Kabiliyetlere Zemin; ANADOLU AŞKI Adına! .
=Kemal KABCIK ve de YEREL GÜNDEM=036=113=
Gücü Yeten; Sorumluluk Almaktan: Kaçmaz! .
******
“MOĞOLLAR’IN EFENDİSİ CENGİZ HAN”
..
Her neredeysen, bulutlardan da uzak gölgen
yoksa görürdüm inan ki bulurdum seni..
Nerede yağmur düşse saçlarıma
sen sanıyorum ellerin gibi düşüyorlar telime
tel tel ayrılıyorum
sonra saçılıyorum dünyanın her bir köşeşine
sonsuzluğa, sonra bulunamıyorum..
..
ŞİİR: Muhip Erdener SOYDAN (babam)
Doğum tarihi: 29 Ekim 1943
Ölüm tarihi: 15 Ekim 1986
..
ŞİİR: Muhip Erdener SOYDAN (babam)
Doğum tarihi: 29 Ekim 1943
Ölüm tarihi: 15 Ekim 1986
Neden cevap yazmadın gönderdiğim mektuba?
..
ŞİİR: Muhip Erdener SOYDAN (babam)
Doğum tarihi: 29 Ekim 1943
Ölüm tarihi :15 Ekim 1986
Kapat telefonu güzel kız
..
ŞİİR: Muhip Erdener SOYDAN (babam)
Doğum tarihi: 29 Ekim 1943
Ölüm tarihi : 15 Ekim 1986
Mavi gözlerin semanın rengi,
Senin de adın Sema değil mi?
..
ŞİİR: Muhip Erdener SOYDAN (babam)
Doğum tarihi: 29 Ekim 1943
Ölüm tarihi: 15 Ekim 1986
Sonbaharın bu gününde,
Aldı beni derin acı.
Sanıyorsun, ben zevkimde,
..
ŞİİR: Muhip Erdener SOYDAN (babam)
Doğum tarihi: 29 Ekim 1943
Ölüm tarihi : 15 Ekim 1986
Anlasan ne olurdun,
..
Bin sekiz yüz kırk iki
Beraat gecesiydi
Dünyaya teşrif etti
Sultan Abdülhamid Han.
Babası Abdülmecid Hân
Validesi Tîr-i Müjgan
..
Püse gideriz kartına
Aşkı değişmeyiz altına
Şahlanırda gireriz
Biz Allahın sıratına
Everek amman everek
Gavgayı hiç bilmeyiz
..
ŞİİR: Muhip Erdener SOYDAN (babam)
Doğum tarihi: 29 Ekim 1943
Ölüm tarihi : 15 Ekim 1986
______Aşkı duydum ve tattım adını hece hece
..
Baş Öğretmen Atatürk
24 Kasım öğretmenler günü vesilesiyle, İnternet, Vikipedi ve Sinan Meydan’ın « Sarı Paşam » kitabından faydalanarak, Ata’mızı birlikte okuyalım.
Atatürkün dünya görüşünün temelinde muasır medeniyet dediği İlim ve Bilim (Batıya özgü) Medeniyeti ana fikri yatmaktadır. Atatürk, Doğulu ve İslami bir toplum olan Türk Toplumu için Tanzimattan beri yenilenme ve bilime yönelme hareketine inanmıştır. Onun bu inancı tavizci değil, mutlak ve radikaldir. Onun Batıcılığı tavizci değil, bütüncü ve samimidir.
Atatürk 10 Ekim 1923 de Fransız yazarı Maurice Pernot’ya verdiği bir demeçte şöyle söylemiştir: Türklerin asırlardan beri takip ettiği hareket devamlı bir istikamet muhafaza etti. Biz daima şarktan Garba doğru yürüdük... Memleketimizi asrileştirmek istiyoruz. Bütün mesaimiz Türkiyede asri binaenaleyh garbi bir hükümet vücuda getirmektir. Medeniyete girmek arzu edipte garba yönelmemiş olan millet hangisidir? -diyordu.
..
Fikrim gezinip dururken
İstanbul'un kalabalık meydanlarında
Birden eski bir şarkı çınladı kulaklarımda
Yüzümde hissettim ıslak rüzgarlarını
Ve duydum özgürce uçuşan martıların çığlıklarını
Nasıl özledim bir bilsen
..
