1/:
Bir hallaç pamuk ve kader el yazmaları atıyordu...
Ya kuasarlar öyle mi? Onlar ki öz hısımlarını konuk ederdiler yüreklerinde. Ama beceremiyorlardı henüz adam ağırlamayı. Çünkü sırlar ülkesine gelen kayboluyordu. Çünkü siren kızının gözleri birer gayyaydı sanki. Hatta lacivert tünel gibi ürkütücüydü yaşam kimilerine. Ve nabız atışı gibiydik biz arzularımızla. Bir dişi partikül yalnızlığına sevdalar katıyordu.
2/:
Bir hallaç pamuk ve kader el yazmaları atıyordu...
Özlemimizle yan yanaydık. Yapayalnızdık yaşadığımız kaoslarla. Gece ve güneş garip bir düşmanlıkla dansa durmuşlardı. Karanlıkla aydınlık aynı cephede. Ya da ilk savaş... Sonsuza kadar sürecek bir cebelleşmenin şahitleriydik. Yıldızlar da bizimle beraberdiler. Ve yeknesak yanıp sönüyorlardı. Meraktı bu. Ne olacak? Veya nasıl olacak? Yürekler ayarsızdı ve sabırsız atıyordu...
3/:
Demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
Dört bıçak çekip vurdular dört kişi
Yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu
Deli cafer ismail tayfur ve şaşı



