan, hal benim halım
Donanır amma güller goncayı
Kırılıp atılan dal benim dalım
...
Varam desem yollarımı
Gurbet olur, sılam keser
Aşka dönen dillerimi
O gözleri alam keser
...
gün yine başlamışsa darmadağın
bilirim ki var parmağın
...
Meylimiz manadır düşmeyiz meşke
Yâr döşün yeğleriz saraya, köşke
Biz gönül eriyiz, pusatımız aşk
Gavga-yı nefs üzre tanısan keşke
...
Bazen içine bir mikser sokup her şey tek renge dönüşünceye dek şu kafayı karıştırma isteği sizde de oluyor mu?
Pırıltılı rahatsızlıklardan kurtulmak iyi olur bence
Sonra bol bol uyu, mallaş ne güzel
.....
Kimisi müsvedde, kimisi çöpte
Şiir maksuduna erişsin öp de
...
Ne İtalyan emmim ne Çinlidir dayım
Sen öksürsen orda, ben burda coronayım
.....
Taner Eker
Taner Eker
Kayıt Tarihi : 30.3.2021 00:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!