3:58
duvarda çırpınmaktan yorulmayan bir ritim
kaburgalarımın arasında da
yerçekimi
bir kusmuk kadar iğrendiriyorsun bu gece
yanaklarımda yapışkan elleriyle şakıyan
çatal sesli çirkin bir fahişesin
olanca plastik, olanca sarı
aynalar öyle gülmeyin
kırılgan olabilirim bu aralar
ve çok da saldırgan
inceldiğim her yeri yerimi kırabilirim sizin kadar
3:58
yerimi çok yadırgıyorum
omuzları tutuk uykularımın
gözlerin tarafından tutukluyum
bir pencere arıyorum
bütün bu gri duvarlardan geçebileceğim
seni görebileceğim bir pencere
yok
yine de yok etmiyorum
nietzsche okuyorum
ve anlamak, kabullenmek, burada olman kadar güç.
bu hiçliğimin neresinden tutsam olmuyor
3:58
kirpiklerim gece bekçisi
geceni bekliyorum durmadan
bir baykuş kadar üç boyutlu, iki yüz yetmiş derece, derin, sinsi, karanlıkları silerek geceni bekliyorum.
sen sıcak bir koyunda terli ve yorgun uyurken üstelik.
kirpiklerim hece bekçisi
şiir tutuyorum sana olur olmadık sokaklardan
kirli temiz aldırmadan elliyorum satırbaşlarını
sıska ödlek silik
3:58
yerimi çok yadırgıyorum
uykusuzum
dün de yadırgamıştım evvelsi gün de
uykusuz huzursuz sensizim
3:58
sayacak koyun yok
kırlarım yok çitlerim yok
her an kasım her an kurak
gri bir pencereden dakikada kaç şehir aşılır
kaç kilometreyi kaç dakikada uçar kırık kanatllı kuşlar
toplayamıyorum
matematiğim berbat
3:58
sabaha ne kadar var
meridyenler nerelerden geçiyor
(geçmiyorsun hiç bir sokağımdan hiç bir vakit!)
nerelerden kesiyor bağlarımızı
yerkürenin hangi uzak dilimine kopup düşürüldük
çok mu ihtimalsiziz
ya bu mesafeler
nerelerde bitiyor
bitiyor mu
güneş hangimizin şehrinde daha şehvetli
yağmur hangimizde daha cömert
3:58
tütüne giden kadınlar birazdan kalkar
birazdan kalkar bu karanlık
daha net görünür yalnızlığım karşı binadan
perdelerime sinen bekleyişimi dindiremiyorum
ekmek alma derdim yok siğaraya devam
sarhoş olabilmeyi ne çok isterdim
maymun oluyorum rakı darbeleriyle
şarkı kusmayı ne çok isterdim
şiir küsmekten iyidir
şarkı iyidir
senin sesine benzer
iyidir
tablada küller vazoda güller kabirde ölüler
iyidir
doğru bu
sitem değil küsme sevgilim
iyidir çok konuşman boşuna susmandan
senin sesin iyidir
konuş
hatta gül
öpüşelim biz
iyidir kurumaktan.
gülüşelim
yüzüme yeşillerinle sızarsın
sızar uyuruz
bahar iyidir
kasımdan iyidir her mevsim
açarsın bu küs bu kilitli inatları
çözülürsün ılık berrak mor
iyidir sesin yüzün
süt kadar keser ağrılarımı
iyi gelirsin her şeye
iyimser bir gün filan olur
demişti ahmet kaya derim
gülersin
dudakların açar aniden eflatun bir nisanı
diyorum ya sevgilim
inan bana nisan iyidir
çözer buzlarımızdan
yağmur başlar aniden
vakitsiz dökülürüm
gözlerimden yüreğimden...
.
romatizma eklemlerde değil miydi
kaç kemiği sızlatabilir bir tene inen gök gürültülü sağnak aşk
zilzurna kemiklerim ve aklım sırsıklam
off hadi neyse boşver tamam
biraz ağrı kesici, kas gevşetici falan filan
ben biliyorum türlü ilaç
ağrıları halledebiliyorum ben
bu sensizlik berbat
aşk da böyle bir şey değil mi
ağrılı ve kesici
gözlerin kadar
nefesim kadar
peki ya bu gözlerle sokağa çıkman
karşıma çıkman
bu suç unsuru değil mi
seni tutuklayıp içime atmalılar
ve sırf romatizmayı çözemediğin için filan olmalı bu
gerçekleri hiç öğrenmemelisin
4:30
üst kat uyandı
gözyaşlarına karışık terlik ve musluk tıkırtıları
teheccüdü kaçırdı bu gece
tanrıyı bekletti gitmedi
(sadık bir aşığın pişman ıslak suçlu göz uçları)
sabah namazıyla silmeye hazırlanıyor sevgilinin bekleyen gözlerini
peki ya senin
göz uçların nasıl sevgilim
rahat mı
beklemek zor sabır tanrısal
bekletme
hiç bir şeyle hazırlanmana gerek yok
kirpik uçların ne tutarsa tutsun boşver
yosun kızıl tütün
umrumda değil
abdestim ikimize de yeter
sadece gel
sormam
konuşmazsın
konuşmayız
kuşlar konuşur
biz susarız
4:30
fabrika servisleri duraklar kadınlar
sokakta vızır vızır bir telaş
işçi servisleri umut taşımıyor artık
fabrikalar üretimden uzak
boşa bu hengame
kimsenin yüzüne hayrı yok
hiç kimse döneceğini fısıldamıyor
ve bu yüzden herkesi çirkin ilan ediyorum bu sabah
umutsuzum yorgunum
bir silikliğin kıskacında tüm yüzler
küfürlü küflü
sanki tüm yüzler benim
ve yerçekimi dün gece itibarı ile itibarımı fena lekeledi
ve sanırım topumuzu da
(her yüz tuhaf bir yecüclük kıvamında)
rakı içemiyorum
bu yüzden şiir yazıyorum
kadere sarhoş naralar atamıyorum
bilincim hep açık
uyuyamıyorum
uyuşamıyorum bu bitkisel hayatla
şiir yazıyorum
-
karşı binadan nasıl görünüyorum
delice bir merak içimi kemiriyor
delici sivri keskin bir merak
karşı bina
nasıl görünüyorum
nemli küflü paslı ıslak
karşı bina
yapma
belli mi o kadar
o zaman tahta kurularına acil bir çözüm bulmalıyım
içimi bunca kemirmemeliler.
4: 40
aynalarda kısa süren bir konukluk
çarçabuk çözülen bir problem kadar kısa (kolay sıska...)
bir bakış yetip anlatıyor her şeyi
ve yine yerçekimi
sen saçaklarını sürtüyorsundur şimdi yastığına
ben merak ediyorum çarşafların beyaz mı
sen ipil ipil açıyorsundur gözlerini
(gerinerek uysal ağır...)
ben merak ediyorum yüzüne su çarparken
beni hatırladın mı
4:40
uzanmalıyım biraz
yerimi yadırgadığım bu yere uzanmalıyım
haberi var burada olduğumun
(dilese gelir, istese gelir, sevse gelir...)
söylenip söyletip durmayın yeter
haberi var
söyledim şiirlerimden aktığını
(sevse içer!)
ben rakı içemiyorum
şiir yazıyorum
dört bir yana ellerimi sürüyorum ebruli
ama tatmin etmiyor
hiçbir renk kokusu değil
kokusu yok
onsuz yeşillerim
her şiir yavan
biliyor
haberi var moruna meyilliyim
ses etmeyin
söylemeyin
uyandı
duydu
buradayım biliyor...
(istese gelir, dilese açar...)
Kayıt Tarihi : 13.10.2025 23:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!