1/:
Zalimlerin aşk sergüzeştleri esirdiler simya formüllerine...
Dondurduğumuz problemlerdi şimdi karşımıza çıkan İblis'le. Ve birer birer çözülüyordu kördüğümler. Efsunlu aritmetiğin yetenekli ellerinde. Oysa zalimlerin bereketliydi yaylaları. Ancak yine de simya formüllerine esirdiler. Ve oldukça olmalıydı kaderlerde bela ve arsızlık. Ki dinmeli kaos... Işık tayflarının hareketleri yanağımızda yaraydı. Yüreğimizde zamanın izi... Ve aşk elçilerinin meşin kırbaçlarının şakırtılarıydı yıldırımlar. O yıldırımlar beynimize... Biz düşüyorduk ışıklı yarıkların ellerine...
2/:
Zalimlerin aşk sergüzeştleri esirdiler simya formüllerine...
Barbarlar mitoz usulle çoğalmaya durmuşlardı. Ve federasyon marşlarının ürperten sesiydi anlaşılmaz ezgiler. Aşk zamanını dişli testereleriyle ufalıyordu hünsa melekler. Bir kaplan postu gibiydi genişleyen uzayda mekan. Biz de ürkmüş koyunlar misali sabır meleşiyorduk. Sayın ki bir aşk ve ışk hanesindeydik. Muhtaçtık sevgililerin doyumsuz ilgilerine...
3/:
Demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
Dört bıçak çekip vurdular dört kişi
Yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu
Deli cafer ismail tayfur ve şaşı
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta