24 İns ve Cin Semahı Şiiri - Ahmet Yozgat

1/:
İsteriz ki,
Bitsin bir an evvel,
Su ve kum ve kanın kardeşliği...
***
Ey ins ve cin hüsbana durun!
Çıkın gözlerimizden kara bayraklı süvari bölükleri,
Çürükleri ayıklama vaktidir cevizler arasından.
İs karasından sürme çekme zamanıdır her göze,
Ya da eksen olup çevrim çiçek demidir can ilinde...
Ocaklar ya yanar sıcak çörek kokusu saçarak dört bir yana,
Ya da sereceklerse vicdan fakiri ve demirden atlılar,
Çoktan unuttuğumuz sebatsız cehennemi hunharca yola,
Bitsin bir an evvel,
Su ve kum ve kanın kardeşliği...
Uzasın ister al renkli muharipler bin yıl, güllerle uçma anını,
Ki bu yüzdendir kemiklerimiz ilik yerine dukhan yaylası,
Ve koyu gözlerimizde ki fluluk hurma gölgesindendir...
Saçlarını merhametle ören kılıçdarın ahı alınmaz,
Bilir ki çöl halkı sevda seline kapılmak kaderdendir.
Kınalı döşler sefineler yüzdürür ummanlarında,
Sevdalı dönüşlerse burulur kırkların diyarına tenler içinde,
Ya kumlara tutsak olan ebabı dünya?
Olur ya, yürek bu ister ki aşk gülleri boy atsın,
Deve dikenleri yurdu damar çeperlerinde.
Öyleyse,
Bitsin bir an evvel,
Su ve kum ve kanın kardeşliği...
2/:
Ey ins ve cin hüsbana durun!
Uğruna ölümü göze aldığımız her şey uğurumuzdur,
Sevdamızı anlatamaz ise belagat ehli,
Biliriz ki hiç bir kelime bizden değildir.
Bu hançer seni vurmaz mı sandın ey hırıltılı hançeremiz?
Bizi yaktın ateş kuyularının başında,
Ama kıyamete kadar kendinde yandın.
Zaten içmişiz biz,
Zamanında lapa lapa kar serinliğini,
Ondandır mart'ımızdan nisanın doğması çiçek, böcek.
Ondandır arzularımız alazlı meşale olur yıldızların altında,
Ve isteriz ki sizin için ey ins ve cin,
Bitsin bir an evvel,
Su ve kum ve kanın kardeşliği...
3/:
Ey ins ve cin öyle ise hüsbana durun!
Biz ki biliriz on sekiz bin alemi parmak parmak,
Çünkü bela'nın şerbetini tam on iki kez içmişiz.
Nehirler dökmüşüz Şattülarab'ın yüreğine şat şat şat...
Kadim gönüller havzasına serin ateşler kat be kat.
Uzanmış ellerimiz semadan yere,
Ve kızıl yerden boncuk gözlü göklere,
Uzanmış bir turuncu şiir tutmuş tomurcuk başlarını elmanın,
Deltasını dilimlemiş sıcak mutluluğunu ins ve cinin,
Öyle ise yekinin bağlandığınız yağlı sicimlerden...
Bitsin bir an evvel,
Su ve kum ve kanın kardeşliği,
Döne döne çiçek aksın dillerden...