pamuk tarlalarında ırgatlık yapmaya gidiyoruz
ben on veya on bir yaşlarında çocuğum
yoksulluğun kaderi ırgatlık eskiden bir çok işler insan gücüyle yapılırdı şimdilerde tarım teknolojiyle yapılır oldu ve ırgatların yerini makineler aldı
her yaştan insan var genç yaşlı çocuklar ama bayanlar erkeklerden daha fazla
traktörlerin römork/ne bindirildik yataklarımızı yemek kaplarını zahireleri gerekli eşyaları yanımıza aldık
çadır kurup pamuklar yetişene kadar çadırda yaşayacağımızı söyledi fatma Annem
yapacağımız işe gelince pamuk çitillerinin arasından çıkan otları keserle temizlemek
buna birinci bakım diyorlar pamuk çitilleri biraz boy atıp büyüyünce
bu defada çapa yapılıyor
çok bereketli anaç toprakları var kahramanmaraşımızın kısaca toprağına ne ekersen ek
ektiğinin karşılığını misliyle geri alırsın
uçsuz bucaksız arazilerin bir tarafından da sulama kanalı geçiyor
kim bilir ucu nerelere kadar uzanıyor bilemiyorum belkide adana ya kadar varıyordur her halde
diğer tarafından da aksu geçiyor bir hayatta oradan buluyor toprak ana bereketine bereket katıyor
kısaca su hayat veriyor her şeye herkese
dekarına hektarına pek aklım ermiyor ama gerçekten çok büyük araziler var ovada
en çok kırmızı biber ekerler/ki dünyaca meşhurdur Maraş biberi peşinden pamuk ekerler bizim maraş ovasına
tarladan pamuğu almak o kadar kolay deyil büyük emek istiyor.
tarlaya giderken beraberimizde bize bu işi bulan ayarlayan rahmetli Hatice halam ve halamın kocası rahmetli Karaca Osman eniştem ve Fatma annem ben ve halamın torunu
Neziha ablam ve baba Annesi Ayşe teyze var şu an bunları hatırlayabiliyorum
hatıralar ölmesin yaşasın istedim ve ben
yıllar sonra o zamanki hislerimi ve anılarımı yaşadığım hayatı
hatırladığım kadarıyla yazmaya çalışıyorum
aslında bu hayatta yaptığın ve yaşadığın hiç bir şey unutulmuyor ve kaybolmuyor
beyin her şeyi kayıt altına alıyor.
uzun sarsıntılı ve engebeli yolların ardından nihayet
kamp kuracağımız yere geldik traktör ve kamyon durdu aşağıya indik
her taraf alabildiğine yeşil ve alabildiğine güzel bitkilerin aromatik kokuları birbirine karışmış vaziyette toprağın mis kokusuyla çekiyorum içime
güneş de sıcak yakıyor tenimizi kan ter içinde kaldık
herkes çadırlarını kurabilmenin telaşı içinde
yaklaşık yirmi çadır kuruldu
büyükler çocuklar hepimiz çok çalıştık çadırlarımızı kurduk
geçicide olsa yeni evimiz çadır olmuştu
Fatma annem çok yetenekli bir kadındı Allah var
Hakkını inkar etmeyeyim her işin hakkından gelirdi şimdilerde
öyle kadın mumla arasan bulamazsın düşünebiliyor/musunuz
taş ve çamurdan çok güzel bir ocak yaptı yemek pişirebilmek için
o gün hava karana kadar çalıştık hepimiz çok
yorulduk yataklarımız serildi Fatma annem ve ben yatağımıza girdik
uyuyup dinlen/meliydik yarın farklı bir yaşam bizi bekliyordu
çalışacak ve para kazanmaya başlayacaktık ekmek parası
Kayıt Tarihi : 30.3.2017 18:54:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ilk romanımı yazıyorum ve ilk sayfasını paylaşıyorum ben yazma cesareti gösterdim beğenilir inşallah.
![Şeref Köşker](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/03/30/26-hayatim-roman-pamuk-tarlasi-keser-acisi.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)