27 İSA Aleyhisselâm
KUR’ÂN-I KERÎMDE BİZE BİLDİRİLEN YİRMİ SEKİZ NEBİYYULL ÂH (Salevâtullâhü ve selâmü ecmâıyn)’IN ŞEREF ABİDESİ HAYAT SERÜVENLERİNİ ACİZÂNE ŞİİR İLE MUHTASAR OLARAK İFÂDE ET MEĞE ÇALIŞTIM İNŞAELLÂH HAYRA SEBEP OLUR Selâm ve dua ile
30 Rebiülâhir 1440 Ahad
24 Kanuni Evvel 1434
06.01.2019 Pazar
Kasım 60
Bakara Suresi, 87. ayet: Andolsun, Biz Musa'ya kitabı verdik ve ardından peş peşe elçiler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da apaçık belgeler verdik ve onu Ruhu'l-Kudüs'le teyid ettik. Demek, size ne zaman bir elçi nefsinizin hoşlanmayacağı bir şeyle gelse, büyüklük taslayarak bir kısmınız onu yalanlayacak, bir kısmınız da onu öldür ecek misiniz?
Bakara Suresi, 136. ayet: Deyin ki: "Biz Allah'a; bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunlarına indirilene, Musa ve İs a'ya verilen ile peygamberlere Rabbinden verilene iman ettik. Onla rdan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz O'na teslim olmuşları z."
Bakara Suresi, 253. ayet: İşte bu elçiler; bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. Onlardan, Allah'ın kendileriyle konuştuğu ve derecele rle yükselttiği vardır. Meryem oğlu İsa'ya apaçık belgeler verdik ve O'nu Ruhu'l-Kudüs'le destekledik. Şayet Allah dileseydi, kendilerin e apaçık belgeler geldikten sonra, onların peşinden gelen (ümmet) ler, birbirlerini öldürmezdi. Ancak ihtilafa düştüler; onlardan kimi i nandı, kimi inkar etti. Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi. Am a Allah dilediğini yapandır.
Al-i İmran Suresi, 45. ayet: Hani melekler, dediler ki: "Meryem, doğrusu Allah Kendinden bir kelimeyi sana müjdelemektedir. Onun adı Meryem oğlu İsa Mesih'tir. O, dünyada ve ahirette 'seçkin, onur lu, saygındır' ve (Allah'a) yakın kılınanlardandır."
Al-i İmran Suresi, 46. ayet: "Beşikte de, yetişkinliğinde de insan larla konuşacaktır. Ve O salihlerdendir."
Al-i İmran Suresi, 47. ayet: "Rabbim, bana bir beşer dokunmam ışken, nasıl bir çocuğum olabilir?" dedi. (Fakat) Allah neyi dilerse y aratır Bir işin olmasına karar verirse, yalnızca ona "ol" der, o da he men oluverir."
Al-i İmran Suresi, 48. ayet: "Ona Kitab'ı, hikmeti, Tevrat'ı ve İn cil'i öğretecek."
Al-i İmran Suresi, 49 ayet: İsrail oğulları'na elçi kılacak (O, İsra il oğulları'na şöyle diyecek:) "Gerçek şu, ben size Rabbinizden bir ayetle geldim. Ben size çamurdan kuş biçiminde bir şey oluşturur, içine üfürürüm, o da hemencecik Allah'ın izniyle kuş oluverir. Ve Al lah'ın izniyle doğuştan kör olanı, alaca hastalığına tutulanı iyileştir ir ve ölüyü diriltirim. Yediklerinizi ve biriktirdiklerinizi size haber v eririm. Şüphesiz, eğer inanmışsanız bunda sizin için kesin bir ayet vardır."
Al-i İmran Suresi, 50. ayet: "Benden önceki Tevrat'ı doğrulamak ve size haram kılınan bazı şeyleri helal kılmak üzere size Rabbinizd en bir ayetle geldim. Artık Allah'tan korkup bana itaat edin."
Al-i İmran Suresi, 51. ayet: "Gerçekten Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O'na ibadet edin. Dosdoğru olan yol i şte budur."
Al-i İmran Suresi, 52. ayet: Nitekim İsa, onlarda inkarı sezince, dedi ki:"Allah için bana yardım edecekler kimdir?"Havariler: "Allah 'ın yardımcıları biziz; biz Allah'a inandık, bizim gerçekten Müslüma nlar olduğumuza şahid ol" dediler.
