25 Hayatım Roman Arada Kalan Çocuk Köy K ...

Şeref Köşker
151

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

25 Hayatım Roman Arada Kalan Çocuk Köy Kaçağı.

rahat ol ama bir daha yapmazsın yalan söylemezsin umarım deyince
başımı öne eğdim yalanın ne kadar kötü olduğunu başımı öne eğdiğimden
anlıyordum artık
yıllar sonra yalan üzerine çocuklarıma baba Nasihatı olsun diye bir söz yazdım
Yalanı söyleme diyorum sana Söyleme, şu yalanı
Yolu hakikat olanın, olmaz yalanı
Hakikat ise evladım doğru olanı
Her ne kadar ben söylemiş, olsam/da yalanı
Sen söyleme evladım asla yalanı
Ben, söyledim dilim yandı Söylemiyorum artık yalanı
Söyleyecek yalanlar, bir gün biter Sonra gerçek karşına çıkar
Senden hesap sorar, Doğruyu söylemek zorunda kalırsın
Kendinden utanırsın, Yerin dibine geçersin, Başın, öne eğilir
Gerçeğin, karşısında yanarsın erirsin
Yalanı yanlışı illaki yaşamak gerekmez, Yaşamak, zorunda değilsin
Doğruları yaşa doğrularla, yaşa Başın benim gibi öyle öne Hiç eğilmesin.
yolcular tamamlandı hepimiz kamyona bindik maraşa doğru yol alıyoruz
bende yeni bir maceranın peşine doğru yol aldığımı anlıyordum
pamuk tarlası macerası başlayacaktı
işte ben buydum ve hayatım boyunca hep aynı yaşamayı sevemedim bir türlü
çocukluğumdan beri hayat nedir nasıl bir şeydir
herkes nasıl yaşıyor ve hayatın içinde neler var ama bunları yaşamadan göremeyiz
ve hayat süprizlerle doludur bunu yıllar sonra yaşadıkça öğrenmiş bulunuyorum
toprak taşlık ve bozuk yollardan içimiz dışımıza çıka çıka
maraşa geldik çok şükür
saray altında indik mevlüt abimle babamın yanına doğru gidiyoruz
o zamanlar at arabacılarının taksi durağı gibi iş aldıkları durakları vardı
kıprıs meydanı civarında şimdilerde at da kalmadı arabasıda çok şükür
ülkemiz o yoksulluk günlerini geride bıraktı ihtilallere ve tüm olumsuz
unsurlara rağmen çok büyük ilerleme kaydetti
Allah bu güzel ülkemiz ve yüce milletimiz için çaba gösteren emek veren
hizmet edenlerden Razı olsun.
şansımız varmış durağa vardığımızda babam oradaydı sellahattin emmiyle
at arabasının üstünde oturmuşlar hararetli bir şekilde sohbet ediyorlardı
beni görünce oğlum diye kollarını açtı kucağına gelmem için
gözlerindeki hasret bakışlarınıda görünce babacığım dedim kollarına atıldım
bir süre öylece sarıldık birbirimize çok özledim seni oğlum bir daha böyle
kaçıp gitme çok merak ettim seni hasta olmuşsun duydumki oralarda
yok baba iyiyim ben şimdi emine yengem ismail abim çok iyi baktılar bana
sırtımdaki çıbanlarda geçti merak etme beni halamlar emmimler herkes
çok selam gönderdiler sana aleykümselam oğlum sağolsunlar mevlüt abimlede
sarılıp öpüştüler babam teşekkür etti beni getirdiği için sonra kebabçıya
götürdü bizi hep beraber çok nefis kebablardan yedik babam kendine
göre küçük bir hoşgeldin kutlaması yaptı bize babamla vakit geçirmeyi
severdim bazı zamanlar beni yanında işe götürür at arabası sürmeyi öğretirdi
buğün çalışasım yok hadi atımıza binip eve gidelim oğlum ne dersin
gidelim babacığım dedim iri güzel ela gözlerine şöyle içtenlikle bir bakış attım atarabamıza
bindik evimizin yolunu tuttuk giderken kasap manav pideci
derken eve epey erzak aldık babam çarşıda ne yerse aynısı olmasa bile
benzerlerinden mutlaka alırdı evine evimizin sokağına girdik
kardeşlerim atarabasının sesini duymuş olacakki koşarak kapıyı açtılar
neşeyle babam geldi diye seviniyorlardı özlemişim kardeşlerimi sarıldım öptüm
fatma annem lan kaçak nerelerdesin sen diye tatlı bir kızgınlık şeklinde söyleniyor
babam olmasa farklı bir yaklaşımı olacağından adım gibi eminim
yinede sahte bir sarılmayla hoş geldin kutlaması yapmış olduk
yukarı salona çıktığımda pamuk talasına gitmek için hazırlıklarını yaptığını erzakların
çuvallara konduğunu yatakların sarılıp iple bağlandığını gördüm
bunlar ne dedim yarın gidiyoruz gene biryere kaybolmayasın ha dedi.

Şeref Köşker
Kayıt Tarihi : 30.3.2017 22:10:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Şeref Köşker