ŞİİR: Muhip Erdener SOYDAN (babam)
Doğum tarihi: 29 Ekim 1943
Ölüm tarihi :15 Ekim 1986
..
Sanki derdin yetmezmiş gibi
Bir de ben onulmaz yaralar açtım.
Bilemedim bağışla beni
Bilemedim sevdiğim...
Göremedim verdiğim ezayı
Meğer sevgi yerine..
Hep kahır sunmuşum yüreğine
..
Son yazısında Ayşe Keskin şöyle diyordu;
“Filmin en dramatik yanıydı, başı başla yarılan çocukların çığlıkları…”
Türkiye'yi derinden sarsan bu olayı, yine derinlemesine incelemek lazım. Dün gece SKY TV'de Nihat Genç'in değerlendirmelerini izledim. Doğru bir analiz yapıyordu. Bir gece önce Leyla Umar'ı da dikkatle dinledim. O da haklıydı...
Malatya’daki çocuk yuvası olayını, ilkokul mezunu ve sorunlu bir veya iki kadının üzerine yıkmakla kurtulamazdık. Hastalık yaygındı ve ne zaman bir olay patlak verse, toplum olarak sesimizi yükseltiyor; sonra da hiç olmamış gibi davranıyorduk.
..
Yalnız bir adam tanıdım,
Yüreği pamuktan.
Gönlü harap olmuş yorgunluktan.
Ellerindeydi kalbi,
Tanıyan herkes onu severdi.
Anlattıkları can kulağıyla dinlenirdi.
..
Japonlar, galiba Yakuzalar bunlar, ülkelerine gelen her yabancıya Yahudi diyorlar. İster gelenekleriyle, ister acılara göğüs germeye azimleriyle, her gün daha çok seviyorum Asya’mı…
Öyle güzel bir söz ki bu! Ve öyle bir tam tarifi ki Yahudi diye! Ve insanlığı sever olmaya öyle bir yücelik ki! Hayranım!
Yahudi; Üç bin yıldır kovulan, açtığı felaketin ne olduğunu hiç düşünebiliyor muyuz, bir millet niye kovulur diye? Her kabullenilen yerde hangi acılarla karşılaşmış olabilirler ki, kovmaya cüret etmeye mecbur bırakılmayla da acıtıldı daha yürekleri, arkalarından bıraktıkları, bu kovmaya çaresizlikleri hissetmek ne demektir biliyor muyuz? Ve Türkün yüzünü Batı’ya çevirmesi ne anlatır diye şöyle biraz düşündüm: Uşaklık ruhlarıyla ne çabuk olay yaratabiliyor oldukları az bir tehlike mi? Onlara niye dönmeye mecburuz diye anlayabildin mi acaba? Armut şiş ağzıma düş, olsun adı düşünmeye piş… vay vay vay…
Bana ne bundan efendim, diyenlere yazıklar olsun! Öyle diye diye geldik bugüne ve 3. Dünya savaşına dayatmaya vardırdılar işte! Öyle diyebilmeye taban hazırlandı ruhun bile duymadan…Yahudi uşaklık yaptırmayı hep bilecek! Allah’lığı taslanan sapık işte onlar! Allah’ı çarmıha germeye coşan işte onlar! Bu işi yaptırmaya davarları da Avrupa, Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya… uşak ruhlular… İnsanlığı aşılayabilmeli bu sefillere! Anlaşma bulunabilmeli Batı ile! Dünya’yı yörüngesinden fırlattırmak marifet değil…
..
Gençler hani nerde o kahramanlık bilinci
Bu topraklar ata yurdun.Emanet bir inci
Cennet vatanın sizsiniz yegane güvenci
Uyuma! Vatan için ayağa kalk Türk genci
Yürü ufukda daha çok engel var aşacak
Olur mu zafer yolunda koşarken yorulmak
..
ŞİİR: Muhip Erdener SOYDAN (babam)
Doğum tarihi: 29 Ekim 1943
Ölüm tarihi : 15 Ekim 1986
Seni gördüm anladım ki sensiz hiç yaşamam
Bu kalbimi inan ki, ben sensiz asla taşımam
Günlerimde hep sen varsın, seni sevdim güzelim
..