Maide Suresi, 53 ayet: İman edenler: "Olanca yeminleriyle elbet te sizlerle birlik olduklarına ilişkin Allah'a yemin edenler bunlar mı dır? Onların bütün yapıp-ettikleri boşa çıkmıştır, böylece hüsrana u ğrayanlar olmuşlardır" derler.
Al-i İmran Suresi, 54. ayet: Onlar (inanmayanlar) bir düzen kur dular. Allah da (buna karşılık) bir düzen kurdu. Allah, düzen kuruc uların en hayırlısıdır.
Al-i İmran Suresi, 55. ayet: Hani Allah, İsa'ya demişti ki: "Ey İsa, doğrusu senin hayatına Ben son vereceğim, seni Kendime yükselte ceğim, seni inkar edenlerden temizleyeceğim ve sana uyanları kıya mete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim. Sonra dönüşünü z yalnızca Banadır, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyde aranı zda Ben hükmedeceğim."
Al-i İmran Suresi, 59. ayet: Şüphesiz, Allah Katında İsa'nın duru mu, Adem'in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ona "ol" demesiyle o da hemen oluverdi.
Al-i İmran Suresi, 60 ayet: Gerçek, Rabbinden (gelen)dir. Öyley se kuşkuya kapılanlardan olma.
Al-i İmran Suresi, 84. ayet: De ki: "Biz Allah'a, bize indirilene, İ brahim, İsmail, İshak, Yakup ve torunlarına indirilene, Musa'ya, İs a'ya ve peygamberlere Rablerinden verilenlere iman ettik Onlarda n hiçbiri arasında ayrılık gözetmeyiz. Ve biz O'na teslim olmuşlarız "
Nisa Suresi, 155. ayet: Onların kendi sözlerini bozmaları, Allah'ın ayetlerine karşı inkara sapmaları, peygamberleri haksız yere öldür meleri ve: "Kalplerimiz örtülüdür" demeleri nedeniyle (onları lanet ledik.) Hayır;Allah, inkarları dolayısıyla ona (kalplerine) damga vur muştur. Onların azı dışında, inanmazlar.
Nisa Suresi, 156. ayet: (Bir de) İnkara sapmaları ve Meryem'in aleyhinde büyük bühtanlar söylemeleri,
Nisa Suresi, 157 ayet: Ve: "Biz, Allah'ın Resulü Meryem oğlu Me sih İsa'yı gerçekten öldürdük" demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik.) Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar. Ama on lara (onun) benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmaz lığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların bir zanna uyma ktan başka buna ilişkin hiçbir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak öl dürmediler.
Nisa Suresi, 158. ayet: Hayır; Allah onu Kendine yükseltti. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.
Nisa Suresi, 159. ayet: Andolsun, Kitap Ehlinden, ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur. Kıyamet günü, o da onların aleyhi ne şahid olacaktır.
Nisa Suresi, 163. ayet: Nuh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyub'a, Yunus'a, Harun'a ve Süleym an'a da vahyettik. Davud'a da Zebur verdik.
Nisa Suresi, 171. ayet: Ey Kitap Ehli, dininiz konusunda taşkınlık etmeyin, Allah'a karşı gerçek olandan başkasını söylemeyin. Merye m oğlu Mesih İsa, ancak Allah'ın elçisi ve kelimesidir. Onu (OL' ke limesini) Meryem'e yöneltmiştir ve O'ndan bir ruhtur Öyleyse Allah 'a ve elçisine inanınız; "üçtür" demeyiniz. (Bundan) kaçının, sizin i çin hayırlıdır. Allah, ancak bir tek İlah'tır. O, çocuk sahibi olmaktan Yücedir. Göklerde ve yerde her ne varsa O'nundur Vekil olarak Alla h yeter.
Nisa Suresi, 172. ayet: Mesih ve yakınlaştırılmış (yüksek derece sahibi) melekler, Allah'a kul olmaktan kesinlikle çekimser kalmazl ar Kim O'na ibadet etmeye 'karşı çekimser' davranırsa ve büyüklen mek gösterirse (bilmeli ki,) onların tümünü huzurunda toplayacakt ır.
