İki bin dört yılının yaz ayları
Yedi Temmuz Çarşambayı,
Perşembeye bağlayan gece
Rüyada(*) bir grup arkadaşla birlikte
Amel defteri verilmişti elimize
Çok büyük bir heyecan vardı bende
Arkadaşlar ise panik endişe içinde
Ağır, ağır gidiyorduk bir yere
Büyük bir binanın kapısı önünde
Merdivenleri yapılmıştı mermerle
Korkuyla durup baktık birbirimize
Alarm takılıydı kapıda ise
Çalmayacak amel defterimiz güzelse,
Çalacaktı alarm defteri amalimiz kötüyse
O kapıdan içeri girmeye
Cesaret edemiyordu hiçbir kimse
Herkes bakıyordu birbirine
Acaba ilk önce kim geçecek diye
Göz göze geldik Bülent beyle
Dedi Bekir ağabey sen yürü önde
Tekrar baktım amel defterime
Bismillahirrahmanırrahim çektim
Kapıya heyecanla yöneldim
Anında geçtim Besmeleyle
Binanın içi benziyordu bir türbeye
Ağlayarak şükür için dua ediyorum
Sanki bir mübarek yatır önünde,
Mermerden yapılmış masa üstünde,
Nurlu, siyahi, kıvırcık saçlı
Alnı geniş ve açık, saçları geriye taralı
Güler yüzlü, devamlı olarak gülümseyen
Gülümsedikçe insana huzur veren
Yavaşça bir zat kalktı yattığı yerden
Doluyordu, insanın kalbi feyizle sevinçle
Huzur mutluluk veriyordu bu hareketiyle
Ben, o zatı biliyorum Hz. Âdem (AS) olarak
Simsiyah gözlerine sevinçle bakarak
İnsana huzur veren gülümseyen yüzüyle,
Hemşire kıyafetinde bir bayan ile birlikte
Karşıladı bizi hiç konuşmadan
Elbisemi çıkarıp yattım bir masa üzerine
Halil İbrahim hocanın yardımı ile
Hususi yapılan bir yere koyarak çenemi
Müsaade isteyerek, getirdim teşrik tekbirlerini
Sonunda okudum salâvatı şerifi
Bu tutumumdan dolayı Hz. Âdem’in (AS)
Çok memnum olduğu her halinden belli
Basurdan ameliyat etmişti beni,
Ameliyat edilen yere ise
Küçük bir şişe içinde
Sürdü bembeyaz bir merhemi
Tekrar giyiyordum çıkardığım elbiselerimi
Çok rahatlamıştım anlatamam bu sevinci
Sanki doktor muayenehanesine döndü
Bir anda bulunduğumuz mekân
Muayene için bekleyen bir sürü insan
Hiçbir kimseyle konuşmadan
Hastalığın nedir diye sormadan
Muayene ediyor odaya giren herkesi
Yüzünde eksik etmiyor gülümsemeyi
Gülerek ayakta yazıyor insanlara reçeteyi
Hiç konuşmuyordu ama
İnsanlar ruhen anlıyordu tedaviyi
Beyaz saçı kulak memesine kadar uzanan
Duman renginde, gri elbisesi olan
Hz. Ademe (AS) yüksek bir sesle
Galiz küfürle hakaretler savuran
Odaya girdi soluk benizli bir adam
Bağırarak dedi, kör oldu kızımın gözleri
Bumu dur senin yapmış olduğun tedavi
Hz Adem(AS) eksik etmiyordu yüzündeki
Huzur neşe mutluluk veren gülümsemeyi
Hiç istifini bozmadan sakin bir şekilde
Gülerek çok yumuşak bir sesle
İlk defa konuştu bu kişi ile
Dedi, nereye giderseniz gidin
Kime müracaat ederseniz edin
Şifası olmaz hastalığınızın sizin
Devamlı yanında yardımcı olan
Hemşire kıyafeti içindeki bir bayan
Hz Adem’ in (AS) yüzüne baktı
Gülümseyerek aynı sözleri tekrarladı
O adam söylenerek kendi, kendine
Odadan ayrıldı çok sinirli bir şekilde
Sanki tüm bedenim huzur ve huşu içinde
Kalbim ruhum dolmuştu ruhani bir feyizle
Uyandım sabah namazı vakti ezan sesiyle
Tabiri için anlattım Rüyamı Şerafeddin ağabeye
Bekir Özcan
Kayıt Tarihi : 1.10.2016 18:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
(*) Rüya tarihi:15.07.2004-Kütahya

TÜM YORUMLAR (1)