23 NİSAN / 251
Türkün bugün egemenlik bayramı
Semada dalgalanıyor bayrağı
Gündüz kaybolmuş sanma ay yıldızı
Bayrağa dökülmüş parlıyor şimdi
Okudukça büyür atam içimde
Yolunda yolcuyuz bayrak elimde
Ölmedin ölümsüz Türkün gönlünde
Vatanda milletiz sayende şimdi
Mavi gözlerinde denizdir suyun
Elli yedi yıldır içimde şıvgın
Nisanda tomurcuk gökte güvercin
Güllerimiz açtı sayende şimdi
Gürbüz 23 Nisan kutlu olsun millete
Cumhuriyetle büyüdü Türkiye
Bir can değil bin can feda ülkeme
Kalem tutuyorsam sayende şimdi
H.Gürbüz.23.04.1996
ATAM / 252
Aklım erince seninle yetiştim
Aydın Cumhuriyetine eriştim
Doğan şu güneşi seni bilirim
Kabrinden hep bize doğan güneşim
Gittiğine üzüldüm bazı anlar
Aydınlık özgürlük fikrini anar
Sonsuza kadar yüreklerde yaşar
Kabrinden hep bize doğan güneşim
Yıkmak isteseler de felsefeni
Güçleri yetmez bize geçti gayri
Kaç milyona ulaştı Atatürk genci
Kabrinden hep bize doğan güneşim
Elli yedi yıldır ışık tutuyor
Gösterdiğin yolun doğru çıkıyor
Gürbüz'ün sana teşekkür ediyor
Kabrinden hep bize doğan güneşim
H.Gürbüz.22.11.1996
253 / KÜKREMEK İSTİYORUM
Ezilmişliğe haksızlığa
Çarpıtılmış çarpık düzene
Atatürk’ü mü sevmeyene
Onu da saklayan mezara
Kükremek istiyorum
Zalimlere boyun eğene
Mehtapsız geçen gecelere
Yıldızımızı kaydırana
Çiçeksiz ağaçsız dağlara
Kükremek istiyorum
Cennet ülkemde cehalete
Susmayan bunca silahlara
Hiç tadılmadık sevgilere
Robotlaşmış evliliklere
Kükremek istiyorum
Dumanlı dağlarımızda
Çiçeklerimi vuranlara
Demokrasiyi bozana
Laikliğimizi unutana
Kükremek istiyorum
Ülkemizden kaçan ceylana
Ötmeyen kınalı kekliğe
Gürbüz'üm masum olan kuşun
Özgürlüğünü vermeyene
Kükremek istiyorum
H.Gürbüz.22.11.2012
FARKLI BAKIŞ / 254
Ben çam ağacına bakarken
Mustafa Kemal'i hatırlarım
Onu Gazimize benzetirim
Kökü topraktayken bile
yaprakları dökülmeden,
solmadan, kurumadan
yemyeşil kalmasını
Sağa sola uzanan dalları
Cumhuriyete, laikliğe, aydınlığa
özgürlüğe, demokrasiye uzanan
felsefe yolunu andırır
Ve harfindeki pürleri
varlığını temsil eden
zafer işaretidir
Budağından akıp duran suyu
Yapamadıklarına döktüğü gözyaşıdır
Gürbüz'üm iyi bak gör ki
Kuruyup dökülen kozalağı bile
Kurudukça açabilen
Mustafa Kemal gibi
Çiçekleri andırır
H.Gürbüz.19.03.1996
255 / GÖKKUŞAĞIN OLMASA
Ayışğı yıldızlarla hep benim şafağım
Güneşin ilk ışıklarıyla ben kalkarım
Sevinirim ısınırım aydınlanırım
Bir de akşam olup şu batışın olmasa
Bakarım ki kışın gelivermiş gönlüme
Karanlık soğuk fırtına çok üşüyorum
O kar beyazı aklığın seni sevdiğim
Bir de yürekte eriyip te su olmasan
Nisan gibi geliverirsin şu aklıma
Gözlerim dalar doluverirsin içime
Sensizim yâr ağlarım yağmurla sessizce
Unuturdum seni gökkuşağın olmasa
Dört mevsimsin gelip girersin yüreğime
Gürbüz'ün yaşar seni alır kor kalbine
Dayanır durur özlemine hasretine
Ah birde şu zalim gurbet eller olmasa
H.Gürbüz.10.09.1998
SEN BURDAYKEN / 256
Üşümez soğuktan kıpırdardı içim hareket halinde çırpınır bedenim
Gece olmazdı sabah uyku tutmazdı sensiz bir uykunun kıymeti olmazdı
Sıcacık sarılırdı içten elleri susardım suyum olurdu o gözleri
Sana sevgim menekşe gül aklım gonca yemeden doyardım bir yüzüne bakınca
Kalbimse sende gözlerinse aklımda hayal kurardım yanında olmayınca
Gürbüzün sevgisi dem gönül bağında sevecek seni hep bu iki cihanda
H.Gürbüz.06.11.1996.
İNCİTMEYİN / 257
Kapat gözlerini bir düşün düşle içinden ey insanoğlu
Papatya gül menekşe çiğdem olmasa neye benzer bu dünya
Sevgisiz duygusuz, neşesiz tatsız, tuzsuz kupkuru bir çöl olurdu
Sevgilinizin yârinizin kadının yokluğu da çiçekler gibidir
Rengi kokusu farklı olabilir birbirinden sevin sahip çıkın
Koparmayın hayattan gücünüz yetiyor diye sözle incitmeyin
incinir karanlıkta siz kalırsınız
H.Gürbüz 24 .07.2021.
CENNETİMİ VE SENİ / 258
Doğdum da bütün otların, çiçeklerinin meyvelerin tadını,
ilk sütümü emdiğimde annemden gelmişti damağıma
Beşiğe bellediklerinde o anda öllük toprağının, kokusu
her nefeste mis gibi gelip dolmuştu ruhuma
Aklım erince baktım ki karşımda kırklar dağı duruyor,
sağım türbe solum düldüzü babam öğretti dürüstlüğü
Şırıl şırıl akan o dağlardan derelere gelir suyu,
kuşu keklikler orkestra bülbülü, birlikte ötüşürdü
Baharda ilk hangi çiçek açar kışın ilk kar nerde tutar
aklıma yazmışım acı tatlı ne sevdalar yaşadılar
Yoktur ki hissetmediğim rüzgârı ,güneşi, yağmuru seli,
hep çobanlık yaptım ayağıma çok battı geven dikeni
Doğaldır acığı, çördüğü, zuvalı, alıcı ,ahlatı
yiyerek büyüdük köyde bir de yürekte sevdam yâr vardı
Anlatmaya ömür mü yeter gitti o yârim burada kaIdı hayali
Gürbüz asla bırakmaz kalbinde götürür, cennetini ve seni
H.Gürbü.23.09.2013
MART AYINDA / 259
Baharı beklerken üşüttün bizi
Yağdıkça üstüne yağasın gelir
Bilmem şimdi kime edeyim nazı
İnsan olsan seni yeresim gelir
Eritmek düşünmez ekler üstüne
Zulüm oldu bu kar bize kastı ne
Evden eve gidilmiyor dostuma
Sıcak güneş olup doğasım gelir
Çoklar azaldı azlar da kalmadı
Kış ayı hiç yüzlerimiz gülmedi
Allaha yalvardık derman olmadı
Bu garip halime gülesim gelir
Mart ayı da cıvıtmaya başladı
Kendini bilirse iyi kışladı
Saman saçkı yavaş yavaş boşladı
Yem olup çuvala giresim gelir
Bak anam yunurdu son kalan unu
Gürbüz'üm gelmiyor bu kışın sonu
Bitse kar açılsa dağların yolu
Çiğdemler içinde yatasım gelir
H.Gürbüz.30.03.1997.
SENİ VEFASIZ / 260
Öyle kaydınki zaman ellerimden
Ne yapsam tutamadım bir yerinden
Unutamam sevdiğimi kalbimden
Unutur mu sandın seni Vefasız
Ağardı saçlar kıvırıştı yüzüm
Sensiz gülmedim hep ağlıyor gözüm
Kadehlerde masada bitti ömrüm
Unutur mu sandın seni Vefasız
Ayyaş da koydular adımı benim
Anlamaz kimseler neden içerim
Öldürmüyor Tanrı beni neyleyim
Unutur mu sandın seni Vefasız
Bir seni sevmiştim gençlik çağımda
Her akşam hayalin rüyalarımda
Aşık Gürbüz'ün ölmedikten sonra
Unutur mu sandın seni Vefasız
H.Gürbüz.18.03.1996.
DÖNSENE / 261
Köyden gittiğinde buralardan
Yapraklar dökülüyor sonbahardı
Turnalar döndü bak bahar ayında
Bahar geçti yaz geliyor dönsene
Ayrılık sızısı düştü içime
Yıldızları saydım bir bir her gece
Unuttun sözlerini hece hece
Bahar geçti yaz geliyor dönsene
Gürbüz'ün hasreti çöktü içine
Yağmurla ağlıyor bak sensiz yine
Kaç yaz kaç kışı geçirdi sensizce
Bahar geçti yaz geliyor dönsene
H.Gürbüz.25.02.1996.
ŞAŞKIN İŞTE / 262
Bir muhabbet kuşu adı şaşkındı üç kalem malı vardı
Yemi suyu aynada resmî yâri sanar dı kendi resmini
Ağzıyla yem çekiyor su taşır kur yapar şarkı söylerdi ona
Mutlu etmek için resmini akşama kadar didinirdi
Kafesinden salardık da özgürce evde uçsun diye
Yarım saat durmazdı bile kendi girerdi kafesine
Ne çok mutluydu şaşkın işte
Aynı Gürbüz'e benziyordu bende seni koydum kalp aynama
Dokunmadan öyle çok sevdim ki cismin uzakta yüzün kalbimde
Rüyalarda sevdim ismini andım gün boyu
Şarkılara şiirlerime şaşkından ne farkım var ki
Hayalini sevdim yıllarca şaşkın gibi
Birgin şaşkın uçtu gitti kafesinden dışarı bulamadı bir daha evi evinin yolunu
Yok ki onun dışarıda yaşama şansı sende koyamadın gönlüne beni
uçup gittik gönül kafesinden dışarı
Dönüp bulur muyuz evi evinin yolunu yoksa
ölür müyüz ayrı ayrı yerlerde bilmem ki şaşkın gibi
H.Gürbüz.11.06.2012.
KOMŞU KIZI / 263
Şırıl şırıl akan sulardan yansıyan yakamozlar gibi o gözlerin pırıltısı
Alıp götürür maziye beni bende alıp götürürüm seni
Hayaller kuruyoruz beraber öyle yerlere gider gezer mutlu ederim ki seni
Çiçeklere bezenmiş cennet gibi bahçelerde
deli miyim ne çiçeklerden bile kıskanıyorum seni
Gürbüz'ün aşkını sevgisini olsaydı göstermesinin bir yolu
Sığmazdın bu dünyaya yere göğe duramazdın bensiz oralarda
Bir benim gözümden görseydin kendini ve değerini güzelliğini komşu kızı
Sarılıp kalırdın burada öylece boynuma
H.Gürbüz.14.11.2012.
264 / SATTIN GİTTİN SEVGİMİZİ
Ey sevdiğim sevdim seni
Niçin son buldu bu sevgi
Şafakta tatlı düşleri
Kabus gibi bozmasaydın
Kuşlar gibi uçsan bana
Güller gibi açsan yaza
Şefkatinden sonra cana
Kurşun gibi değmeseydin
Çocuk gibi ağlar gözüm
Uçup gitti ömür günüm
Benim açan gonca gülüm
Diken gibi batmasaydın
Gürbüz’üm mutlu olmak zor mu
Neden kötü bitti sonu
Para girdi aşklar soldu
Sattın gittin sevgimizi
H.Gürbüz.02.02.1996.