Maide Suresi, 17. ayet: Andolsun, "Şüphesiz, Allah Meryem oğlu Mesih'tir." diyenler küfre düşmüştür. De ki: "O, eğer Meryem oğlu Mesih'i, onun annesini ve yeryüzündekilerin tümünü helak (yok) et mek isterse, Allah'tan (bunu önlemeye) kim bir şeye malik olabilir ? Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin tümünün mülkü Allah'ın dır; dilediğini yaratır. Allah herşeye güç yetirendir.
Maide Suresi, 46. ayet: Onların (peygamberleri) ardından yanla rındaki Tevrat'ı doğrulayıcı olarak Meryem oğlu İsa'yı gönderdik ve ona içinde hidayet ve nur bulunan, önündeki Tevrat'ı doğrulayan v e muttakiler için yol gösterici ve öğüt olan İncil'i verdik.
Maide Suresi, 72. ayet: Andolsun, "Şüphesiz Allah, Meryem oğlu Mesih'tir" diyenler küfre düşmüştür. Oysa Mesih'in dediği (şudur:) "Ey İsrailoğulları, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a ibadet edin. Çünkü O, Kendisi'ne ortak koşana şüphesiz cenneti ha ram kılmıştır,onun barınma yeri ateştir Zulmedenlere yardımcı yok tur."
Maide Suresi, 73. ayet: Andolsun, "Allah üçün üçüncüsüdür" diy enler küfre düşmüştür. Oysa tek bir İlah'tan başka İlah yoktur. Eğ er söylemekte olduklarından vazgeçmezlerse, onlardan inkar eden lere mutlaka (acı) bir azap dokunacaktır.
Maide Suresi, 74. ayet: Yine de Allah'a tevbe edip bağışlanma is temeyecekler mi? Oysa Allah bağışlayandır, esirgeyendir.
Maide Suresi, 75. ayet: Meryem oğlu Mesih, yalnızca bir elçidir. Ondan önce de elçiler gelip geçti. Onun annesi dosdoğrudur, ikisi d e yemek yerlerdi. Bir bak, onlara ayetleri nasıl açıklıyoruz? (Yine) bir bak, onlar ise nasıl da çevriliyorlar?
Maide Suresi, 78. ayet: İsrailoğulları'ndan inkar edenlere, Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lanet edilmiştir. Bu, isyan etmeleri ve h addi aşmaları nedeniyledir.
Maide Suresi, 110. ayet: Allah şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İ sa, sana ve annene olan nimetimi hatırla Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyo rdun. Sana Kitab'ı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim. İznimle ça murdan kuş biçiminde (bir şeyi) oluşturuyordun da (yine) iznimle ona üfürdüğünde bir kuş oluveriyordu. Doğuştan kör olanı, alacalı yı iznimle iyileştiriyordun, (yine) Benim iznimle ölüleri (hayata) çı karıyordun. İsrailoğulları'na apaçık belgelerle geldiğinde onlardan inkara sapanlar, "Şüphesiz bu apaçık bir sihirdir" demişlerdi (de) İsrailoğulları'nı senden geri püskürtmüştüm."
Maide Suresi, 111. ayet: Hani Havarilere: "Bana ve elçime iman edin" diye vahy (ilham) etmiştim; onlar da: "İman ettik, gerçekten Müslümanlar olduğumuza sen de şahid ol" demişlerdi.
Maide Suresi, 112. ayet: Havariler: "Ey Meryem oğlu İsa, Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi?" demişlerdi. O da: "Eğer inan
mışlarsanız Allah'tan korkup-sakının" demişti.
Maide Suresi, 113. ayet: (Bu sefer Havariler:) "Ondan yemek is
tiyoruz, kalplerimiz tatmin olsun, senin de gerçekten bize doğru söylediğini bilelim ve buna şahitlerden olalım" demişlerdi.
Maide Suresi, 114. ayet: Meryem oğlu İsa: "Allah'ım, Rabbimiz, bize gökten bir sofra indir, öncemiz ve sonramız için bir bayram ve Senden de bir belge olsun. Bizi rızıklandır, Sen rızık vericilerin en hayırlısısın" demişti.
Maide Suresi, 115. ayet: Allah demişti ki: "Şüphesiz Ben bunu si ze indireceğim. Artık sonra sizden kim inkâr ederse, Ben onu ger
çekten âlemlerden hiç kimseyi azaplandırmayacağım bir azaplandı racağım."
