Her yürek bir şiir, düşüncelerle dolu
Fikirler doğuyor, yüreklilik dolu
Şiir çalıştırıyor, bu sanat yolu yazı
Eserler doğuyor o konu çalışması
Her konu bir iletişim, açık kapısı
Giriş artırıyor, çıkışı zenginlik kaynağı
İlgileşime seçim kişisel, öğrenilen öğretilen
..
Göktürklerin şahadet parmağı ile bir ilişkiyi
Kilise haçı ve minarelerin gökyüzüne
En yakınlığı gösteriyor gibi yükselişi
Ve bu şahadet ki Uygurlarca ilerleyişi
Halkın refah ve huzuru için kurulmuş
İlk devlet sisteminin adalet ve haysiyetini
Damarlarımızda taşımaya asil kanı
Gençliği cumhuriyetle de ebedileştiren
Türk uygarlığını Türk dünyasına
Okunduğu gibi yazılan, yazıldığı gibi okunan
..
Allah’ın katında cennetine nail olmak değeriyle
Yeryüzünde vatan o haktır…
Vatan o cennetim olarak titrek ruhumla aşkını
Damarlarımdaki kanımda taşıyorum canımı.
Ruhum bedenimde misafir, er veya geç gidecek...
Beden ve ruhumun birliğidir: Canım
Canım Türk Milleti! Canım Türkiye’m! Bu vatan candır!
Beş bin yaşında körpe uygarlığın uzantısı bu emanet varlığı
Genç Cumhuriyettir ve gençliği gençliğe güven aşkıdır
..
bu nadide değerlerle aşklarım yüreğime doldu doldu taştı, akmasın tohumu evinsizliğe diye titrekçe saygıya selam hakkı olarak sunacağım... değerli izninizle... yüreğinize sağlık... yurttan uzak bedenler selam, Türkiye Cumhuriyeti ekili evin tohum yürekler selam, diyerek...
‘’’’’’’’80 Yıl Önce, 80 Yıl Sonra
Eserler vardır asırlar öncesinden günümüze kadar gelmiş dimdik ve ayakta. Örnek mi, alın size 'Cumhuriyetimiz'...
İnsanlar vardır yıllar, asırlar önce yaşamış. Fakat yaptıkları işler, söyledikleri sözler, bıraktıkları izler daha dün gibi, bugün gibi değerinden bir zerre bile kaybetmediği halde günden güne değerlenen...
Örnek mi, işte size 'Ulu Önder Kemal Atatürk'...
Olaylar vardır, asırlardır tekrarlanan: 'Biz bu filmi kaç kez görmüştük! ' dedirtecek türden. Örnek mi, geriye dönüp şöyle '80 yıllık Cumhuriyet tarihi'ne bir göz atın... Seve seve, gözünü kırpmadan dedelerimizin, ninelerimizin kanları ile suladığı vatan toprağı uğruna ölüme gülerek gidenler. Buna rağmen her fırsatta yıkmak, parçalamak için fesat ve fitne yuvalarında şer üretenler... Her şeye rağmen vatan, bayrak, bağımsızlık, özgürlük uğruna göğüslerini siper edenlerin başarısı, mutluluğu ve tarih sayfalarına altın harflerle yazılan adları... Örnek mi, işte 'Kubilay'...
..
İster kent, ister yürek, kalıntılarda gezerken ne hissedilirdi; ‘iknaların elinde dünyanın bütün bilgileri, bilimleri vardı, İspanyollarınsa barutu’ deme doğallığı mı? …
Ve boş bir şehitliği Che’nin, Fidel ve canım Mustafa Kemal Atatürk’ün tersine, faydasız, sefil bir buyurucu düzenin tuzağına düşme marifetiyle…
Kaçıncı film, sinema seyrinde hepimizi cehenneme götürmekte olan yalan dolanların ortalığı kaplamasını kimler sağlamadı ki. Ve gazetelerde ana başlık; savaş değil, bu bir cinayet… Irak, Afganistan, Filistin ve adım adım insanı insanlığından yıldırmaya baş koymuşluğun Yahudistan hevesini ılımlı İslam, kürt diye diye yılışmayı sokuşarak… Hitler Almanya’sına nedenlerin hortlamasını hatırlatıyor bu yılışıklıklar. Lakin, benim vatanımın adı Türkiye Cumhuriyeti. Olay değil, uygarlıklar cenneti!
Mustafa Kemal Atatürk 30 ağustos akşamı ‘uzayıp giden tepelere, ovalara bakıp; ‘Bütün insanlık şu görünümden utanmalıdır! ’ demedi mi? böyyük öküzlüğü sanat edinenlere mi hatırlatmalı bu değerli sözü? Türküm, ne mutlu bana! Diyebilecek varlığımız yeter Türkiyem geleceğine, kör ya da satılık değilseniz, altın değerinde bilgiler ve tarihler boyu sanat aşkıyla anlatan kurtuluş: toplumdaki hastalığı ortaya çıkarıp iyileştirmekle elde edilir’ denilendir. Bir toplumun hastalığı ne olabilir? Ulusu ulus yapan, aydınlatıp ilerleten güçler vardır: düşünce ve toplumsal güçler… kör gözlerimiz, bakalım kendi soyumuzu, suyumuzu kurutmadan açılır mı?
Sanatı, güzeli kovalamayı kendim için sürdürüyorum. Güzel yaşayabilmek, ulaşabildiğim güzellikleri sürdürebilmek için. Bunun dışında ikincil çıkar beklentilerim yok. Nerede olursam olayım bir vatanım var diyebilme şereftir, yeryüzünde vatan yüreğimle sevgim ve sevindirenim, onları da sevindirenleri eksik olmasın! Kimin elinde böylesi bir sığınağı yok ki; bilincine varabilene ne mutlu!
..
Yörüngede dönerken ve kendi eksenini
Bir cennet sahnesi bu dünya fotoğrafı:
Dönüşü bir ritimde DANS
Zamana sığdırılı tüm akış MÜZİK
Doğa o RESİM güzelliği, her yürek sadeliği ŞİİR
Her emek bir heykeltıraş yontusu BİÇİM
Dünyanın beşik nazı edasıyla bağrında barındırdığı
İnsan olarak doğmak varlığının doğallığı
..