İTİRAZIM VAR / 265
Açıktı dostum yüreğim herkese
Sevgi çektim gün gece gönüllere
Sahte yüze kör göze kuru güle
İtirazım var
Şaşkınlığıma girdi bir de keder
Gönül bu işte hep birini sever
Sevilmekse benim hakkım olmalı
İtirazım var
Hiç olmazsa bazen hatırımı sor
Çekinmeden baksana gözlerime
Aşkın sevgimin hiç mi hatırı yok
İtirazım var
Gürbüz'ün gözleri bulmuştu seni
Yüreğine ekti gülüm sevgini
Hiç mi açmaz bahtı bahar gelmez mi İtirazım var
H.Gürbüz 19.07.1997.
SEVGİLİLER GÜNÜ / 266
Belki de olur bir gün geçte kalmış sayılmam
Sevgilim olmasa da bu günü hiç unutmam
Sevseydin ah sevgilim tutardım ellerinden
Bende bayram ederdim sevgililer gününden
Sıkılırım bu günden hayallere dalarım
Olmayan sevdiğimin bu gününü kutlarım
H.Gürbüz.14.02.2014.
BU SONBAHARDA / 267
Ayrılıp giden şu tek tek yapraklar
Ağlayıp sızlıyor mu ağaçları
Mutlular mı acep el sallasam mı
Bu sonbaharda
Sen üzülme benim güzelim ağacım
Tomurcuk olup dökülsün gözyaşın
Hüzün çökmüş koparken bu dalların
Bu sonbaharda
Bahanedir ayrılık yapraklara
Dayanamaz döner seni seviyorsa
Sen bir uyu uyan hep dönecekler
Bu ilkbaharda
Gürbüz'üm önemli olan ağaçtır
Yeterki dik durup aç kollarını
Döner gölgene sevgi kelebekleri
Bu ilkbaharda
H.Gürbüz.22.09.2013.
268 / AH BU YALNIZ GECELER
Hep nemli göz ve kirpikler erir sevgisiz bedenler
Dertler olmuş kater kater ah bu yalnızca geceler
Tadı tuzu yok hayatın alan olursa hemen satın
Mazime şöyle bir baktım öldürmüş yalnız geceler
Vicdanı bozuk bak bana Gürbüzü düşürdün yana
Yürek yanar hâlâ sana zindan olur sensiz geceler
H.Gürbüz.13.08.2012.
YENİLDİN / 269
Kalbim mi üşüyordu bedenim mi
Baktım esiyor ayaz yüreğime
Bir şey aradım düşüncelerimde
Örtecek örtü yoktu yüreğime
Gecenin sır yüklü koyuluğunda
Acıman bir sen öldürürsün beni
Beni öldürdüğün o gün yatırdım
Kızmadan sevdim dizimde resmini
Özlem boz bulanık bir nehir gibi
Üzerime üzerime akarken
Sıcacık kalbe akan sevincimi
Sen girdin sessizce buza çevirdin
Yenildiğin gün mık gibi aklımda
Hissettim geliyordu sert fırtına
İnananları yüzüstü bırakıp
Pes ettin yenildin o günden sonra
Gürbüz'üm bunu istiyor o zaten
Yalan bitince söz yok gerçeklerden
Baksam da yollarına penceremden
Vaz geçip gittik hayallerimizden
H.Gürbüz 15.03.2017.
OCAK AYINDA / 270
Yanıyor ocağım tütsün dumanı
Yeni yıl kutlamanın tam zamanı
Masa kurduk erken demledik çayı
Bereket olur bu Ocak ayında
Neşeli içimiz sıcak bir yuva
Yıl böyle geçsin der ağızda dua
Ortaya serildi büyükçe sofra
Dolu dolu olur Ocak ayında
Hastalık bağladı bizi evlere
Sokak yasak bakarız pencerede
Ayrı olduk eşten dosttan her yerde
Soğuklar sert olur Ocak ayında
Toplanır aile önceden bir evde
Babaya dem meyve suyu gençlere
Biletler elde neşe içimizde
İkramiye olur Ocak ayında
Gürbüz'üm yazıyor cümle heceyi
Bitiremez uzun kışı geceyi
Çok öldük tutarız secereyi
Pandemi zor oldu Ocak ayında
H.Gürbüz 01.01.2021.
271 / KALBİME KİLİTLEDİM SENİ
Platonik hayalimde severken seni
Acın bile haz verir bir başka güzeldi
Nisan yağmuruyla sular ekerdim her yıl sevgimi
Küçükte olsa her gece yakardım ümitlerimi
Kuşların ötüşün de şarkıların nâmelerinde
İlkbaharın dere kenarında açan menekşede
Çiğdem çiçek papatyaya konan uğur böceğinde
Bulurdum seni her gün doğumu yeniden kalbim de
Taşıyamadı yürek söyledi tutulası dilim
Anlattı da anlattı sana doğru aktı bu kalbim
Hep merak ederdim ne olacaktı haberi olunca
Daha mı acı yoksa mutlu mu edecekti beni
Gürbüz'üm öğrendim gerçeği güneş gibi ay gibi
Ne çok acılara sevk ettim bile bile kendimi
Senden çok değildi bir parça sevgi dilendim
Pişman mıyım asla seni bu kalbime kilitledim
H.Gürbüz.12.04.2016.
VİJDAN KAYASI / 272
Hep te en güzel şiirlerimi ben taşa yazmışım
Oysa kaya taş ne anlar sevgiden, aşktan, duygudan
Yine de bir umudum vardı anlar beni diyordum
Sevildikçe sevgi duygu yağmurunda ıslandıkça
Yumuşamazsa da yosun tutar yeşillenir sandım
Ne yosun tuttu, içi gibi dışı da taş kesildi
Çok bekledim ne kalbini dinledi ne beni duydu
Gürbüz soğuk vurdu buz kesti, ayaz esti dil sustu
Vicdan kayası
H.Gürbüz.22.01.2013.
273 / DİLDEN DİLE SEVGİLER
Ne güzel diyen yoksa araştırmak gerekiyor
Tarihi Ayeti Kuranı Kerimi sevgi saklanıyorsa kalplerde
Korkulacak bir sır gibi
Aslı Keremle Leyla Mecnunla
Asırlardır dillerde kim seviyorsa aynı sorun
Düşüyor dilden dillere
Şehirde zengin severse nette, dergide, facebookta
Fakir Gürbüz severse köyde başlar dillerde dedi ‘kodu
Düşer dilden dillere
H.Gürbüz.24.06.2013
BİR ÇİĞ TANESİYLE / 274
Sevmek kolay değildir beni fakat bir ayrıcalıktır
Öyle Ahmet’i, Mehmet’i, Fatma'yı sevmeye benzemez
Onları herkes sever sıradan olağan bir şeydir
Kocaman bir kalbin, mangal gibi yüreğin olmalı
Gönül gözün açık konuşmadan duymalı bakmadan görmelisin beni
Gürbüz'ün seni sevmesiyse bile bile bir ömür yanmaktır
Kelebeğin ışığın etrafında döne döne yanması gibi
Ölürken bile gülümseyerek kurumayan gözlerinde bir damla çiğ tanesiyle
H.Gürbüz.07.01.2012
ÜF BE / 275
Üfle uçacak şuna bak be
Ahu mu desem bu huri mi
Yememiş hiç kalmış dal gibi
Bu ne biçim kız be
Sinekler bile yaklaşamaz
Bir saat uzaktan yanına
Burnunu dikmiş ta uzaya
Bu ne biçim kız be
Kot giymiş birde yırtık pırtık
Göbeği delik açık saçık
Gündüz kara gözlerde gözlük
Bu ne biçim kız be
Alaylı alaylı bakışlar
İnsanı tâ yamaçtan çarpar
Permalı o güzelim saçlar
Bu ne biçim kız be
Arabası desen son model
Arada durup bir ah çeker
Gürbüz bu gördüklerin yeter
Bu ne biçim kız be
H.Gürbüz.15.08.1996
276 / GİDERİM BURALARDAN
Bir gün geleceksin bulamayacaksın beni içinden konuşacaksın kendi kendine
Merak edip soracaksın birine gitti diyecekler nereye bile diyemeyeceksin
O zaman düşüneceksin gözlerinde birkaç damla yaş düşer belki
Sorgulayacaksın içinden kendi kendini geç kalmış olacaksın işte o zaman
Oysa ben özlesem de mutluydum halbuki yaşıyorsam bir görevim vardı kutsal
Bitirmiş olacağım o gün gittiğimde artık tutunabilecek bir dal
Koklayabilecek bir çiçek olmayacak senin yüreğinde de olmayınca
Kalmak için hiçbir neden olmayacak çaresiz sessizce giderim buralardan
Bir gün geleceksin ki bulamayacaksın Gürbüz'ü
Arayacak gözlerin göremeyeceksin hiçbir zaman inanamayacaksın gittiğime
H.Gürbüz.17.04.1998.
HAYALİ İŞTE / 277
Seninle baharken kışlar
Benim gencecik çağımda
Gözlerim dalıveriyor
Hayali çıkar karşıma
Diner mi kalpte ki sızı
Elini çöksem üstüne
Yüreğim ateşlenince
Hayali çıkar karşıma
Yıllar oldu o gideli
Unuttu sanıyor deli
Kalpten kalbime gireli
Çıkar karşıma hayali
Gürbüz’ün hasret özlemi
İçten bağlı her yeri
Kovsa zihninden gider mi
Çıkar karşıma hayali
H.Gürbüz.01.06.1996
278 / GİT BAŞIMDAN NE OLUR
Vardır suskunluğumun bir sebebi
Gelme üstüme anla be ne olur
İhtiyacım var bugün yalnızlığa
Git başımdan şimdi anla ne olur
Kopmuş içimde deli bir fırtına
Dışımda öylesine bir durgunluk
Boğuşuyorum dindirme umuduyla
Git başımdan şimdi anla ne olur
Kırarım istemeyerek bak seni
Taşıverir yürek bilemezsin ki
Açtırma konuşmayan şu dilimi
Git yanımdan şimdi anla ne olur
Gürbüz'ün hüzünüm çökmüş başına
Herkes gitsin baksın kendi işine
Söylemem bakma ağzımın içine
Git yanımdan şimdi anla ne olur
H.Gürbüz.27.05.1998
ŞUBAT AYINDA / 279
Gelmesini istemem soğuktur yüzü
Çıra gibi yandı içimiz doğrusu
Kara kış ansızın attı bize şutu
Yenildik biz inanın Şubat ayında
Güneşi alıp verdi karı boranı
Umudumuzu yedi yedi doymadı
Yalvardık vermez geri aldığı canı
Sessizce üzüldük hep Şubat ayında
Yetişti carımıza boz atlı Hızır
Üç gün kısalttı ayı işledi hayır
On üç on dört on beş de oruç tutulur
Üzüldü içimiz bu Şubat ayında
Eski gelenek kutlanırdı kış yarısı
Oyuncular gelinler tilki kara kadı
Gezer gençler karda ev ev güle oynayı
Yağ bulgur da toplardık Şubat ayında
Kambur belli kara yüzlü belinde çanı
Yatar kalkmaz kadı almadan yağı parayı
Hırsız tilki heybesi elinde tıngırı
Oynardı gelinleri Şubat ayında
Gürbüz'üm o günler geçti gitti çoktan
Bulgur azaldı yağ kalmadı sana dan
Kırklar kar buz odun artmıyor sobadan
Çok üşüdü içimiz Şubat ayında
H.Gürbüz 17.02 .2021
RESİM / 280
Gazeteden kestim bir resim
Gülünçte geliyor bu halim
Yapıştırdım tam da karşıma
Sana benzerliği için sana
Konuşurum dinliyor beni
Geçmiş gitmiş mazimiz işte
Elini uzatıp hayali
Getirir bana maziden seni
Alıştım bakarak sen gibi
Sen bırakmıştın ellerimi
Kırdın sevgi dolu kalbimi
Senden çok seviyorum resmi
Hüzünle tip de ağlatsa da
Gürbüz'ü sen yıkmıştın deli
Sana çok benzediği için
Yırtıp atamam resimini
H.Gürbüz.03.04.1996
GELDİNMİ BANA / 281
Uykusuz sabah ettim de geceyi
Ne oldu sanki döndün mü bana
Gece boyu arar gözlerim seni
Ne oldu sanki geldin mi bana
Unutulmaz bu gönül sancısı
Keder ekledi ona gözyaşı
Aşk işte bekledi sana karşı
Ne oldu sanki geldin mi bana
Pencerem önünde tek başıma
Avuç açtım gel diye tanrıma
Serdim bakışlarımı yollarına
Ne oldu sanki geldin mi bana
Gürbüz'üm sensizim üşüyorum
Bana gün doğar mı bilmiyorum
Seherde yolları bekliyorum
Ne olur artık dön de gel bana
H.Gürbüz 12.28.2013
282 / PEŞİMSIRA KOŞTURSAM
Bir gün bulamadım beni seveni
Yardım etmedi şu gökte gezeni
Seven sevilmiyor dünya böylemi
Sevdim amma sevilmedim nedense
Bu zamanda dengini bulmak çok zor
Rüzgar esse gelir hep beni bulur
İnsafsız talih kaderim bu mudur
Sevdim emme sevilmedim nedense
Alışığım dertten derde atılsam
Gürbüzüm candan severim alamam
Param yok ki peşim sıra koştursam
Sevdim amma sevilmedim nedense
H.Gürbüz.16.05.1996
NERDESİN / 283
Baktım gökyüzüne hangi yıldızsın
Yağan şu yağmurda hangi damlasın
Esen rüzgârda sen hışırtımınsın
Neredesin
Çiçek kokan derelerde gözlerim
Baktım cılğalara seni beklerim
Özlemin içimde erir bedenim
Neredesin
Ne yağmur diner ne fırtına seli
Sabaha güneşin doğduğu gibi
Kavuşsam bir daha bırakmam seni
Neredesin
Gürbüzün sevgisi sonsuzdur sana
Bekledi hep gece Ay ışığında
Yitirdi azcık kalan aklını da
Neredesin
H.Gürbüz.04.12.2014
HAZAN BANA / 284
Yine akşam oldu bugün
Hayallere dalar gönül
Mevsimler kara kış bana
Hasret ruha çöktü bugün
Gülüşleri o götürdü
Dökülen yapraklar bana
Mevsimler değişir belki
Kalpte olan hazan bana
Sensiz hep yapayalnızım
Çiçekler hiç kokmaz bana
Umudu esen yel aldı
Beklemek düştü bu cana
Gürbüz'ün derdi çilesi
Unutulmaz ki silesi
Geçti hasretle senesi
Anılarla yaşamak bana
H.Gürbüz.13.02.1998
285 / UYAN BE AY DEDEM
Ne çok anlattım seni kaleme kağıda şiirlerime türküye
Güneşin ilk ışığına kuşların kanadına Rüzgâra yağmura
Papatyaya Güle yapraklara düşen çiğe
gökten kayan yıldıza gecenin zifiri karanlığına
Ooooof ooooooof
Sananda anlatıyım mı be Ay dedem vaktin var mı bana
Çok uzakta bir yârim var anlatacaktım ya şimdi
Dede işte oda çakmaz ki duymadı bile uyumuş mu ne
Uyan be Ay dede
Kaldık gene gece yarısı kalbimde sen ve ben
Muhteşem ikili baş başa uykum gelene kadar
Gürbüz'e bir masal anlatsana be ay dede
H.Gürbüz.05.07.2014
BİTANEM / 286
Bilemedim hesapsız kitapsız sevivermişim seni
Aklıma gelmedi unuttum eksiği mi gediği mi
Doluverdin yavaş yavaş uzaktan içime su gibi
Alıp götürmüşüm yaylaya koyunla kuzuyla seni
Bitanem hayaldi belki ama ne kadarda güzeldi
Salmışız hayalimizde sürümüzü ovaya dağa taşa
Kucaklamışız diz boyu papatyaları çiğdemleri
Unuttum hayatta kurtların kuzuları yediğini
Gürbüz'ü kurtlar gelip acımadan yiyorlar bitanem
Zifiri karanlık kuytularda benim hayallerimi
H.Gürbüz.18.02.2012
287 / AŞKLARIN EN GÜZELİ
Gönlümü gezdiriyorum dağlarda
Avutmaya çalıştım hep kendimi
Dalıyorum karşımda o gözleri
Seni sevmek aşkların en güzeli
Yıldızım kayıyorsun yüreğime
Niye diye soruyorum kendime
Cevap yok hüzün çöküyor içime
Seni sevmek aşkların en güzeli
Gürbüz'ü sarıyor bak hayalleri
Küssem bile olmuyor ki haberi
Kalbim diyor doymadın ne küsmesi
Seni sevmek aşkların en güzeli
H.Gürbüz.12.06.2014
288 / GÖNLÜMÜN BELÂSI
Geçerken attığın bakışlarınla
Tâ o günlerde düşmüştün içime
Koyamamıştım bir türlü adını
Gönlümün belâsı
Gidince anladım ‘ki aşk bu işte
Dayandım özlemine, hasretine
Çıkıp geldin şimdi deli gönlüme
Gönlümün belâsı
Gün boyunca hep koşturur peşine
Gece yıldız olur düşer içime
Alır kalbimi avcunun içine
Gönlümün belâsı
Artık unutmaya çalışmıyorum
Biliyorum kalbindeki yerimi
Gürbüz'ü ister sever ister sevmez
Gönlümün belâsı
H.Gürbüz.26.11.2012
NİSAN AYINDA / 289
Sabah erkenden gitsem çiğdeme kavguçla söküp dizsem dikene
Herkesi de toplasam peşime çiğdem gezdirsem Nisan ayında
Çiğdem çiğdem çiçekçi ebem oğlu körpecik yağ verenin oğlu olsun
Bulgur verenin kızı yağ verenin oğlu yanımıza gardaş
Bulguru verenin kızı bize yoldaş olsun diye çığırsam Nisan ayında
Sabah üşüdük biraz sis ile duman öğlen çöktü sıcak yüzüme yan ha yan
İlkindi gök gürültüsü yağmur yağan bir de üstüne gökkuşağı
Bu gün şaka gibisin bakıyorum da bir Nisan
Suskun dereler konuşmaya başladı şırıldıyor suları
Menekşeler dizilmiş sohbete cilveli en geveze sarı
Ormanın içi serili gılaptin çiğdem delmiş çıkmış karı
Hayvanlar yayılıyor meleye böğüre bu yeşil çayırı
Sen neymişsin böyle dilsizlerin dilisin Nisan ayı
Ağaçlar çiçek açıyor ipilder yaprakları
Otlar ekinler koşuyor san ki göğe yukarı
Bölböcükte bile bir telaş bir gayret başladı
Yağıyor nisan yağmurları abu hayat gibi
Mecnun olmuş arılar gezer o çiçekten bu çiçeği
Kuşlar sevişir ötüşür her dalda hiç bitmez neşesi
Gürbüz'üm mutlu köylümüz elinde çapa bel çocuklar gibi
Bağırasım var cıvıl cıvıl sizde uyanın doğaya
Çağlayıp coşasım var deli deli bu Nisan ayında
H.Gürbüz 13.04.2021
ORDA BEKLERİM / 290
Gittiğin günden belli beklerim
Her gün artıkça artar kederim
Ahirette olacaksan benim
Kıyar canıma orda beklerim
Gideli hiç doğmadı Güneşim
Esen rüzgârdan haber beklerim
Söz ver bak kapanda tatlı canım
Kıyar canıma orada beklerim
Yaşamanın yoktur bir anlamı
Ölüyüm ruhum çeker azabı
Kışı yazı bitti sonbaharı
Bıktım buradan orada bekleyim
Gürbüz'ün hasret çöktü dalına
Kanmadı hiç dünyanın malına
Yanımda olamadıktan sonra
Kıyar canıma orada beklerim
H.Gürbüz.02.11.1996
İÇİMDESİN BENİM / 291
Seni ben yürekten hayal ederken
Ceylanlar gezinir içimde benim
Yıllar geçtikçe unutacağıma
Daha derin derinlere işledin
Gecenin nemi düştü gözlerime
Yüreğime simsiyah karanlığın
Alıp çıkarmayacak ‘mısın hey yâr
Kuyulardayım ben senin Ay ışığın
Yum gözlerini dal bir kalp kuyuna
Gökten kayıp düşemezsem içine
Sevmemişim sevmemişsin demektir
Taş bağlar düşerim kuyularına
Gürbüz'ün nedir bu senden çektiğim
Esip gelir sevdan kırklar çiçeğim
İçimde gezinir özlem perimsin
Canımsın muhabbet hasretlerdeyim
H.Gürbüz.11.11.2014
292 / İLK DEFA MUTLUYUM
Mektubuna sevindim çocuk gibi
Her gün okudum ezberimde şimdi
Sıkıştırmışsın aşkını sevgini
İlk defa mutluyum biliyor ‘musun
Gözlerim hep şu karşıki yokuşta
Oradan çıkıp geleceksin bana
Sarılacağım bu kalbim durmazsa
Geçmiyor günlerim biliyor ‘musun
Sana olan sevgim çocuklar gibi
Bitsin özlemin hasretin gel gâyri
İçimde aşkın sıcak köz misali
İlk defa yanıyorum biliyor ‘musun
Gürbüz'ün gönlüne sensin baharı
Kırdan toplarım sana papatyayı
Açtı güller kalpte kırmızı sarı
İlk defa mutluyum biliyor ‘musun
H.Gürbüz.20.06.1997
GURBET ZİNCİRİ / 293
Şimdilik vakit gecenin yarısı
Sıkıyor beni dört duvar arası
Pencereme vuran bir ay ışığı
Kararttın ömrümü gurbet zinciri
Kopartılmışım bir çiçek misali
Susun serçeler ötme gece vakti
Batıyor Ay dede doğar güneşi
Kuruttun dalımda gurbet zinciri
Nasıl kızmayım ben arabalara
