Bunca yıldır yürüdüğüm
Yollar beni avutmadı
Çilelerim düğüm düğüm
Kullar beni avutmadı
Serapmış asıl sandığım
Vesveselermiş kandığım
Aslı diyerek yandığım
Küller beni avutmadı
Perdelerden sakındığım
Dertlerimi yakındığım
Yıkıldıkça dokunduğum
Teller beni avutmadı
Gözüm gibi sakladığım
Her cürmünü akladığım
Çare diye kokladığım
Güller beni avutmadı
Ne var oldum ne de yoğum
Ne ölüm bu ne de doğum
Otuzbeşlik bir çocuğum
Yıllar beni avutmadı
Kayıt Tarihi : 15.2.2010 15:10:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Uğur Işılak](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/02/15/35-lik.jpg)
Sen gideli değişmedi hiçbir şey
Köyünde köpekler havlıyor gene
Yerli yerindedir tüm her şey
Arslanı çakallar avlıyor gene
Parayla tutulmuş sayın aydınlar
Hepsi bir serseri mayın aydınlar
Hallerine bakmaz koyun aydınlar
Yalanla milleti tavlıyor gene
Oyunda kuzuya rakip kurt düştü
Hak yol bir tanedir dedik; dört düştü
Düşünmekten içimize dert düştü
Kabuklar özünden kavlıyor gene
Fıtrata işledi korku-korkaklık
Madamın eline geçti erkeklik
Baya baya pirim yapar ürkeklik
Yiğitlik urganı boyluyor gene
Pek gören olmuyor gözü bakarken
Ölümü bilmezler yıllar akarken
Ak saçlı analar ağıt yakarken
Et satanlar şarkı söylüyor gene
Bey iskarpin giyer, garip çarığı
Kalleş avcu vurdu körpe feriği
Şehire hapsettik efe yörüğü
Yaylada çingenler yaylıyor gene
Haramiler bastı, ovayı-kenti
Gerçeğe dönüştü yalan söylenti
Ümitle beklenen her bir beklenti
Vurup sinemizi dağlıyor gene
İçini oydular kutsal mananın
Hiçbir hakkı yoktur haktan yananın
Torunları yetim kalan ninenin
Dul kalan gelini ağlıyor gene
Ekranlarda kadın, gelin satmalar
Şenay’larda günler, çalım atmalar
Köyde orak biçen garip Fatma’lar
Ah çekip, karalar bağlıyor gene
Hala bulamadık eski vakarı
Dost olanlar sende varken çıkarı
Omzumuza basıp çıkan yukarı
Kendine menfaat sağlıyor gene
On iki ay sürer yılda kışımız
İçimiz yanarken, susar dışımız
Kurumak bilmiyor gözde yaşımız
Sel oluyor, akıp çağlıyor gene
Sayayım mı sana daha KARAKOÇ?
Halimiz bu minval, aha KARAKOÇ
Güçlünün elinde saha KARAKOÇ
Keyfince gönlünü eğliyor gene
3 Haziran 2014-Gaziantep
Ömer Kara
erken doğdu göğsüne güneş
ozanın içine düşmüşse ateş
göller bile seni soğutmaz
Tuz Gölü Çölünden
Yıllar beni avutmadı. yüreginize sağlık içten bir serzeniş.
TÜM YORUMLAR (5)