Bir an, hayatttan nasibini almış perdemi bir kaşık aralıyorum...
Gökyüzü yine bulutlu
Yine güneşin yüzüne hasret kaldık
Bir ara dışarı çıkıyorum
Sabahın şaşı saatlerinde
dolaşıyorum şehri amansız
Kalabalıklar içinde yalnızlığın boy verişi...
Beli bükük, ihtiyarlamış ağaçlar
Öyle mahmur, öyle soğuk kanlı...
ve her birinin dalında ayrı ayrı umutlarım asılı
Bütün ağaçlar hüküm giyiyor, ağırlaştırılmış hapis cezasıyla
Bütün şehir nefessiz kalıyor birden
İnsanlık ölüyor sanki
Birden bir intihar doluyor göz bebeklerime
Akıyor göz pınarlarımdan yanaklarıma doğru
Çenemden birikip dökülüyor kaldırımlara
Sonra bütün şehir boğuluyor
Bin parça oluyor yüreğim
Bin parça kopuyor içimden
Hayalim beliriyor bir anda
ve ardına bakmadan koşuyor sonsuzluğa
Firarını tüm şehre müjdelercesine
Terk ediyor bu yalnızlar zindanını
Yıkılıyorum...
Yığılıyorum oracıkta
Kapatıyorum yorgun göz kapaklarımı
Hiç açmamak üzere
Sonsuz ve deliksiz bir uykuya
Terk ediyorum bu diyarı
Bilinmezliğe doğru sürüklenircesine
Gidiyorum, kayboluyorum, ölüyorum...
Kayıt Tarihi : 26.8.2017 19:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!