Götürdü yâri getirmiyor bana
Yaşanmıyor ki onsuz tek başına
Öldür kurtulayım gurbet zinciri
Gürbüz'ün hasreti çöktü içine
Çok gezdi tarla bahçede peşinde
Avuttu gönlünü gelecek diye
Gel de kopuversin gurbet zinciri
H.Gürbüz.04.02.1996
294 / GÜLDÜM VE ÜZÜLDÜM
Beni seni seviyor demişler
Duyduğumda güldüm ve üzüldüm
Dostça bakıyordu sana gözler
İnan ki seni ben hiç sevmedim
Aşkım dolu kalbimde var benim
Tanımam seni nasıl severim
Masumum inan ki tertemizim
İnan ki seni ben hiç sevmedim
Keşke sevip sevilsek dünyada
Sevmek ayıp mı söylerdim sana
Eldir konuşur sende inanma
İnan ki seni ben hiç sevmedim
Gürbüz'üm yârim gönlümde var ya
Güneş Ay sönük onun yanında
Gecemle gündüzüm odur bana
İnan ki seni ben hiç sevmedim
H.Gürbüz.10.07.1997
295 / KORKUNUN SEVGİSİ
Bazen onunla konuşurken
Korkunun sevgisini tattım
Tapardım sevseydi aşkına
Çokta seviyordum aslında
Canavardan bile korkmazdım
Titrerdim onun karşısında
Peşimde ecelim gibiydi
Çokta seviyordum aslında
Korkuyla karışık heyecan
Kalıyordum telaş içinde
Dilim tutulur konuşmazdım
Çokta seviyordum aslında
Gürbüz'e bir kere sarılmana
Kölen yapardım bu bedeni
Dayanmaz özlemi hasreti
Seven sevilen sevdalara
H.Gürbüz.20.08.1996
296 / ERİYEN KAR DAMLASI
Çatıma biriken kar tanesine
Güneş kaba yel dokunuveriyor
Damla damla da ağlıyor sessizce
Döküyor o sulu gözyaşlarını
Hasretlik bana dokunuveriyor
Benim bitti gitti tükendi artık
Ağlayamıyor gözlerim nedense
Dökemiyorum bak göz yaşlarımı
Kıskanıyorum hep kar damlasını
Gözyaşı kavuşmak istercesine
Irmağa doğru çağlıyor delice
Sense yar dur oralardan erime
Baharın yağmur yağınca üstüne
İniyor dağdan eriye eriye
Susuzlara ilaç umut bir çare
Sense ne olursun gurbet ellerde
H.Gürbüz.12.03.1996
297 / SENSE YOKTUN YANIMDA
Kurudu güllerim senin yüzünden
Hep böyle boynumu bükük gördüler
Ağlayan gözlerime nem dediler
Perişandım sense yoktun yanımda
Yaralarım sen diye sızlıyordu
Gözlerimse sen diye ağlıyordu
Yalnızlığımsa gel artık diyordu
Perişandım sense yoktun yanımda
Fırtınalarım kopmuştu içimde
Dindirdim gökkuşağıyla yürekte
Gürbüz'ün yılana bile sarıldı
Perişandım sense yoktun yanımda
H.Gürbüz.19.08.2013
KADERİMMİ / 298
Çocukluğumu hatırlamam
Şimdilerdeyse gençliğimi
Sevdiklerimden ayrı kalmak
Hepsi benim kaderim mi
Yağar yağmurlar yer yüzüne
Bir siper bulunur herkese
Islak kalmış şu bedenime
Hepsi benim kaderim mi
Bir gün deprem olursa eğer
Dağlar kavuşur birbirine
Nazlı yâre kavuşamamak
Hepsi benim kaderim mi
Küllenir mi ataş düşse de
Şu kuru otların üstüne
Yangını Gürbüz'ün içinde
Hepsi benim kaderim mi
H.Gürbüz.30.04.1997
MAYIS AYINDA / 299
Kiraz armut erik çiçeğe büründü
Çapasını alan bahçeye yürüdü
İşçi emekçi olan hepimiz köylü
Bayramla başladık işe bir mayısa
Ekmeğimiz aşımız alın terimiz
Şimdi kuru toprağa tohum ekeriz
Kuzu oğlak dana bizim sermayemiz
Yeşerdik yeşillendik mayıs ayında
Kaynatıp yumurtayı birde boyadık
Malları ahırdan çayıra bağladık
Yazı umutla biz böyle karşıladık
Hıdırellez’i kutlarız altı mayısta
Anneler günü de geldi dokuzunda
Hakkı ödenmez canını versen de ona
Bir hüzün çöker anası olmayana
Acı tatlı yaşadık mayıs ayında
Bu yıl şeker tadında umduk bayramı
Tadı da yok yalnız yedik baklavayı
Açmadı kimse kimseye kapısını
Yasak hem virüs var bu mayıs ayında
Gürbüz'üm her eksiğim kendi boynuma
On dokuz mayıs en güzel bayram bana
Bir mayıs Hıdırellez anneler günü
Çok şey yaşadık bu yıl mayıs ayında
H.Gürbüz.20..05.2021
300 / O KENDİNİ BİLİYOR
Yazsam da ismini şu gökyüzüne
Yazık bana okumayı bilmiyor
Her gün çalsam söylesem türkülerde
Sağır mı dilsiz mi beni duymuyor
Açsam güller gibi onun yoluna
Şöyle bir an bakıp gülüp geçiyor
Var ya dikenlerim ondandır bence
Öpüp koklar benle alay ediyor
Küçücükte olsa bu benim dünyam
Seninki büyükmüş kaybol içinde
Bilse de söylemez dinsiz imansız
Ben söylemem o kendini biliyor
Gürbüz'ün gönlünde var bir perisi
Hayal bahçesinin gülü çiçeği
Gece Ayı olmuş gündüz Güneşi
Ben söylemem o kendini biliyor
H.Gürbüz.07.06.1997
GİTTİN / 301
Eller güler oynarken
Bir ben hüzünlü üzgün
Sende bırakıp göçtün
Sevgi bırakıp gittin
Gözü yaşlı gözlere
Hıçkırı ma bir çare
Kirpikte tane tane
Yaşlar bırakıp gittin
Ayrılığın ilk günü
Uyku mu tutar gözü
Bitti dostumun günü
Hasret bırakıp gittin
Gülleri dermediler
Gürbüz’e vermediler
Sensiz kaldım köyümde
Hasret bırakıp gittin
H.Gürbüz.05.08.2013
AKLIMDASIN İŞTE / 302
Akşam oldu aklımdasın o ince belin tatlı dilin
Kalbimi delen gözlerin farkında değilsin
Akşam oldu aklımdasın
Unutamıyorum bir türlü seni hayal ediyorum o sıcaklığını
Gece karanlık sabahsa yakın yatağımsa hiç bozulmamış
Akşam oldu aklımdasın
Akşamları hüzünlenirim sen damlar düşersin içime
Yalnızlığıma ortaksın kalbinin haberi bile yok
Buradasın hayalinle böyle Gürbüz'ün sevgi dolu kalbinde
Akşam oldu aklımdasın işte
H.Gürbüz.19.08.1996
LEKE / 303
Sığmadı bir gün içime
Anlattım dost bildiğime
Anlatmaz olaydım keşke
Vuruldu bana bir leke
Arkadaş böyle mi olur
Sevdi mi bilerek alır
Düşman yapar benden bilir
Vuruldu bana bir leke
Seveni sevmekti suçum
Olaylar içinde yoktum
İnanmadı eşim dostum
Vuruldu bana bir leke
Vicdan rahattı yaşadım
Yoksa kendimi asardım
İftiradan koru Tanrım
Vuruldu bana bir leke
Uzandı el dosta doğru
Böyle mi olacak sonu
Kir değil iftira söz bu
Gürbüz'e atılan leke
H.Gürbüz.23.05.1995
SORMUŞSUN / 304
Beni sormuşsun geçerken buradan
Yüzümde hüzün sevindim hani
Mutlu bilir bakanlar yüzüme
Taş bile ağlar yalnız halime
Sen beni düşünme
Laf olsun diye yaşıyorum bir tanem
Nasıl olursa sensiz bir hayat öyleyim
Alışamadım yokluğuna hasretine
Gürbüz'ün gece gözlüsü gönül yarası
Sen beni düşünme
H.Gürbüz.01.076.1996
305 / AH BİR UYUYABİLSEM
Bir su içtim murat oluğundan kana kana altı oluğa indim yana yana çiçekler topladım kırdan sana daldım mâziye uyuyamadım ah bir uyuyabilsem unuturdum yâr
Senin için erikli bahçeden erik mencinin bahçeden mısır kabişali'nin armuttan armut çaldım görmediğim zaman bir kere görmek için kapınızda sabahladım bilmedin bilmezlikten geldin ah bir uyuyabilsem unuturdum yâr
Kaç kurban adadım Düldül Seyret dedeye Kara babaya az mı dolandım peşinde madımak toplarken A’ suyu Ebe kayasını Gölgeliyi, Kayalı Pınar'ı Kanlı osma nı Çamlı Seki’yi Güllevikte süt sağıp zuval toplarken sana baktığımı görmemezlikten geldin ah bir uyuyabilsem unuturdum yâr
Sana duyurmak için Beşlerden, Ketenlikten Gölcükten, Bayırardından Tokur’un pınarından az mı kaval çaldım duymadın sonuç belliydi sen ağa kızı Gürbüz'se gariban çoban bağırdım da içimdeki feryadı duymadın duymazlıktan geldin ah bir uyabilsem unuturdum yâr
Arifeden kurardım salıncağını bayramda saret’dedede sallan diye sallanma sıram hep senindi ilk size koşardım bayramlarda inanmazsın ama bunları hep yaptım ben bilsen de bilmesen de seviyordun demedin diyemedin sevmezlikten geldin sevsen de ah bir uyuyabilsem unuturdum yâr
H.Gürbüz.11.08.2012
YENİLİVERDİM / 306
Güzel günler geçirdik gençliğimizde
Yıllar bitti bak çektiğim özleminle
Yükledi sırtıma sonsuz hasreti de
Pes ettirdi sonunda yeniliverdim
Çöl mü dayanırdı gönül keremine
Aslım olsaydın yol vermezdim sevgime
Bitirdim seninle ben aşk savaşımı
Pes ettirdi sonunda yeniliverdim
Üşürüm yokluğunda yansa da soba
Karım yağdı lapa lapa yaz başında
Yıllarca besledim aşkın sofrasında
Pes ettirdi sonunda yeniliverdim
Gürbüz'üm bu dünyayı hiç sevemedi
Umutla yeri yok kalplerde tünedi
Sana olan sevgini bitiremedi
Pes ettirdi sonunda yeniliverdim
H.Gürbüz.03.01.2016
GEÇİPTE GİTMİŞ / 307
Batkım da bizim şu karşı ki dağa
Baharı buradan gelip te geçmiş
Fark etmemişim o baharı yazı
Gönlüm hicran bahtım güz gelip geçmiş
Ağaçların düşüyor son yaprağı
Güllerde kurumuş kokmuyor gayrı
Esiyor rüzgârı sislendi dağı
Gönüllün baharı kış gelip geçmiş
Çiçekler bezenir yazın yaylası
Bülbül kesilir şu kuşu kargası
Of of sen olmayınca bir başkası
Gürbüz’ ün önünden el olup geçmiş
H.Gürbüz.28.09.1997
SENİ DÜŞÜNDÜKÇE / 308
Seni düşünürken gözlerinde buluyorum kendimi,
özlem olup hasretin iniyor kirpiklerimden seviyorsun ellerinle yüzlerimi
Seni düşünürken dudaklarının kıyısında buluyorum kendimi,
açınca dudaklarımı düşüyorum içine, dilim anlatırken buluyorum seni
Seni düşünürken kalbimde buluyorum seni,
dinliyorum bir benim için atıyor bir senin için tik tak saat gibi
Seni düşünürken ellerinde hissediyorum kendimi
kuş gibi ürkek avuçlarımda ter gözlerimde fer gibi
Seni düşünürken Gürbüz anladı ki çok seviyorum seni,
sana hiç söyledim mi dört mevsimi yaşıyorum sen sevdikçe beni
H.Gürbüz.07.03.2013
AKŞAM / 309
Sevincim akşama üzüntüm akşama sevdam akşama hırsımı akşama
Saklar bedenim kendimdir hedefim hesaplaşırım akşamları
Yaşadığım günün sonunda kalbim kafama hükmeder birden
Sevdalıysam sevdama yalancıysam dilime
Namussuzsam belime vicdanım bana ceza verir
Suçluysam eğer katıksız hapis suçsuzsam eğer kuşlar gibi özgür olurum
Neyi varsa insanın akşamlarında gizlidir
Kalınca kalbinle baş başa güneş gider gün girer içeri
Sunar sana yaşadığın günü bir bardak şarap gibi
Gürbüz'üm insan olan düşünür ya içer mışıl mışıl uyursun
Ya gözlerin çeşme olur şırıl şırıl yüzlerini yursun
Neyi varsa şu garip insanın akşamında gizlidir ara bulursun
H.Gürbüz.04.10.1997
YA ÇEKTİKLERİM / 310
Küsmüşüm yaşamaya birinci sigaramdan
zehir çekiyorum içime ölümü özledim
Deli bir poyraz sürüklüyor bir yerden bir yere
bitirmişim ortayı liseyi hayatın tüm sınavını veriyorum özlem içinde
Çektiğim bir şey mi ya senin hayalin
ya seni hayal ederken bana çektirdiklerin ya sensizlik
ya açarken gözlerini tane tane kirpiklerin
ya saçlarının dalgası ya yanımdan giderken üzgün üzgün olman ya yüzündeki ifade
Işıkta yaşarken içimde beni karanlıkta bıraktın özgürlüğümü aldın elimden
Şimdi seni sensiz yaşıyorum bekliyorum sevgiyle sessizce
Yıkanmış beyinleri taş kalpleri kör gözleri aşka bent yapanları hapset dön gel bana
H.Gürbüz 12 08.1997
311 / YAZ YAĞMURU GİBİ DEĞDİ GEÇTİ
İlkokula giderken bir çantam vardı muşambadan dikilmiş kulpu ipten bir iki defter bir kaç kitap bir de usta kalemim vardı içinde o muşamba çantam bir kayardı kışın karda anlatamam size bizim aradan inerdim cevizlerin dibine sabah saat sekizde o dik cılgaya aşağı ikizlerin kapıdan döner doğruca okulun önüne kadar kayardım çantadan ne varsa saçılırdı bazen yollara
Gözlerim kapalı düşünüyorum da ne çok kar yağardı o zamanda
İlkokul bitince çobanlık başladı döl çobanı sonra davar çobanı derken mesleği bulmuştuk dağ taş bizimdi artık arkadaşlıklar dostluklar kardeş gibi sımsıkı sıcacık her şeyimizi paylaşırdık elbette ilk başta da azığımızı bölüşür yerdik tek derdimiz vardı sürüyü doyurmak ve yârin hayalini kurmak ne dert ne tasa ne geçim derdi
Gözlerim kapalı düşünüyorum da çok mutluyduk o zamanda
Kışın avareydi herkes köyde samimi arkadaş grupları olurdu yollarda gezerdik, çeşmeye gelen kızları da çaktırmadan gözlerle keserdik mal davar görme vakti dağılırdı herkes evine koca köyde bitek televizyonu olan vardı o da Ünsülerdi aküyle çalışırdı tv her gece onların ev otuz kırk kişi olur dolar taşardı o hoşgörüyü o eziyet o kalabalığı şimdi olsa asla kimse çekemez birer bardak çay bile vermek karanlıkta ayakkabılarını çevirip lambayla merdivenlerden indirip yolcu etmek bile yeterdi insanlara her gece her gece
Gözlerim kapalı düşünüyorum da unutmak mümkün değil o güzel insanları
O günleri göremedim, ya önceden odalar varmış kışın erkekler yaşlılar odalarda toplanır muhabbet edip kitap okurlarmış tabi baş köşede Eba Müslim Seyit Battal Gazi kitapları birde ezbere bir duâzı imam okuyamayanları koymazlarmış odaya
Gözlerim kapalı düşünüyorum da çok mutluymuşlar o zamanda
Ben kahve kültüründe büyüdüm biz de oldu bitti esnaftık dört masalık bir kahvemiz ve birde küçük bakkalımız vardı bakkalda a dan z ye her şey vardı sebze meyve hariç kahvede gece lüküz yakardık evlerde lamba ,damda idara çok lamba camı sattım yedi numara on dört numara
Kışa doğru köylüler elma istifine giderdi İzmit'e on beş yirmi kişi o zaman derlerdi ki ,küçük Almanya oraya ,bir onlarda olurdu peşin çay parası o da belli bir zamana kadar, sonra çiz ha çiz ta ki kurban bayramına kadar başka bir eğlence yok okey kağıt vur piştinin gözüne kapı kar içeri dar her şeyi yazardık veresiye kara deftere Bayramda beş ,on kurbanı olurdu herkesin satar satmaz getirirler borçlarını kapatırlardı borçlar kapanınca gözlerinin içi gülerdi âdeta
Gözlerim kapalı düşünüyorum da dürüst namuslu gururlu ne güzel insanlardı
Ben ailenin en küçüğüydüm üç oğlan ,iki kız ,beş kardeştik ne zenginlik gördük ne de fakirlik soframızda ikinci bir yemeğimiz olmadı çoğu zaman Yediğimiz çay, çörek, çökelek topraklar incitmesin Babamın ne bir tokatlını yedik ne de ağzından bir küfür işittik çok kızarsa en büyük küfrü köpoğlu köpekti hatırı sayılan, sevilen ipek böceği gibi çalışkan bir babaydı dürüstlüğü çalışkanlığı ondan öğrendik
Gözlerim kapalı düşünüyorum da köyde biz mutlu bir aileydik
O zamandan bu zamana nasıl geldik anlamadan hayat telaşesine kapılıp kırk yıl geçirdik yirmi birinci yüz yıla dayandık girdik köyde hayatımıza elektrik TV telefon internet bir bir geldi girdi doldu hayatımıza evimize biz dağıldık çalıştık herkesin evi oldu arabası oldu işi oldu emekli bile olduk ülkemize bin bir hastalık baş gösterdi adını bile bilmediğimiz
Gözlerim kapalı düşünüyorum da biz bu hâle nasıl geldik
Hayatımıza teknoloji girdi doludizgin insanlar uzayda seyahatte bazı ülkeler yapay zekanın peşinde bizimse eski eskiye olan hasretimiz eskiye olan özlemimiz hastalığımız nüks etti dincilik depreşti çıktı eskiye rağbet olsaydı nur yağardı bit pazarına, denilir ve olan oldu Cumhuriyetten, Laiklikten, Haktan, Hukuktan, Adaletten çok eksildik bölük bölük sen ben o olduk insanlıktan eksildik aileden üç can eksildik sevdiklerimizdense yüzlerce can eksildik yaz yağmuru gibi yağdı geçti
Gözlerim kapalı düşünüyorum da biz ne çok eksildik biz ne çok eksildik
H.Gürbüz 04.01.2018
BİR CAN KUŞUM / 312
Bitiyor işte özlemin hasretin
Kuşlar misali uçuyor yüreğim
Geliyormuş şükür geldi haberin
Bedenimden uçacak bir can kuşum
Kulağım çınlıyor gözüm yolunda
Kızıyorum şu geçmeyen zamana
Ansızın giriverir o yanıma
Bedenimden uçacak bir can kuşum
Gürbüz'üm kimseye verme gurbeti
Aklın uçar gider hem de yel gibi
Ne gece belli ne de gündüzleri
Bedenimden uçacak bir can kuşum
H.Gürbüz.17.11.1996
DÜŞÜNDÜKÇE / 313
Karışır kanına bir damla içki
Döktükçe döktürür içtikçe kişi
Yalanla palavra konuşur dili
Bir başkayım düşündükçe
Gerçek yüzünü ortaya çıkartır
Durmaz çene konuştukça açılır
Devleşir bir anda kahramanlaşır
Bir başkayım düşündükçe
Kalmadı içkiden bozulmayanı
Bedende sır edipte saklayanı
Bilmez oldular masa adabını
Bir başkayım düşündükçe
Gürbüz'üm görmedi acep nerede
İçtikçe tatlanan dilden kadehe
Dost sofrasında şerbet niyetine
Bir başkayım düşündükçe
H.Gürbüz.10.05.1996
SEVİN GAYRI / 314
Yürekten candan canımı kaybettim
Utanma sen gül, eğlen, sevin gayrı
Yarınımı çalıp aldın elimden
Utanma neşelen ha sevin gayrı
Bütün gayem senidin bu hayatta
Hayaller kurdum birlikte yarına
Buhar oldu çekildi gökyüzüne
Utanma neşelen ha sevin gayrı
Oyuncak mı sandın aşkı sevda mı
Alay etmenin ne gereği vardı
Artık hayal bile kuramıyorum
Utanma neşelen ha sevin gayrı
Sen çiçektin papatya gül menekşe
Acı içindeyim başardın işte
Gürbüz’ün döndü bak kendi kendine
Utanma neşelen ha sevin gayrı
H.Gürbüz.13.04.1998
İÇKİ YÜZÜNDEN / 315
Nice sevdayı yıkılmış görürüm
Kahrolan onca analar babalar
Korkuyla uyuyan minik yavrular
Bunu yapan insan yaptıran içki
Bir çift acı sözle kırılan kalpler
Kardeşin kardeşe silah çekenler
Yaşamadan ölen nice yiğitler
Bunu yapan insan yaptıran içki
Hep kan gözyaşı içinde kalanlar
Sakat kalıp uçup giden hayaller
Ölene kadar içinde pişmanlık
Bunu yapan insan yaptıran içki
Gürbüz'üm acıyla dolu yüreği
Kaybettik iki dünyaya bedeli
İçen bade sanır o Azrail’i
Bunu yapan insan yaptıran içki
H.Gürbüz.26.12.2014
316 / BEN AZIN ADAMI DEĞİLİM Kİ
Çocukluğumda Hüseyin dayımın peşinde üç gün dolandım bir tane maymun yaptırmak için dam üstünde kamçısıyla vura vura döndürürdüm saatlerce
Sonra kendi oyuncağımı kendim yapmaya başladım şeker pancarından ya da çam kabuğundan traktör taksi delikli paradan fırıldak yapardım
Az binmedim bıçak gibi keskin çakmak taşı çakılı Düvenlere kambur Sadığın atları sürmek için çok bindim öğlenin sıcağında keliğinin içi hep armut şahmilik kokardı aklımdan kokusu hiç çıkmadı
Anamın kirmanını kıl yün eğirmek için az çevirmedim on dört numaralı lamba camının ışığında oturup az kanaviçe yolmadım ablamlarla kağıtta oynardık abim bizi görmeden küçüktüm ya ben hiç korkmazdım
Otuzdan fazla mal davar çobanı çıkardı köyden dağlara dağ taş köpek kurt kuş çoban çoluk çocuk sesiyle doluydu dereler tepeler dostluklar sımsıcaktı arkadaşlıklar yardımlaşmaktı en güzeli ben de çobandım kuzu oğlak güderdim sonra en yüksek mertebeye kadar yükseldim
Annemde beni kandırırdı azığına yumurta pişirecem erdi ama ben pişirene kadar şu yayığa yüz fişek vur diyordu boyumda erişmezdi ya sandalyeye çıkar döverdim koca yayık kolay kolay olmazdı tereyağlı yumurta yemek böyle kolay değildi
Ben azın adamı değilim ki daha dün kesildi köy içinden sokunun sesi Islar ıslar düverlerdi yazları gece yarılarına kadar pata küte pata küte Aakifin ibik arsana sürüyorum diye tek atla döne döne başı dönerdi kafamın rahat ettiği tek yastık kepek yastıktı benim ortopedik yastık gibi üstüne koy kafanı iki sağa sola oynat çukurlaşırdı kafana göre
Çeşme başlarında az kız yolu beklemedik kış aylarında donardık vallahi o kadar çok kar yağardı ki o zamanlar adam boyu İki köy arasını kürekle temizlerdik bekle ki yaz gelecek
Bunların hiçbiri kalmadı şimdi güzel günlerdi yaşandı bitti yakında kırk beş yaşıma değsem de çok şey yaşadım çok şey gördüm biliyorum Gürbüz'üm Ben azın adamı değilim ki
H.Gürbüz.24.12.2014
GÜNÜ GELİNCE / 317
Birer birer süzüldün gözlerimden toprağa doğru içimden
kar oldun zifiri karanlık buz gibi dondurdun gecelerimi
döktün bütün yapraklarımı içimden aldın duygularımı
umutlarımı söndürdü mum gibi
Bende kestim kuruyan ağaçları mı doğrayıp yaktım
bir bir küllerini savurdum ellerimle rüzgâra güneşe ve aya
Sonra cemre çıkageldi boyadı doğayı yeşile alâ