Maide Suresi, 116. ayet: Allah: "Ey Meryem oğlu İsa, insanlara, beni ve annemi Allah'ı bırakarak iki İlah edinin, diye sen mi söyledi n?" dediğinde: "Seni tenzih ederim, hakkım olmayan bir sözü söyle mek bana yakışmaz. Eğer bunu söyledimse mutlaka Sen onu bilmiş sindir. Sen bende olanı bilirsin, ama ben Sende olanı bilmem. Ger
çekten, görünmeyenleri (gaybleri) bilen Sensin Sen."
Maide Suresi, 117. ayet: "Ben onlara bana emrettiklerinin dışın da hiçbir şeyi söylemedim. (O da şuydu:) 'Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin' Onların içinde kaldığım sürece ben onların üzerinde bir şahidim. Benim (dünya) hayatıma son ver diğinde, üzerlerindeki gözetleyici Sendin. Sen her şeyin üzerine şahit olansın."
Maide Suresi,118 ayet: Eğer onları azaplandırırsan, şüphesiz on lar Senin kullarındır, eğer onları bağışlarsan, şüphesiz Aziz olan, hakim olan Sensin Sen."
En'am Suresi, 85. ayet: Zekeriya'yı, Yahya'yı, İsa'yı ve İlyas'ı da (hidayete eriştirdik.) Onların hepsi salihlerdendir.
Tevbe Suresi, 30. ayet: Yahudiler: "Üzeyir Allah'ın oğludur" ded iler; Hıristiyanlar da: "Mesih Allah'ın oğludur" dediler. Bu, onların ağızlarıyla söylemeleridir; onlar, bundan önceki inkâr edenlerin sözlerini taklit ediyorlar. Allah onları kahretsin; nasıl da çevriliyor lar?
Tevbe Suresi, 31 ayet: Onlar, Allah'ı bırakıp bilginlerini ve rahip lerini raplar (ilahlar) edindiler ve Meryem oğlu Mesih'i de. Oysa on
lar, tek olan bir İlah'a ibadet etmekten başka bir şeyle emrolunma
dılar. O'ndan başka İlah yoktur O, bunların şirk koştukları şeylerden Yücedir.
Meryem Suresi, 16 ayet: Kitap'ta Meryem'i de zikret Hani o, aile sinden kopup doğu tarafında bir yere çekilmişti.
Meryem Suresi, 17. ayet: Sonra onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde çekmişti. Böylece ona ruhumuz (Cibril'i) göndermiştik, o da, düzgün bir beşer kılığında görünmüştü.
Meryem Suresi, 18 ayet: Demişti ki:"Gerçekten ben, senden Rah man (olan Allah)a sığınırım. Eğer takva sahibiysen (bana yaklaşma )"
Meryem Suresi, 19. ayet: Demişti ki: "Ben, yalnızca Rabbinden (gelen) bir elçiyim; sana tertemiz bir erkek çocuk armağan etmek için (buradayım)."
Meryem Suresi, 20. ayet: O: "Benim nasıl bir erkek çocuğum ola abilir? Bana hiçbir beşer dokunmamışken ve ben azgın utanmaz (b ir kadın) değilken" dedi.
Meryem Suresi, 21. ayet: "İşte böyle" dedi. "Rabbin, dedi ki: -Bu Benim için kolaydır Onu insanlara bir ayet ve Bizden bir rahmet kıl mak için (bu çocuk olacaktır)" Ve iş de olup bitmişti.
Meryem Suresi, 22. ayet: Böylelikle ona gebe kaldı, sonra onunla ıssız bir yere çekildi.
Meryem Suresi, 23. ayet: Derken doğum sancısı onu bir hurma dalına sürükledi. Dedi ki: "Keşke bundan önce ölseydim de, hafıza’ lardan silinip unutuluverseydim."
Meryem Suresi, 24. ayet: Altından (bir ses) ona seslendi: "Hüzne kapılma, Rabbin senin alt (yan)ında bir ark kılmıştır."
Meryem Suresi, 25. ayet: Hurma dalını kendine doğru salla, üze rine henüz oluşmuş-taze hurma dökülüversin."
Meryem Suresi, 26. ayet: Artık, ye, iç, gözün aydın olsun. Eğer h erhangi bir beşer görecek olursan, de ki:"Ben Rahman (olan Allah) a oruç adadım, bugün hiç kimseyle konuşmayacağım."
Meryem Suresi, 27. ayet: Böylece onu taşıyarak kavmine geldi. Dediler ki: "Ey Meryem, sen gerçekten şaşırtıcı bir şey yaptın."
Meryem Suresi, 28. ayet: "Ey Harun'un kız kardeşi, senin baban kötü bir kişi değildi ve annen de azgın, utanmaz (bir kadın) değildi "
Meryem Suresi, 29. ayet: Bunun üzerine ona (çocuğa) işaret etti Dediler ki: "Henüz beşikte olan bir çocukla biz nasıl konuşabiliriz?"
Meryem Suresi, 30. ayet: (İsa) Dedi ki: "Şüphesiz ben Allah'ın k uluyum. (Allah) Bana kitabı verdi ve beni peygamber kıldı."
Meryem Suresi, 31. ayet: "Nerede olursam (olayım,) beni kutlu kıldı ve hayat sürdüğüm müddetçe, bana namazı ve zekatı vasiyet (emr) etti."
Meryem Suresi, 32. ayet: "Anneme itati de. Ve beni mutsuz bir zorba kılmadı."
Meryem Suresi, 33. ayet: "Selam üzerimedir; doğduğum gün, ö leceğim gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağım gün de."
Meryem Suresi, 34. ayet: İşte Meryem oğlu İsa; hakkında kuşku ya düştükleri "Hak Söz".
Meryem Suresi, 35. ayet: Allah'ın çocuk edinmesi olacak şey de ğil. O Yücedir. Bir işin olmasına karar verirse, ancak ona: "Ol" der, o da hemen oluverir.
Mü'minun Suresi, 50. ayet: Biz, Meryem'in oğlunu ve annesini bir ayet kıldık ve ikisini barınmaya elverişli ve akar suyu olan bir tepe de yerleştirdik.
Ahzab Suresi, 7. ayet: Hani Biz peygamberlerden kesin sözlerini almıştık; senden, Nuh'tan, İbrahim'den, Musa'dan ve Meryem oğlu İsa'dan. Biz onlardan sapasağlam bir söz almıştık.
Şura Suresi, 13. ayet: O: "Dini dosdoğru ayakta tutun ve onda ay rılığa düşmeyin" diye dinden Nuh'a vasiyet ettiğini ve sana vahyet tiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya vasiyet ettiğimizi sizin içinde teşri' etti (bir şeriat kıldı). Senin kendilerini çağırdığın şey, müşrikl ere ağır geldi. Allah, dilediğini buna seçer ve içten Kendisi'ne yönel eni hidayete erdirir.
Zuhruf Suresi, 57. ayet: Meryem oğlu (İsa) bir örnek olarak veri lince, senin kavmin hemen ondan (keyifle söz edip) kahkahalarla g ülüyorlar.
Zuhruf Suresi, 58. ayet: Dediler ki: "Bizim ilahlarımız mı daha hayırlı, yoksa o mu?" Onu yalnızca bir tartışma-konusu olsun diye (örnek) verdiler. Hayır, onlar 'tartışmacı ve düşman' bir kavimdir.
Zuhruf Suresi, 59. ayet: O, yalnızca bir kuldur; kendisine nimet verdik ve onu İsrailoğulları'na bir örnek kıldık.
Zuhruf Suresi, 60. ayet: Eğer Biz dilemiş olsaydık, elbette sizden melekler kılardık; yeryüzünde (size) halef (yerinize geçenler) olur lardı.
Zuhruf Suresi, 61. ayet: Şüphesiz o, kıyamet-saati için bir ilimdir. Öyleyse ondan (kıyametten) yana hiçbir kuşkuya kapılmayın ve Ba na uyun. Dosdoğru yol budur.
Zuhruf Suresi, 62. ayet: Şeytan sakın sizi (Allah'ın yolundan) alı koymasın. Gerçekten o, sizin için açıkça bir düşmandır.
Zuhruf Suresi, 63. ayet: İsa, açık belgelerle gelince, dedi ki: "Ben size bir hikmetle geldim ve hakkında ihtilafa düştüklerinizin bir kıs mını size açıklamak için de. Öyleyse Allah'tan sakının ve bana itaat edin."
