Bu çalışma
bir köye, tüm köylüye hasredilmiş,
o köyden kimler gelmiş, kimler geçmiş
neler yaşanılmış
nasıl yaşanılırmış
olayları anlatmaya, insanları ve çevreyi tanıtmaya,
köylünün gözüyle köyü,
onların adına köylülüğü,
bir dönemin köy hayatını resmeden bir çalışma,
bir otobiyografi değil, asla
buradaki hikayeleştirme;
yıllar sonra köyü ziyarete gelen,
ilçede veterinerlik yapmış eskiden,
eski milletvekili bir misafirimizle
o güne kadar öylesine konulmuş
bir isim olduğunu sandığım Karagölü
….
Kocadağın eteğinde;
Hoyran Gölü seviyesinden de oldukça yüksekte,
yağmur-kar suyuna set olmuş ta kayalar
kıştan-kışa oluşmuş küçük bir gölcüğü
Karagöl’ü keşfetmekle başlar,
geri dönüşte
Kale’den köyün konumu ve köye girişle
dizilir tepeler, dağlar,
olaylar insanlar
orası Karagöl’dü, öteden beri
mevsim kış, Kocadağ karlı manzara güzeldi
çocukluğumuz gibi
birazdan tanışacağınız insanları
hor görmüş, yargılamış değilim
onların yanılgılaryla da olsa kutsallıkları
benim asıl gerçeğim
onları katıksız bir hazla seveceksiniz
kendinizden hissedeceksiniz, samimi davranışlarını
değilse böylesi yoğun emek veremezsiniz
sanırım bu “başka bir sevda” olmalı
sıkan bir telefon görüşmesinin bitmesini
bir şeyler çiziktirerek, beklerken
önümdeki kağıtta Kocadağın silueti
artık yazmaz olmuş tükenmez kalem,
bu güzel tesadüfle, gönlüm nerlere gitti
“karanlık gecelerin, aydınlık sabahları” gibi
dört duvar arasında, bir başıma kaldığımda
gözümde canlandı hatıraları,
rüyalarımda, uykumun delindiği zamanlarda
sesleri kulaklarımda çınlayan insanları
bizim oraları anlatmak istedim çocuklarıma
dostlarıma, benden sonraya
bizim oraları
bizim oraları,
bizden uzaktakilere,
bizim oraları merak edenlere
bizi yakın hissettiklerin için
Kocadağ’dan gördüğüm manzarayı,
bülbül “-ah vatanım” demiş te, hani
çalıya konmuş niçin?
bu yüzden çalışmaya ad koydum Çalı’yı
dağımızda yaz-kış yeşildir çalı
yolma tarlasında gölgesidir testinin
rüzgarda kuytu, çaresidir üşüyenin
samanı kalmadığında çobanın yaylağı
kuşların meskeni, tavşanın barınağı
minneti yok kimseye ne çapa, ne su için
birilerine göre sadece odundur çalı
çalıda gül bitirdim, sizin için
eh! fena da olmadı,
İbrahim ÇELİKLİ
Denizli: 1999 - 2007
Kayıt Tarihi : 29.1.2007 11:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

neyse biz sayenizde
çalı yı alıp dört mevsim yeşil kalışı ile ve sizin dediğiniz gibi işlevselliği ile başköşeye kondurduk. Bir de şöyle bir söz geldi aklıma. Bilmiyorum kim demişti nerede anımsamıyorum ama, sen görüntüye aldanma acı olan zehri olan şifadır vardır bir hikmeti...
TÜM YORUMLAR (2)