kuşlar neşeyle söylüyor şarkılarını
yeşertiverdi bütün umutlar aktı derelerden şırıl şırıl suları
Gürbüz'üm bir ölüme çare yok içimde ne öldüyse
verdim toprağa her gün üzülerek karıştırıyorum toprağını
Günü gelince hiç bir şey engel olamaz doğanın gücüne kadere karşı
çiğdeme, güle aşka kadere karşı çıkıp gelir günü gelince bir bir hepsi de
H.Gürbüz.23.07.2014
BAKMA ÖYLE / 318
Bir sen kırarsın sana küsemiyorum oynarsın duygularımla
bir sana gelince aklımın önüne geçiyor duygularım
Bir sen becerebilirsin bu kadar uzaktan beni üzmeyi
bitek senden umarım beklerim hayatta bazı şeyleri
Bitek sana gelince boş ver deyip geçip gidemiyorum
bugün çok suçlusun, çarmığa gerdim karşımda hayalini
Gülümseme kandırıp ta Gürbüz’ünün kapattım kalbimi
bakma öyle masum masum gözlerime boşa
indirmeyeceğim küstüm almayacağım gönlüme bir kaç gün seni
H.Gürbüz.26.07.2013
319 / GEÇMİŞ ZAMAN OLURKİ
O rüyadan sonra fark ettim seni sonra olan oldu
Sabah görünce seni güzel bir kız dedim birkaç gün sonra çok güzel kız demeye başladı dilim birkaç gün sonra harikulade gözleri vara dönüştü düşüncelerim bir süre geçince de yüzü gözlerin bedenin bir ressamın baş yapıtı demeye başladım
Saatlerce seni düşündüğümü anımsıyorum her gözlerimiz buluştuğunda tatlı tatlı bir telâş sarıyordu içimi pencere önünde öyle seni beklerdim sen'se hiç bir şeyin farkında değildin
Sen çıkarken o yokuşu seni düşünmekten seni hayal etmekten yoruluyorum desem yalan olur geçmiş zaman budur ki ne güzeldi sana söyleyecek o kadar çok şey biriktirdim ki
Ne güneşin doğması ne ayın çıkmaması ne yıldızları saya saya uyumadan semaya kaydırmam yetmiyor sen olmayınca ülkerin kaynaşması seni öylesine çok seviyordum ki hayal bahçem bu aşktan içim sızlıyor şimdi
Görmediklerimi dokunamadıklarımı söyleyemediklerimi adeta yaşıyormuş gibi hissedebiliyordum sana yazarken çıktığın yokuş bile küs sana şimdi keşke bu aşkın birazcık merhameti olsaydı
Gürbüz'üm masum bir aşkı harcamak yaşanmamış bir hayat demektir
H.Gürbüz.07.02.2017
BU SABAH / 320
Bu sabah erkeden kendimi balkondaki somyanın üstüne attım
Kapattım gözlerimi dinliyorum kulağıma gelen sesleri
Serçeler kırlangıçlar kırmızı kafalı ağaç kakan alakise kara tavuklar bir telaş bir curcuna içindeler
Guguk guguk diye öten Kumrular bu yıl yok onlar gelmemişler
Zil çan tıngırdak sesleri doluyor köyün içini
Mallar me mö köpekler bir telaşla havlıyorlar çobanlar çekiliyor yaylaya yukarı yavaş yavaş
Bir hızar hırıldıyor sobaya odun lazım demek ki
zamların gazabına uğrayan traktörlerin sesleri kesildi
Tilkinin gazabına uğramayan arada bir horoz tavuk sesi geliyor sağdan soldan kulağıma
İnsanların gürültüsü çoğaldı sabah telaşı tuhla sesleri keser sesleri geliyor ev yapan kuruluk yapanlar var komşulardan
Havamız yavaş yavaş ısısını artırıyor poyraz sert esiyor sabah sabah gözlerimi açıyorum sanki beyaz kartopu gibi üstüme üstüme geliyor karşıdan bulutlar
Bu yıl çok sesiz buralar göbel kaldık sonunda babam yıldızlara gideli çok oldu anneme ise dört ay
Yokluğuna alışmak çok zor aha da kurban bayramı geliyor kimin elini öpeceğiz biz bu bayram bayram benim neyime yarar
Soba tüttü kokusu geldi burnuma demlikten sular düşüyor üzerine cız coz sesler arttı çayımız oldu galiba yağda yumurta severim biraz acı toz biberli ablam pişiriyor güzel koktu tere yağ
Kalk bakalım hacı efendi kahvaltını yap tıraşı ol okuyacak kitabını seç ve başla bu günü de yaşamaya bir gün sende olmayacaksın buralarda
H.Gürbüz 05.07.2022
ANLA HALİMİ / 321
Bu kadar çaresizce bırakma beni
Gözlerim gözlerine yalvarır sanki
Anla şu söylemek istediklerimi
Suçlu muyum söyle sevdiysem seni
Gecenin bu saatinde seninleyim
O kadar çaresiz hem de endişeli
Virane gönlümde sonsuz cehennemi
Yaşatma bana nolur anla halimi
Senin hayallerin başka ben değilim
Anlatırken bana çok acılar çektim
Unutmak için de bin kez yemin ettim
Olmuyor kara gözlüm anla halimi
Gürbüz'üm yoktur bu derdimin çaresi
Gözlerim hep yollarda arıyor seni
Kuruttu baharın bakışın samyeli
Gülüm yetmez mi artık anla halimi
H.Gürbüz.06.06.1997
322 / GÖNÜLDEN YOLCULUKLARA
Tutsaydın ellerimi gitseydik ikimiz
hesapsız kitapsız
Hasrettim senle bir türlü
çıkamadığımız yolculuklara
Bir an olsun unutsan her şeyi
bıraksaydın kendini bana
Yolculukta gönülden gönlümüzce
gözlerinde kaybolsaydık
Seninle ıssız bakir gizli arzulara
akıp kavuşsaydık
Korkaksın seninle bir türlü
çıkamadık bu yolculuklara
Lal oldu dillerin sustun hep
hayalini bile kuramadık
Her nefeste kokun doldu içime
esir almış benliğimi
Sen korkma çıkalım yolculuklara
uzattım tut ellerimi
Gürbüz'ün gönülden yürekten
ruhuna uzanan ellerini
H.Gürbüz.07.05.2014
AYÇİÇEGİ VE BEN / 323
Ayçiçeğine bakınca anlıyorum onu
Aynı bana benziyor
Güneşe aşık ona sevdalı ona susuz
Ona hasret ona yanıyor yüreği
Güneşte onu sever mi onu bile bilmez
Yine de onun varlığı içini ısıtır
Kalbine akar duygular dolar içine
Hasretinden günden güne kurur
Çiçekleri dökülür yaprakları kurur
Güneşin ona bir gülümsemesine
Yine de her yıl yeniden açar çiçekleri
Ayçiçeği gibi benimde yönüm hep yâre
Gürbüz'ü onu düşünür hayalini sever
Hasretiyle özlemiyle yanar da yanar
Beni mutlu eden hayata bağlayan
Onun varlığı kavuşmak imkansız
O da beni sever mi bilmem
H.Gürbüz.30.07.2013
ÖZÜ YALANCI / 324
Kalbi masum çocuklar gibi inandım sana
Güzel düşler kurmuştuk beraber yarınlara
Özü yalan dili yalancı çıktı sonunda
Seni gidi özü yalancı sözü yalancı
Çırılçıplak kal sen şiirlerimin altında
Okudukça üşü, ıslan duygu yağmurumda
Temizlersin kalbini dilini vicdanını
Seni gidi özü yalancı sözü
yalancı
Uyandım uyandırdın rüya dedim sonunda
Seni başka kimse sevip sarmasın bir daha
Kırâ düşsün çiçeğine kurusun dalında
Seni gidi özü yalancı sözü yalancı
Vicdanım rahattı ben sevgime aldandım
Gürbüz'ün bu kalbinden söküp çıkaramadım
Söyledi dili, yazdı ben okuyup inandım
Seni gidi özü yalancı sözü yalancı
H.Gürbüz.19.11.2013
CANIM YANIYOR / 325
Ara sıra gelir girer zamansız rüyalarıma
Özlemi hasreti damla damla akıyor koynuma
O zaman kalkmam sessiz sedasız suskun yatıyorum
Ama yine de canım yanıyor
Hayaller kuruyorum seni yanımdaymışsın gibi
Gelip girmişsin koynuma gideceksin sanıyorum
Açmıyorum yorganımı gözlerimi kalkmıyorum
Ama yine de canım yanıyor
Gürbüz'üm bazen kaçıp kurtulmak istiyorum senden
Bir sürü uğraşlara giriyorum kendi kendime
Nafile sen ne yaparsam yapıyım benim kalbimdesin
Ama yine de canım yanıyor
H.Gürbüz.21.08.2013
VESSELAM / 326
Aşkı bilmeyen aşktan Sevmeyi bilmeyen sevgiden Arkadaşlığı bilmeyen arkadaşlıktan Dostluğu bilmeyen dostluktan bahsetmesi ne garip bir şey Vermeden almak göstermeden görmek herkes haklı herkes şikayetçi
Çözemedim vesselam
Kediye köpeğe gösterdiği sevgiyi şefkati insana göstermezken Güneş'e Ay'a Yıldızlara bakıp duygusal sözcükler dökülürken dilinden Yanında karşısında olan insana bir günaydın ya da merhaba demeye bile tenezzül etmezken çevresinden ne kadar çok şey istediklerini gördükçe kendine gelince ne çok güzel şeylerde beklentisi olduğunu gördükçe duydukça okudukça çoğu gösteriş budalası oldular
Çözemedim vesselam
Hırsız alın terinden bahseder yalancı dolandırıcı dürüstlükten ahlaksız onursuz gurursuz ardan namustan vefadan nurdan gururdan ahkam keser kendinin ne bok olduğunu bile bile sanki kimse onu bilmiyor sanarak aldatıp avutacak ya salak kendini
Çözemedim vesselam
Eşten dosttan konudan komşudan Şor’dan buradan konuşur insanlar herkes buna dedikodu derler ya aslında bu dedi kodu tek bir işe yarar bu sayede herkes böylece herkesi iyiyi kötüyü hırlıyı hırsızı güzeli çirkini seçer tanır duyar mutlaka saklayamaz kendi kendini bilmeyen ne kadar çoğaldı bu ara
Çözemedim vesselam
Hırsızı dolandırıcısı yakalanır Güler Kapkaççı yan kesici yakalanır Güler Teröristi vatana ihanet eden yakalanır Güler Fuşcuyu tecavüzcüyü yakalanır Güler Devleti dolandıran soyan yakalanır Güler Çalışmadan zengin olmuş yakalarsın Güler Yakalarlar ama çoğuda serbest kalır nasıl gülmesinler biri tutar biri serbest bırakır niye
Çözemedim vesselam
Utanma duygusu yüz kızarması diye bir duygu kalmadı Zengini fakiri çoğu dilenci oldular Hepsi ağlıyorlar inanıp yardım bile edemez hale geldik korkuttular bizi UTANMAZLAR
On beş yirmi yıl önce bu kadar yoktu bu kadar caminin bu kadar dini görevlinin olduğu bu ülkemizde ahlaki yoksunluk bu kokuşmuşluk nasıl çoğaldı Kuranla ayetle duayla ha şa Allah 'la bile insanları kitleleri dolandırıp kandırıyorlar
Çözemedim vesselam
Okuduğum kadarıyla Hoca Ahmet Ye sevi 'den Taptuk Emre den Yunus 'tan Mevlana 'dan Hacı Bektaşî Veli den Öğrenirdik ahlakımızı Pir Sultanın köpekleri bile yemezdi haramı Yedi Ulu ozandan Feyz alırdık ruhumuza Sözlerimiz güzel yediğimiz helâl 'di Dili güzel gönlü güzel ruhu güzel Kazancı helal O kadar azaldı ki
Çözemedim vesselam
Anadolu insanı Vatanına Bayrağına Dinine Toprağına Devletine Ailesine bağlı insanlardı Haramı helali güzeli çirkini doğruyu yanlış çözerdi bilirdi Bir ahlaki çökmesi çürümesi var ya ahlak öğretenlerde ya da yanlış kaynaktan besleniyoruz bir yerde bir yanlış var çözemiyoruz
Çözemedim vesselam
