Bu kadar da açılmayın
Örtün biraz, üşüyoruz...
Böylesine saçılmayın,
Uzaklara düşüyoruz...
Önce Kıbrıs açılımı,
AB den yedik çalımı.
Sevindirdik hâin Rumu
Tuzaklara düşüyoruz...
Ermeniyiz deyip durduk,
Copu kendimize vurduk.
Türküz desek ne olurduk?
Sazaklara düşüyoruz...
Şimdi Kürtlerle açıldık.
Sormayın bir bir seçildik!
Hep kumpaslarla ölçüldük
Bozoklara düşüyoruz...
Özgürlük ve egemenlik,
Sanki Kürtlerden öğrendik.
Zâhir bizler dağdan indik
Zikzaklara düşüyoruz...
Ne açılımlar var daha...
İşimiz kalmış Allaha.
Patrikhane kalkmış şâha
Kızaklara düşüyoruz...
Söz, Sünnî ve Âlevîde
Yakar Türkü alevi de...
Billâhi söküldü vida,
Tozaklara düşüyoruz...
Hani biz mozayiğiz ya! ..
Saçın, serpin, tüm yazıya.
Gemi aldılar azıya
Tezeklere düşüyoruz...
Bir de açılsak Türk Türke! ..
Nasıl olur, bilmem ülke?
Yetkiyi verdik bir erke,
Zevzeklere düşüyoruz...
Antalya-2009/9
Halil Şakir TaşçıoğluKayıt Tarihi : 12.9.2009 00:04:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikayesi malum..............................................................................saygılarımla
![Halil Şakir Taşçıoğlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/09/12/302-acilalim-mi.jpg)
Yüreğinize sağlık saygılar benden ümüt güngör
Söyleyecek şey bulamıyorum. Belki biraz uzunca olacak ama mahzur görün lütfen. Bu anlamlı dizelerinize bir ikaye ile yorumda bulunmak istiyorum.
Buzağın ipini gevşetenler utansınlar. Güzel şiirinize tam puan diyorum ve alta yorumumu bir hikaye ile özetliyorum. Saygılarımla. Mutlu kalınız.
Buzağının ipini gevşetmekten başka ben ne yaptım şimdi ?
Günlerden bir gün şeytanın yolu bir köye düşmüş.
Keyfi yerinde olan şeytan, sırtını bir ağaca dayamış ve buzağısı kazığa bağlı olan ineği sağan genç bir kadını uzaktan izlemeye başlamış.
Şeytan, kadını epeyce izledikten sonra yerinden kalkıp kazığa bağlı buzağının ipini biraz gevşetmiş.
Buzağı bu, az ötede annesinin sütünün kovaya sağılmasını aç karnına izlemeye daha fazla dayanamamış.
Buzağı yerinde debelendikçe boynundaki ip biraz daha gevşemiş ve sonunda yular hepten çözülmüş.
Koşarak annesini emmeye giden buzağı, süt kovasına çarpmış ve bütün sütler yere dökülmüş.
Sağdığı süt ziyan olunca siniri tepesine çıkan genç kadın, eline geçirdiği odunu buzağının kafasına vurmasıyla yavru kan içinde yere yıkılmış.
Yavrusuna saldırılmasına kayıtsız kalmayan inek bir tekmede kadını yere serip öldürmüş.
Uzaktan geçmekte olan kadının kayınpederi, ineğin gelinini öldürdüğünü görüp, elindeki tüfekle ateş ederek ineği öldürmüş.
Silah sesini duyan koca koşup gelmiş. Karısını yerde cansız yatar, babasını da elinde tüfekle görünce, belinden silahını çekip, tek atışta babasını öldürmüş.
Kısa bir süre sonra gerçeği öğrenen genç adam bu kadar acıya dayanamayacağını düşünüp, bir kurşun da kendi kafasına sıkarak canına kıymış.
Bütün bu olayları bir kenardan izleyen şeytan, Bu felaketi de bana yüklerler.
Buzağının ipini gevşetmekten başka ben ne yaptım şimdi demiş.
Not:Son zamanlarda kurumlar arasındaki sinsi savaşı önlemek bir yana, daha da ateşlenmesi için körüklemeye devam eden bazı kişiler olayların birinci sorumlusu olarak buzağının ipini gevşetmişlerdir.
Süt kovası desen, çoktan devrildi.
Peşinden oluşacak her türlü kötülüğü siyaset cambazlığıyla başka yerlere yamamak isteyenler pişkince soracaklardır:
Şeytan gibi; Biz ne yaptık şimdi? diye.
TÜM YORUMLAR (57)