Oturdum Dogana’nın basamaklarında,
Çünkü o yıl, gondollar aşırı pahalıydı,
Ve 'o kızlar” yoktu, tek bir yüz vardı, (1*)
Ve Buccentoro yirmi yarda ötedeydi, inleyerek “Stretti” diye (2*) (3*)
Ve ışıklandırılmıştı çapraz direkler, o yıl, Morosini’de, (4*)
Ve Kore’nin evinde tavus kuşları vardı, ya da olabilirdi. (5*)
Tanrılar salınırdı gök mavisi havada,
Parlak tanrılar ve Toscanalılar, dönmüşler çiy yayılmadan önce.
Işık: ve ilk ışık, çiy henüz hiç düşmeden önce.
Panisk’ler, ve meşeden dryas, (6*) (7*)
Ve elmadan maelid, (8*)
Ve tüm orman arasından, seslerle doluydu yapraklar,
Ve fısıltıyla, gölün üstüne eğilip selâmlar bulutlar,
Ve onların üstünde tanrılar var,
Ve suda, badem beyazı yüzücüler,
Paggio’nun fark ettiği gibi (9*)
Gümüşsü su dik meme ucunu sırla kaplar.
Turkuvazda yeşil damarlar,
Ya da sedirlerin altına götüren boz basamaklar.
Benim Cid’im atla gitti Burgos’a, (10*)
Vardı iki kulenin arasındaki o süslü kapıya,
Vurdu mızrağının altıyla, ve bir çocuk çıktı dışarıya,
Una niña de nueve años, (11*)
Kulelerin arasında, kapının üstündeki küçük bir cumbada,
Okuyarak fermanı, voce tinnula: Ki kimse konuşmayacak, (12*)
Beslemeyecek, yardım etmeyecek Ruy Diaz’a, (10*)
Istırapla yüreği söküldü, geçirildi bir mızrağın ucuna
Ve her iki gözü oyuldu, ve bütün malına mülküne el konuldu,
“Ve burada, Myo Cid, mühürler, (10*)
Büyük mühür ve yazı”.
Ve Bivar’dan geldi, Myo Cid, (13*)
Tüneklerinde hiç şahin kalmamıştı orada,
Ve hiç elbise yoktu dolaplarda,
Ve bırakmıştı sandığını Raquel’le Vidas’a, (14*)
Ki o kum dolu büyük kutuyu tefecilere,
Uşaklarının maaşını ödeyebilmek için;
Valencia’dan geçirmişti yolunu.
İgnez da Castro öldürüldü, (15*)
Ve bir duvar
Burada çırılçıplak soyuldu, bırakıldı burada.
Kasvetli harabe, kabarıp dökülür boya taştan,
Ya da pul pul sökülür sıva, Mantegna boyamıştı o duvarı. (16*)
Lime lime olur ipek,
'Nec Spe Nec Metu”. (17*)
Ezra Pound (1885-1972, ABD)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy
Çeviri Notları:
(1*) “O kızlar”: Robert Browning’in “Sordello” adlı şiirine gönderme. “Sordello” şiirine başka bir gönderme Ezra Pound’un 2.Kanto’sunda da bulunur.
(2*) Buccentoro: Dogana’nın gemisinin adı.
(3*) 'Stretti”: Popüler bir İtalyan aşk şarkısı.
(4*) Morosini: Venedik’te bir saray.
(5*) Kore: Yeraltı tanrıçası Persephone'nin başka bir adı.
(6*) Panisk: Pan’ın hizmetkârı küçük satir.
(7*) Dryas: Ağaç perisi.
(8*) Maelid: Meyve ağacı perisi.
(9*) Paggio: 1380-1459 yılları arasında yaşamış İtalyan hümanist Gian Francesco Poggio Bracciolini. Manastırlardaki kayıp Latin klasiklerini bulmakla ünlenmişti.
(10*) Cid, Myo Cid ya da Ruy Diaz: Yaklaşık 1040-1099 yılları arasında yaşamış Rodrigo Døaz de Bivar. İspanyol Ortaçağ Şiiri olan “Poema del Myo Cid”in baş kahramanı. Valencia ve Murcia'yı zapt edip, elinden tekrar alınana kadar oraların hakimi olmuştu.
(11*) Una niña de nueve años: Dokuz yaşında bir çocuk.
(12*) Voce tinnula: Berrak bir sesle
(13*) Bivar: Cid’in doğum yeri. Kuzey İspanya’da Burgos yakınlarındadır.
(14*) Raquel’le Vidas: Kurnazlığıyla tanınan Cid'in aldattığı Yahudi tüccarlar. Cid onlara para yerine kum dolu bir sandık verir. Ezra Pound bu yüzden Cid’i över.
(15*) İgnez da Castro: Kastilya prensi Pedro gizlice kendisiyle evlendiğinden ötürü, Kastilya Kralı tarafından acımasızca öldürtülmüştü. Kralın ölümünden sonra tahta geçen Pedro, İgnez da Castro’yu mezarından çıkartıp, saraydakiler kendisine hürmet göstersinler diye, cesedini tahtta yanına oturtmuştu.
(16*) Mantegna: 1431-1506 yılları arasında yaşamış İtalyan Rönesans ressamı Andrea Mantegna. Gonzaga ailesi için 1460-1506 yılları arasında Mantua'daki sarayda freskler yapmıştı.
(17*) 'Nec Spe Nec Metu”: “Umut yok, korku yok'. Mantua'daki saray duvarlarından birinde yazılı olan bir deyim.
Kayıt Tarihi : 2.2.2010 00:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Canto III by Ezra Pound I sat on the Dogana's steps For the gondolas cost too much, that year, And there were not 'those girls', there was one face, And the Buccentoro twenty yards off, howling 'Stretti', And the lit cross-beams, that year, in the Morosini, And peacocks in Kore's house, or there may have been. Gods float in the azure air, Bright gods and Tuscan, back before dew was shed. Light: and the first light, before ever dew was fallen. Panisks, and from the oak, dryas, And from the apple, maelid, Through all the wood, and the leaves are full of voices, A-whisper, and the clouds bowe over the lake, And there are gods upon them, And in the water, the almond-white swimmers, The silvery water glazes the upturned nipple, As Poggio has remarked. Green veins in the turquoise, Or, the gray steps lead up under the cedars. My Cid rode up to Burgos, Up to the studded gate between two towers, Beat with his lance butt, and the child came out, Una nina de nueve anos, To the little gallery over the gate, between the towers, Reading the writ, voce tinnula: That no man speak to, feed, help Ruy Diaz, On pain to have his heart out, set on a pike spike And both his eyes torn out, and all his goods sequestered, 'And here, Myo Cid, are the seals, The big seal and the writing.' And he came down from Bivar, Myo Cid, With no hawks left there on their perches, And no clothes there in the presses, And left his trunk with Raquel and Vidas, That big box of sand, with the pawn-brokers, To get pay for his menie; Breaking his way to Valencia. Ignez da Castro murdered, and a wall Here stripped, here made to stand. Drear waste, the pigment flakes from the stone, Or plaster flakes, Mantegna painted the wall. Silk tatters, 'Nec Spe Nec Metu.'

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!