H.Gürbüz 24.03.2017
327 / TAVUKLARI YEMLEDİNMİ
Benim köylümün konuşma şivesiyle
Erkekler eşlerine gayz der gı der
Kadınlarsa eşlerini la lo diye çağırır
samimice gülerim
Hadi şimdi beraber sohbetlerini dinleyelim
Gayz tavukları yemledin mi
İşten güçten elim mi değdi ki
la yemleyemedim
Yumurtlayan oldu mu gı acaba
Yumurtlamamıştır yok daha bakmadım
Niye sordun la
Acıktım gı hem de iki yumurtaya bi birinci
cuvarası alacaktım Hacı bakkaldan
Sen inekleri sığıra sür danaları da bağla loo
Bende kahvaltıyı hazırlayım şu itin yalını da veriyim
Boşa ürüyüp durmasın aynı bizim vekiller gibi
O zamana kadar yumurtlar sarı tavuk
çilli kınalı feriklerden
Koltukta oturanlar bu sözleri duyunca
gülerler gülüşleri kahkahaya dönüşür
bilin bakalım niye
Niye olacak Gürbüz'üm
Atalarının efendisini götü boklu tavuğun
gözüne bile bakıttılar ya işte bunun için
H.Gürbüz.09.12.2020
SENİ HIRSIZ SENİ / 328
Koyun kuzuları otlatırken kırklarda
İlk çıkan çiçekleri ben sana toplardım
Papatya çiğdem menekşe kırklar çiçeği
Bin bir hayal kurardım onu destelerken
Hiç birini getirip sana veremedim
Yollarına atardım seni alsın diye
Pervane gibiydim her zaman etrafında
Böyle çaldın benim yılları seni hırsız
Benim şu dağları delmekten daha zordu
Seni seviyorum diyebilmek dedim bak
Keşke sen bağırsaydın sevmiyorum diye
Gözlere bakınca bilirdim sevdiğini
Aslâ seni bir gün olsun hayal etmeden
Uykulara yummadım hiç bu gözlerimi
Senin olmadığın hiçbir hayal kurmadım
Aşım ekmeğim aldığım nefes gibiydin
Giderken gidiyorum bile diyemedi
Benimde yarım senin gönül cebindeydi
Giderken onu bırakmadın kara gözlüm
Çaldın seni hırsız benim hayallerimi
Sen çaldıklarınla mutlu oldun mu bilmem
Gülümseyen gözlerini burda bıraktın
Onu buralardan bulup ta mutlu oldum
Bununla avundum yanımda olmayınca
Gel Azrail’im sen ol şu canı almaya
Gürbüz'ü çok bekletme geliver yanıma
Al bitsin bu bende kalan emanetini
Sana bakarak kapatayım gözlerimi
H.Gürbüz.11.11.2012
ENGEL OLAMADIN / 329
Gece güne gebe olduğu gibi
Engel olamadım şu gönlüme
Bütün çabaların boşa gitti
Boşuna kaçmışsın ceylan gibi
Sana ümitler besledim yine de
Biteceğini bildiğim mum gibi
Bir şey var ki benim şu içimde
Yandı da yandı o hiç bitmedi
Kovdum kovdum bir türlü gitmedi
Gündüzü haram eden geceler
Tik tak eden bir duvar sâati
Yastığımın bir tarafı hep nemli
Bulutu yarıp çıkan ay gibi
Görüne kaça görüne kaça
Nasılda girdiysen sen şurama
Sende yoksun zifiri karanlık
Sessiz karanlığa sızıp bölen
Ara sıra bir tek köpek sesi
Bir yıl daha geçti kara gözlüm
Bir yıl daha geçti gelmedin gürbüz`e
Sevmişim seni sevmişim seni
Sevmeyim diye de çok uğraştın
Bütün çabaların boşa gitti
H.Gürbüz.22.05.2011
NE ÇIKAR / 330
Görmüyorsan eğer gerçek varlığı
İmamsan cemaatçiysen ne çıkar
Sanat edinmişse sahtekarlığı
Aleviysen Sünni isen ne çıkar
Haksız iken haklı gibi görünsen
Canavarken kuzu postu bürünsen
Bir hakkına milyonları eklersen
Aleviysen Sünni isen ne çıkar
Zalim olup vatandaşı soyarsan
Haram yiyip karnını doyurursan
Elhamdülillah müslümanım dersen
Aleviysen Sünni isen ne çıkar
Gürbüz bulur kalbinde beş Esma’yı
Bir gin okurlar hepimize selâyı
Bilmezsen dört kitabı kırk makamı
Aleviysen Sünni isen ne çıkar
H.Gürbüz.12.20.2013
HAZİRAN AYINDA / 331
Haziran girince yağmurlar başladı
Kuraklıktan korkarken yağdıkça yağdı
Sevindi çiftçi mahsulünü kurtardı
Kuşburnu gül çiçek açtı Haziranda
Emekler karşılık vermeye başladı
Ekin Arpa borudan başak çıkardı
Can eriği yeniyor ala kirazı
Ümitlerim yeşil Haziran ayında
Şehirmiş kasabaymış neyime benim
Yedim madımağı mantara giderim
Mecitözü Sorkoğlan dağ köyü bizim
Meyve sebze bol oluyor Haziranda
Gündönümü geldi dönmeye başladı
Doğa boyacısı vuruyor fırçayı
Yemyeşil sarıya dönmeye başladı
Çiğler pişmeye başladı Haziranda
Arpalar sarı yapan yok ekin ütme
Günaydın dedik bugün en uzun güne
Yasaklar kalktı evlenen evlenene
Davul zurna susmaz oldu Haziranda
Gürbüz'üm köyün her gününü izlerim
Doğanın gücünü an ve an gözlerim
Olup biteni durmaz yazar çizerim
Kırklara çıkmak güzeldir Haziranda
H.Gürbüz 23.05.2021
BİR ANLAMI KALMADI / 332
Ne savaşlar vermiştik yokluk uğruna
Ne günlerimiz vardı neler başardık
Şimdi biraz mutluluk zamanı derken
Artık bir anlamı kalmadı
Arına kapıldı yoktan gitti birisi
Cahilliğe kapıldı Sinan kuzusu
Kalanın hasta yaşlı gözleri puslu
Artık bir anlamı kalmadı
Zindansız gardiyansız mapus gibiyim
Nisanda açmaz tomurcuk gül gibiyim
Gürbüz'üm korsam gözüm açık gideyim
Artık bir anlamı kalmadı
H.Gürbüz°11°06°2000
333 / SUSTURMA KALBİMİ
Hayatın içinde daima sonsuz özlem var
Hasretle tutunacağı birde tutkusu var
Sıcacık sarılabilecek öyküsü de var
Kalbimi kalbine yazdım susturma kalbimi
Yılardır benimleymiş dün tanıştık halbuki
Ne çabuk alıştık iki ruhlu biriz gibi
Gece gündüz beraber çalar aşkımız bizi
Kalbimi kalbine yazdım susturma kalbimi
Gürbüz'üm bu nasıl bir sevda bu nasıl sevgi
Öykümüzü okuyormuşçasına sar beni
Dokunmadan birbirimize sonsuz özlemi
Kalbimi kalbine yazdım susturma kalbimi
H.Gürbüz.16.02.2013
334 / PERPERİŞAN HALLERİ VAR KÖYLÜMÜN
Yalvarıp bulduk şu davara çoban
Döllerin çobanı ana bacıdan
Bıkmış bakıyor inekleri damdan
Per perişan halleri var köylümün
Hırsın senin bir zavallı köylüye
Zamlardan büküldü belleri yine
Ektik vermiyor Tanrı yağmur bile
Per perişan halleri var köylümün
Ne yumurta kaldı nede bir cücük
Kalmadı kimsede iki çift ferik
Tavuk neyise nasıl yedin culuk
Sansar dadandı kümeslerimize
Gürbüz'üm kalemim yazıyor yine
Borcu yatıramam çıkmadı dene
Faiz eklenir faizin üstüne
Per perişan halleri var köyümün
H.Gürbüz.01.10.2020
HASRET EKTİM / 335
Gönülden her yaprağına bir şiir yazdığım
Özlediğim hasret üstüne hasret ektiğim
Üzmeden çaktırmam tane tane ayrılırım
Ağaçtan yapraklarının ayrıldığı gibi
Çıkarım fark ettirmem nasıl girdiysem öyle
Bir yaprak gibi düşerim toprağın koynuna
Son yaprağım düştüğünde aramayacaksın
Kendimi uyutacağım ölmüş ağaç gibi
Gürbüz'üm üzülme yâr o bu kadar deme ki
Hayırsız olandan uzaklaş üzer bak seni
Böyle kalmaz gelir geçer kızma sev seveni
Konar dalına kim bilir bir gün kuşlar gibi
H.Gürbüz°09°22°2012
336 / GÖTÜRMEYİN BİR AKŞAMLIK DAHA
Yalnız kaldım evimde ocağımda
Tütmez ki bacamız ben olmayınca
Evimde bekçiyim şu kör baykuşla
Söylüyorum dosta komşularıma
Eğer komşulukta hatırım varsa
Beş yavrum köye gelmeden solsam da
Az gören şu gözlerim kapanırsa
Götürmeyin beni bir akşam daha
Ekmek kavgası onların ki işte
Bu boğuştuğum Azrail’le niye
Çok özledim minik dillerini de
Torunumun dedecim deyişine
Komşu konuştu Gürbüz’üm yazdım ya
Eğer komşulukta hatırı varsa
Ölürse kimsesiz bu yatağında
Götürmeyin onu bir akşamlık daha
H.Gürbüz°21°05°1996
DEMEK GİDİYORSUN / 337
Demek gidiyorsun bu mu sonumuz
Bakma öyle dayanamaz bu kalbim
Birde dağ gibi yıkılmayan gurur
Git yeterki bakmadan geriye git
İçim isyan yırtacak bedenimi
Gözlerim yaş ağlamıyor neden mi
Sözlerin ok parçalıyor içimi
Git yeterki bakmadan geriye git
Sormuyorum bak nedenini bile
Kapat kapıyı iyi bak kendine
Görmesin halimizi başka kimse
Git yeterki bakmadan geriye git
Kuşları dinlerim neşeli sesi
Gürbüz'üm oyalarım ben kendimi
Tekkede Allaha okurum seni
Git yeterki bakmadan geriye git
H.Gürbüz°29°04°1997
338 / ETME DAYI YAPMA DAYI
Yaşlandık şehirde kalmadı zaman
Köy içinde olmuş arsamız harman
Kimi kerme atmış kimi de saman
Görseler ağlar ölmüş anan baban
Etme be dayı yapma be dayı
Köye bize bir ev yap be dayı
Yeriz köyde madımakla mantarı
Kırmayız yaşadıkça hatırını
İyeleriz tahranı satırını
Ürkütmeyiz atını katırını
Etme be dayı yapma be dayı
Köye bize bir ev yap be dayı
Gitsem köyüme kimlere giderim
Evini süpürür çayın demlerim
Çatısı akarsa hemen ellerim
Bililer tavuklarını yemlerim
Etme be dayı yapma be dayı
Köye bize bir ev yap be dayı
Akşam kurarız çilingir sofrası
Ne yıldızları gördük ne de ayı
Yıllar oldu görmedik yağan karı
Biz yük olamayız kimseye gayrı
Etme be dayı yapma be dayı
Köye bize bir ev yap be dayı
Kolay çıksın evine yaşlı hastan
Kara eriği yemedik dalından
Çördük ve armut olur sanki baldan
Çoluk çocuk doluşuruz avlundan
Etme be dayı yapma be dayı
Köye bize bir ev yap be dayı
Öter uyandırır horozun sesi
Köyde tek kara sinek yesin bizi
Bir köpek besleriz iki de kedi
Eş dost gelir ziyaret eder seni
Etme be dayı yapma be dayı
Köye bize bir ev yap be dayı
Gürbüz’ün sözün özü dinleyene
İmkanı yeri olup gelmeyene
Köye bir eser yapıp dikmeyene
Baba ocağına post sermeyene
Sırtına çal sopayı çal sopayı
H.Gürbüz 28.08.2022
339 / SEVMEZLER NEDENSE
Aydın insanı neden sevmezler
Dürüstse özgürlüğe hasretse
Haklıyı korkusuzca savunuyorsa
Sevmezler nedense
Yol fikir aydınlık özgürlük uğruna
Öğretmekse bütün amacı vatana
Bu uğurda seve seve can veriyorsa
Sevmezler nedense
Felsefesi Alevilikse eline beline diline
Deyiş söyleyip semah dönüyorsa
Hüseyin gibi eğmezse başını yezide
Sevmezler nedense
Yakarlar madımağı insanlarla
Vururlar asarlar yüzerler
Uğuru Denizi Pir sultan abdalı
Sevmezler nedense
Atatürk'ü bile sevmeyen var
VATANSIZLAR
Doğru haklı özgür düşünce nerdeyse
Gürbüz'üm bizler ordayız
Sevmezlerse sevmesinler.
