Cennetin gözü yükseliyor gözlerimin önünde,
bu nisan gününde
Dün 25 nisandı ve doğmuştu 19 yıl önce,
bir dönem sol yanım olan
Tortuları kaldığından
Ama nedense sanki antik çağdan kalmış bir moloz yığını
Duyguların asrı kapanmışken,
ben cebelleşiyorum onun imgesiyle
Ateşin iradesi yükselirken nesilden nesile,
unutuluyor aynı zamanda bazı kıvılcımlar
Kızıl bir püskürteçe de gerek yok gerçi,
gözlerimi kısmam gerekmesinden tutunmak için ufka
Ama neden yürüyorum akıbeti belli olan bir yolda,
yaşamın ve kardeşinin gölgesindeki
Gözümün önüne bir doktor geliyor,elinde ip,
ve çekiyor uçurtmayı, tekerlekli sandalyede oturan çocuğun tuttuğu
Çimenler eziliyor ve neşeli bir atmosfer oluşuyor
Ve şimdi öttü bülbül, ahşap bir kapıdan çıkan
Meğerse bağlıymış sevgi ve hüzün, örümcek ağları gibi
Ve ortasında durur dehşet saçan merhametli ölüm,
bekler avının yapışmasını sebep gözetmeksizin
Akıyor duygularım peş peşe, bir gedik bulur bulmaz
Turla nehri de akıyor tabi, bağımsız olarak bizden
Nasıl içselleştiriyoruz doğayı, ve hangi cürretle yok sayıyoruz sivri dişlerimizi,
ucunda her daim kan damlacıkları olan
Anlamsız tablolarımız, hedef şaşırtan felsefemiz mi yardım etti,
yüzyıllar boyu koruculuk yapmamıza
Bir felaket kopacak yakında ve yeniden
Yüce memeli-sürüngenlerin gittiği gibi,
biz de bırakacağız bir gezegen, bambaşka olan
Ve granit eriyip gidecek, kimse okumamış gibi
Kayıt Tarihi : 2.5.2023 20:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!