Zuhruf Suresi, 64. ayet: "Şüphesiz Allah, O, benim de Rabbim, si zin de Rabbinizdir; şu halde O'na kulluk edin. Dosdoğru yol budur."
Zuhruf Suresi, 65. ayet: Sonra, içlerinden birtakım fırkalar ihtila fa düştü. Artık, acı bir günün azabından vay o zulmetmiş olanlara.
Hadid Suresi, 27. ayet: Sonra onların izleri üzerinde elçilerimizi birbiri ardınca gönderdik. Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gönd erdik; ona İncil'i verdik ve onu izleyenlerin kalplerinde bir şefkat v e merhamet kıldık (Bir bid'at olarak) İcadettikleri ruhbanlığı ise, B iz onlara yazmadık (emretmedik). Ancak Allah'ın rızasını aramak iç in (icadettikler) ama buna da gerektiği gibi uymadılar. Bununla birl ikte onlardan iman edenlere ecirlerini verdik, onlardan birçoğu da fasık olanlardır.
Saff Suresi, 6. ayet: Hani Meryem oğlu İsa da: "Ey İsrailoğulları, gerçekten ben, sizin için Allah'tan gönderilmiş bir elçiyim. Benden önceki Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra ismi "Ahmed" olan bir elçinin de müjdeleyicisiyim" demişti. Fakat o, onlara apaçık belgel erle gelince: "Bu, açıkça bir büyüdür" dediler.
Saff Suresi, 14. ayet: Ey iman edenler, Allah'ın yardımcıları olun: Meryem oğlu İsa'nın havarilere:"Allah'a (yönelirken)benim yardım cılarım kimlerdir?" demesi gibi Havariler de demişlerdi ki: "Allah'ın yardımcıları bizleriz." Böylece İsrailoğulları'ndan bir topluluk iman etmiş, bir topluluk da inkâr etmişti Sonunda Biz iman edenleri düş manlarına karşı destekledik, onlar da üstün geldiler.
Ruhul Kudüs ile teyid edildi
Bakire anası Meryem’den geldi
Rahime düşmeden Peygamber oldu
İsa âlemlere nişan değil mi?
Âdem’i Topraktan, Havva anasız
Anası kocasız İsa babasız
Yahyâ’yı yokluktan var etti ansız
Zekeriyyâ, Meryem Zişan değil mi?
Zekeriyyâ eniştesi Meryem’in
Baba İmran Kocasıdır Hanne’nin
Meryem; oğulu bekleyen annenin
Kerimesi Meryem sultan değil mi?
Doğar doğmaz emer iken konuştu
Hahamlar duyunca apışıp şaştı
Çamurdan yaptığı uçanlar kuştu
Rahmandan ilâhi ihsan değil mi?
Alaca hastalığına devaydı
Merhem eylediği safi duaydı
Dokunduğu anda mevtleri aydı
Müsebbibi yüce Rahman değil mi?
Gelin dedi: benim sizin bir olan
Tek tapılacak O bizi yaratan
Şu putları kaldırınız aradan
Hikmeti esrarı ayan değil mi?
Ey İsrailoğulları ben size
Allah’tan gönderildim kendinize
Kim kurtarır düşerseniz denize?
Sizin bu haliniz isyan değil mi?
Dediler: sen büyücüsün biz sana
İnanmayız hele bir bak anana
Dinmi ferman edeceksin cihana?
Beşer için büyük hüsran değil mi?
Tuz acıttığında yaralarında
Meşveret ederek aralarında
Katl fermanı çıktı şûralarında
Çarmıha gerecek insan değil mi?
Yaptıkları plân İsa’yı asmak
Plâncı başından habersiz basmak
Yapılan plânın önünde susmak
Aklı selim için vicdan değil mi?
Çevirdiler etrafını İsa’nın
Tutup vermekti eline asanın
İsa’ya benzeyen ihbar kusanın
Çarmıhta olduğu candan değil mi?
Yaratan İsa’yı aldı Semâya
‘Bak’ dedi: yıldıza güneşe aya
Vakti gelince dönecek dünyaya
Kâinâtta kırk yıl sultan değil mi?
Kıyâmete yakın olacak zahir
Mehdiyle birlikte âlemi tenvir
Altın çağın olacağı bu devir
Bu ihsan takdire şayan değil mi?
Kayıt Tarihi : 5.1.2019 19:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!