H.Gürbüz.10.02.1995
ÖLÜM KOKUSU / 340
Köyüme yazılmış kötü bir kader
Kışlarımız çetin hepten zor geçer
Ocakta bulgur aşı her gün pişer
Kahvelerse mekanımız nedense
Gideri çok yok bir kuruş geliri
Satınca iki keçinin birini
Dalgın donuk bakar buğlu gözleri
Buruk güler yüzlerimiz nedense
Okumayınca bu cahil kafalar
Gençleri gurbette köyde yaşlılar
Sobada meşeler çok yavaş yanar
Çok bacamız tütmez olmuş nedense
Gürbüz burada yaşamaya değer
Gelenler kendini cennette sanar
Hanede ikişer yaşlı kalmışlar
Ölüm kokuyor rüzgârı nedense H.Gürbüz.14.01.2014
TEMMUZ AYINDA / 341
Eskiden öküz ile sürerdi babam koca tarlayı
Bağlar önlüğü beline eliyle ekerdi buğdayı
Orakla biçip yığar düvenle sürer idi harmanı
Tarlada günler aylar biter işi bitmezdi babamın
Şimdi köylünün traktörler güçlü teknik hem de çifçeker
Tavı beklemez kuru kuruya bile ekip sürerler
Gübre ilaçla derken verimli ürün elde ederler
Çiftçinin bir günlük oldu tarla ekip sürme işleri
Eskiden gelirdi karacıklı buğday tarladan eve
Götürüp dökerdik çeşmede dolu oluğun içine
Kavuzu samanı hep dökülürdü süzdükçe seleye
Yur elek elek alır dökerdik çulla sererdik yere
Şimdi geliyor sıradan tarlaya harıl hırıl biçer
Ekini bir tarafa samanı da bir tarafa seçer
Orak harman olur çoğu zaman komşuların bir günlük
Götürüp satarsın borsada ferahlar gelirsin eve
Eskiden yıkanan ekini serilirdi dam’ isteye
Harmanda avluda yatardık ekinin yanında gece
Gündüz beklerdik tavukları kişeleye kişeleye
Döküleni toplardık tek tek koymazdık bir dene yerde
Şimdi genleşe genleşe uyanıyoruz sabahları
Sağıp sürüyoruz sığıra varsa ineği danayı
Yavaş yavaş demliyoruz çayı seriyoruz sofrayı
Ekmek gelir her sabah dokuzda zahmetsizce sofraya
Eskiden babam iki torba ekin yüklerdi eşeğe
Gök’ dereden ağdaya giderdi mamağın değirmene
Gece gider keşik bekler gündüz anca gelirdi eve
Ekmeklik unu böyle getirirdi sofraya babamız
Gürbüz’üm bakıyorum karşıya ekin arpa sarardı
Temmuz ayında köylüye orak harman geldi dayandı
Bayram geçti şükür umutlar inşallah mahsule bağlı
Maziye dalınca düşündüm bir kendimi bir de babamı
H Gürbüz 29.07.2021
342 / BAHAR GELİYOR BAHAR
Kaysı armut kiraz hep aşılı elması
Acık ahlat çördük zuval doğal meyvesi
Bülbül olur iki günde kuşu kargası
Duydun mu Sorkoğlan
bahar geliyor bahar
Gelsin bu bahar elbette bizede yarar
Tomurcuk açmış çiçekler kırmızı sarı
Bin bir balı alıyor her çiçekten arı
Doğa yeşile kesmiş bak dağı ovayı
Gör sarı Sultanım bahar geliyor bahar
Gelsin şu bahar elbette bize de yarar
Kemreleri çekin kel bahçeye tarlaya
Sinekler gelmesin bu yıl eve avluya
İnekler alışsın çimene yeşil ota
Duy gör Duran ağa bahar geliyor bahar
Gelsin bu bahar elbette bize de yarar
Yelden boyunduruk kar erimeye durdu
Kuru derelerde sular çağıldar oldu
Meler oğlak kuzu sesleri köye doldu
Duy gör Mehmet ağa bahar geliyor bahar
Gelsin şu bahar elbette bize de yarar
Köylü bırakmaz elinden beli çapayı
Eksik olmaz soframızdan kaba pancarı
Yufka ekmekle açmaz olur o arayı
Duy gör Ayşe hatun bahar geliyor bahar
Gelsin bu bahar elbette bize de yarar
İki bin yirmi virüsle boğuldu dünya
Gürbüzüm duam yardım etsin hüdâ
Ahiri zahiri batılı bilen Allaha
Ne çabuk döndü hayat tatlıdan acıya
Gelsin şu bahar elbette bize de yarar
H.Gürbüz 23.03.2020
BE GÜLÜM / 343
Karın yağışını izliyorduk pencereden uzun uzun bir zaman
Dağların yamacına yamaçlarına üfürüp yığıyor rüzgâr karı
Kaba yel gelince kar topu oynardı çocuklar
cıvıl cıvıl gülüşe gülüşe yumuşardı kar bir anda pamuk gibi be gülüm
Sonra cemre ilkbahar çıka geldi peş peşe kuşlarda bir telaş bir telaş
cıvıl cıvıl yuva kurmaya başladılar
Oğlak kuzu çayıra çimene doğdu arılar vızır vızır ağaçlara çiçeklere daldılar
Doğa yeşilleniverdi herkeste her yerde bir hayat telaşı başlayıverdi be gülüm
Sonra yaz geldi kimi çalıştı karınca gibi kimi de yattı aynı benim gibi tembel tembel
Ekildi biçildi toplandı meyveler al al oldu tatlandı nasıl geçti zaman su gibi
anlayamadık be gülüm
Sonra sonbahar geliverdi Hatay’da yangın çıktı kuru yaş yaktılar bütün ağaçları
hayvanların çığlık sesleri göğe yükseldi
Duymadık duyamadık onca canı yakmasalar olmaz mıydı be gülüm
Sonra zaten güz geldi bak birer ikişer düşüyor ağaçların yaprakları
Aynı hayal bahçemiz gibi düşüp karışıyor ağlayarak
galezleri toprağa be gülüm
Ayı yıldızları bile seyretmiyorum uzun uzun gelmiyor içimden
Soğuk havalar giriyorum içeri örtüyorum kapımı
Çöküyor öylesine bir zifiri karanlık karanlığın en kuytu köşesinden
akıyor içime yalnızlık
Artık dönsen olmaz mı be gülüm kaçıp giden zaman en büyük pişmanlık
H.Gürbüz 10.10.2020
HALİMİZ / 344
Karşıdan köye bir bakınca
Yemyeşil oh yalancı cennet
Bela bize yüz elli yıldır
Fakirlik dediğin rezalet
Alıştık biz sömürülmeye
Mecburuz kafalar cehalet
Bizim bu yönetim yıkılmaz
Oldukça yağcıyla muhannet
Buraya muhtar olmak için
Yeterli al yüz elli oyu
El köyünde kooperatif
Sende uyu ha yavrum uyu
Kırmadıkça sen kabuğunu
Kurtulamazsın düz çizgiden
Sonra Gürbüz’üm bu yönetim
Krallık bu gider sülâleden
H.Gürbüz.10.10.1996
345 / TORUNLARINIZ DÖNER GERİ
Bilinse değerin kıymetin
Tükenmez senin bu enerjin
Köyünden ayrı olan için
Hayalsin hasretisin düşsün
Zaman gelir kavuşmak için
Yırtınıp hep didineceksin
Elbette bir gün sende gelip
Bu benim köyüm diyeceksin
Bak atanızdan kalan miras
Ana babadan ayrılırsın
Gurbette bir demet gül olup
Buram buram özlem kokarsın
Gürbüz Açma köyü gurbeti
Çok içtin söndür şu mereti
Herkes yaşayıp yaşatmalı
Torunlarınız döner geri
H.Gürbüz.23.06.1997
AĞUSTOS AYINDA / 346
Güz yiğidi olduk derler kalktık oraktan harmandan
Borçları yatırdık alacaklılar vermiyor aman
Tarladan bizlere kalan kâr bu yıl sadece saman
Saman da para yaptı Allahtan Ağustos ayında
Ülkemde yangın çıktı yandı onca orman bağ bahçe
Nasıl uyurlar ki sorumlular onca can ölünce
Niye yaptırdınız evleri sel gelecek dereye
Çok öldük boşuna bu yıl valla Ağustos ayında
Zuvala gideriz evden çıkıp çarşambanın dereye
Tilki pusu atmış tavuklara kalyciğin doruğa
Fındıkları toplardık giderdik orakta fındığa
Karnımız ekmeksiz de doyardı Ağustos ayında
Yerdik elmalardan okulun bahçesinde koymazdık
Kabiş alinin armutlardan yerdik yerdik doymazdık
Erikli bahçeden gece mısır salata çalardık
Kanımız kaynardı gençlikte hep Ağustos ayında
Mercimek nohut ekilirdi iki tarladan biri
Kara harman yapar yerdik kalanına çiğ düşerdi
Yoktu kör olası o zaman domuzların hiç biri
Hasret kaldık bunlara hepimiz Ağustos ayında
Gürbüz’üm Ağustos denk geldi bu yıl muharrem ayı
Tuttuk on iki orucu matemle kestik kurbanı
Coşkuyla kutladık otuz Ağustos zafer bayramı
Atamızı andık işte aşkla Ağustos ayında
H.Gürbüz 31.08.2021
EBE DEDE DİLİ / 347
Bir hevesle yazın geldim köyüme
Yardıma muhtaç ebeme dedeme
Emir işi çok bir de dilleri de
Bu ne biçim tatil be
Koş tarlaya bekle bizi şurada
Dilleri susmaz hiç konuşur bana
Uyku uyutmuyor sinekler ana
Bu ne biçim tatil be
Gitme yanımızdan sakın bir yere
Tıfıl gencim ben duramam evde
Tavuk dana kuzu benim neyime
Bu ne biçim tatil be
Gürbüz anlattı gençlerin halini
Çocuk gibiler bu yaşlılar sanki
Anlasa bir de tatile geldiğini
Bu ne biçim tatil be
H.Gürbüz.05.08.1996
SEÇİM VAR / 348
Sen doydun sıra bende yarısını sen sattın kalanını ben
Ölen ölsün gömülsün ölmeyene yeter bu mal
Bükülen beller sızlar değişen sandalyeler değişmiyor kafalar
Felsefesiz kalmışız aydın düşüncelere hep kurşun sıkmışız
Asmışız yüzmüşüz yakmışız vurmuşuz
Başladı gidişat karanlığa yanmışız gülüm yanmışız
Terör kurşunundan ölen anadolu çocukları
Zengin yok Gürbüz'üm parayı veren kaçmış
H.Gürbüz.11.10.2013
GÖREN GÖZLER / 349
Mustafa Kemal Atatürk ’ün Cumhuriyet yavrusu
İlke ve inkılapları yavrusuna can veren damarıdır kanıdır
Bize bıraktığı miras Özgür Laik Türkiye Cumhuriyet devletidir
Her yaptığı tarihte damgalıdır gösterdiği yol ışıktır aydınlıktır
Yıllar sonrasını görebilen bir dâhidir savaşlarda peşine koşturup coşturan
İnsanlık aşkına vatan sevdasıdır Bugün bile inanmazlar senin yokluğuna
Onları korkutan karanlıkta bile yolunu görebilen
Atamın deniz mavisi Gözleridir
H.Gürbüz.06.01.1996
EYLÜL AYINDA / 350
Hayat bir bardakta sıcak çay olsa
Aşksa kesme iki şeker senle ben
Düşüp eriseydik çayın içinde
Bir bedende tatlansak Eylül ayında
Oysa biz ayrıldık yapraklar gibi
Gönülsüz ayrı uçtuk uzaklara
Kimimiz karıştı kuru toprağa
Bağrımız hüzünlü Eylül ayında
Hiçlik alemine aktı bu ruhum
Görünce gözüm düşen yaprakları
Kimi sarı bazıları kırmızı
Düşüyor güven olmaz bu hayata
Eylülde dökülüyor bak bir ömür
Dalına küsmüş gider yaprakları
Hayat acı bana içten içeride
Gizlice sevmişim seni sana ne
Gürbüz’üm mevsimin de bir canı var
Peşi peşe gelip geçiyor aylar
Yaşar büyür ve ölüyor insanlar
Doğa yorgun uyur Eylül ayında
Erişteyi kestik mantıyı büktük
Soğan patatesi torbayla koyduk
Melemeni yaptık turşuyu vurduk
Kışa hazırlık başlar Eylül ayında
H.Gürbüz.21.09.2021
Kayıt Tarihi : 20.2.2023 21:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!