1/
Gümüşi krater kupalarını dolduran kor aşk ve kızıl ateşti...
Her an ayrıydı bir evvelkinden. Değişken ateşlerin kıyısındaydık. Ve içine tapınağın ve günahlarına yuvarlanabilirdik mecusi tayfasının. Mekanın izotropik özelliği dört kere dörder defa artıyordu. Şişen evreni kozmik bir körük üflüyordu. Enfusi fikrini ve avurdunu kızartarak. Vaziyet o kadar vahimdi anlayacağınız. Ortanca şehinşahtı vizyondaki iktidar. Işık karanlığa kardeşti...
2/:
Gümüşi krater kupalarını dolduran kor aşk ve kızıl ateşti...
Ağızdı açılan yarık. Ya da ateşin fayı... Bir kabadayı... Keskin ve tiz bir kahkaha atıyordu. Ateş gedenin açılan ağzının tavanı ise boydan boya çatlaktı. Ve içindeki kırmızı dili bir anlık özgür salınıyordu. Ardından tutsaklığı görünür gibi oluyordu an be an. Aman Allah'ım! Diyorduk. Bu da neydi? Çubukleyin alfanın savrulduğu kargı şimşekleri savuruyordu tavan. Hurra diye düşünüyordu tüm planetler ve yaran... Ve mutasyon... Ve tekrar tekrar mutantik mahluk... Evrime bir evrilme daha düştü...
3/:
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla