Üstadın Kabrini Ziyaret Şiiri - Bekir Özcan

Bekir Özcan
457

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Üstadın Kabrini Ziyaret

Sabah namazının seher vaktinde
Şerafeddin Kartal ağabeyle
Kırşehir den, Adil, Osman
Kütahya’dan Ömer beyle
Hatırlayamadığım çok kalabalık
Bir grup arkadaşla birlikte
Yokuşa doğru koşar adımlarla
Büyükçe bir tepe üzerinde
Alelacele bir şekilde
Üstadın kabrini gidiyoruz ziyarete

Mezarı badana yapılmış kireçle
Bembeyaz bir ev içinde
Nefes, nefese hemen girdik içeriye
Ben kabrin orta hizasında
Şerafeddin ağabey başucunda
Diğer arkadaşlar tam karşımızda
Dua ediyoruz mezarı başında,

Okurken dua
Kabir birden bire şeffaflaştı
Görünüyordu mezarın içi,
Hz Üstadın tarihçeyi hayattaki şekli
Yeğeni Abdurrahmanla birlikte
Çekinmiş olduğu resimdeki gibi
Yatıyordu sünnete uygun bir şekilde
Hemen ayakucunda ise
On iki on üç yaşlarındaki çocuk gibi
Hz. Abdulkadir Geylani ile
Beraber yatıyorlardı,
Paylaşmışlardı aynı kabri
Huşu içinde dua ederken
Üstad doğruldu birden kabirden
Diz üstüne oturdu hemen
Afyon mahkemesinde çekilen resme
Döndü aniden ihtiyarlık haline
— Dedi,
“Benim Ali’m nerede”
İçimden geçti Ali Uçar ağabeyle
Görüşmediler mi diye?
Sonra bana dönerek söyledi
“Kabul ediyorum senin
Mühendislik fakültesindeki hizmetleri”
Ömer ağabeyi işaretle gösterdi
“Bu kardeşimizin hanımı
Peygamberimizin torunlarındandır dedi”

Bizler ise karşılarında duruyorduk el pençe
Bakamıyorduk hiç yüzlerine
O anda odanın kapısı açıldı
Başı açık hanımlar girdi içeriye
Üstada konuştuğumuzu görünce
Korku ve panikle döndüler geriye
Yığıldılar hemen pencere önüne
Bakıyorlardı hayretle bize
Üstad rahatsız olmasın düşüncesiyle
Ayak ve omuzlarımı kaldırarak
Gölge oluyordum Üstada bende
Üstad bana bırak baksınlar
Onlarında ihtiyacı var bize deyince
Bıraktım kendimi serbestçe

Çok çabuk olun, edin acele
Haber geldi askerler geliyor diye
Kabrin başı boşalmıştı birden bire
Yalnız biz kaldık, Şerafeddin ağabeyle
Son dualarımızı yaptık alelacele
Ayrıldı Şerafeddin ağabeyde

Tek başıma yalnız kaldım
Üstada son olarak baktım
Üstad hemen sende git dedi
Bir şeyler bekliyordum
Hz. Üstad ve Gavs-ı Azamdan
Ayrılmadım kabir başından
Son defa Üstad
Haydi, çabuk ol git dedi
Bende türbenin girişinde
Kavisli yerdeki demire
Zıplayarak tutundum ellerimle
Bağırıyordum yüksek sesle
Ya Üstad, Ya Abdulkadir Geylani diye
Hz. Üstad belimden
Gavs Hazretleri ayaklarımdan
İttiler beni tepeden aşağıya
O anda uçuyordum boşlukta
Aşağıya baktım heyecanla
Bir tabur asker koşar adımlarla
Geliyordu üstadın mezarına
Beni havada görünce askerler
Sekiz yüz metre gitti dediler
Bir yere paraşütle iner gibi indim
Zıplayarak tekrar göğe yükseldim
Korku ile uçarak giderken havada
Geliyordu ikinci gurup askerler hızla
İlerliyordu Üstadın mezarına
Bu takımda gördü beni uçarken havada
Üç yüz metre gitti dediler bu defa
İndim birkaç askerin çok yakınına
Başladım panik içinde hızla kaçmaya
Hava kararmıştı birden bire
Döndü mehtaplı bir geceye
Peşimdeki askerlerle aramızdaki mesafe
Düşmüştü on, on beş metreye
Koşuyordum kaldım nefes nefese
Geldim amca zadelerin evinin önüne

Hızla daldım bahçe kapısından içeriye
Yüksek avlu duvarının gölgesine
Hemen saklandım büzülürcesine
Duyuyordum askerlerin ayak sesini
Veremiyordum dışarıya nefesimi
Bir asker başını kaldırarak baktı ileriye
Göremiyordu beni hemen önünde
İki büklüm dört kat bir şekilde
Yatıyordum aynı duvarın dibinde
Uyandım böyle perişan bir vaziyette
Kalmıştım nefes nefese kan ter içinde
Hızlı, hızlı çarpıyordu kalbim
Uzanmıyordu artık ayaklarım
Pek fena uyuşmuştu kollarım
Ağır, ağır geldim kendime
Yataktan kalktım çok bitkince
Baktım duvardaki saate
İmsak vakti çıkmak üzere
Rüyamı anlattım Şerafeddin ağabeye
— Dedi
Anlat üniversitedeki tüm kardeşlere

Bekir Özcan
Kayıt Tarihi : 4.10.2016 14:56:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bekir Özcan