Cuma günü dualarla ilk Meclis açıldı
Umutlar, yağmur gibi yurduma saçıldı
Bütün engeller, bir bir sabırla aşıldı
23 Nisan bayramı yurdumdaki düğün
“İstiklal Milletindir” yok başka bir söz
Vasiyetle bıraktı bize, kan ağlayan göz
..
Bugün bizim günümüz
En büyük düğünümüz
Yaşa sen 23 nisan
Yayıldı bak ünümüz.
Atatürk bize verdi
Kutlayın,koruyun dedi
..
Her sabah ruhumda duyduğum ezgi,
Rüzgar bekleyen bayrak gibi yaslı.
Hatıralarıma çekilen çizgi,
Kıpkızıl renge boyalıdır,kanlı.
Hep aynıdır...Senelerdir gördüğüm,
'Sana revadır!' denilen işkence.
..
Her manalı bakan göze,
Yanılıp da kanmaz gönlüm
Her edilen tatlı söze,
Bal sanıp da banmaz gönlüm…
Tüm güzeller yare eş mi?
Bakmak sevap, bu da iş mi?
..
Bu sabah uyandım bir baktım oğlum uyuyor
Öperek uyandırdım uyan oğlum dedim
Bugün senin bayramın
Kalkda bir bak süslendi her yer
kalktıda baktı her taraf süslü
Dedi baba sokaklar niye dolu insan
..
Dünya çocuklarına, Atatürk’ten yadigâr
Bir övünç ateşi ki, coşku selinde insan
Ellerde al bayraklar, yurdum gelincik bahar
En büyük bayram bugün, bugün yirmi üç nisan
Ne engin bir felsefe tek birliğin görkemi
Dünyaya tek ileti, tek barışın söylemi
..
Ey burcu..burcu kokan reyhan yaprağı
çiğdem,
çiçekler/le bezeli
gelinçik
Dağ lalesi gibi yalın,
Bir kaya gibi yalçın,
..
Ata’nın sürdüğü izde yürüyün.
Yarınlar sizindir haydi çocuklar.
Bilgiyle donanıp yurdu koruyun.
Yarınlar sizindir haydi çocuklar.
Sevgi ışığıyla yaratın şafak.
El ele tutuşun olmasın nifak.
..
Dostlarım,
‘’Türkiye Büyük Millet Meclisi halifeliğin değildir ve olamaz….’’
Gazi Mustafa KEMAL
‘’Bu sözler,istiklaline kavuşmuş topluma,Osmanlı kaftanından çok farklı,yeni bir kostümün hazırlandığının habercisi gibidir…Bir de yeni bir devletin…
..
23 Nisan’ı bekledim.
Bu yılda içim kıpır kıpır.
Bu kıpırtılar neyin nesi?
Bilmiyorum....
Artık, 23 Nisan günü,
Sadece bayram değil,
Belki bir hesaplaşma,
..
Bugün çocuk olmak istedim annem...
Hayatımın en güzel,en özel günlerinde olmak,
Hiç kimsenin çalamıyacağı,
Hiç kimsenin erişemiyeceği,
Yüreğimin o çook derinlerine hapsettiğim
Hazinem...çocukluğuma.....
..
(Elif gibi sevdim, bir ömür boyu)
Bir Elif gibiyim, ömrüm boyunca
Yalanım olmadı, riyâm olmadı
Hep sevdim sevildim, kendi huyumca
Yalanım olmadı, riyâm olmadı
..
Dalmış gözlerine, derinden bakar,
Gözlerim sevgiyi anlatır sana.
Yüreğim kor ateş, saçlarımda kar,
Durmadan figanda hep yana yana...
Suskunsa dillerim sözüm yok sanma,
Unuturum sanıp boş yere yanma,
..
Umut yiyoruz,
Umut içiyoruz oğlum.
Senin gibi, benim gibi
Yüzlerce değil, binlerce değil,
Milyonlarca insanımız
Hergün umut yiyor.
Her akşam umutlar bitiyor.
..
Sen kendine doğru dersen,
Cennette köşk ayrılır mı?
Sen kendine yiğit dersen,
Dilden dile yayılır mı?
Sen kendine arif dersen,
..
Görebilseydi eğer gözler
“Söylenecek söze ne hacet” dercesine
Vakitsiz gelir isyan
Anlatılamayan duygulara…
Kan çekilircesine bedende
Eller, parmaklar donmuş
..
“ah sevgili gölge
benim misin sahiden”*
iyi bir şeydir
anlaşmak
anlaşılmak
..
GÜNLÜĞÜMDEN – 17?
Sevgili Tutku merhaba! Hem cevizli sucuk yiyorum, hem de seninle söyleşiyorum. Sabah kahvaltısında, hiç ekmek yemedim. İştahım kesildi. Çok yememem, daha iyi. Şu anda, sık ve az yiyorum.
Tutku, tansiyonum epey yüksek. Üstelik, tedavi görüyorum. Sabah akşam,ilaçlarımı düzenli kullanıyorum. Buna karşın, 17,10 belki daha yüksek. Çok rahatsızlık veriyor. Bitkinlik, yorgunluk, her şeye isteksizlik. Fena baş dönmeleri, nefes almakta zorlanma, sol göğsümde baskı ve ağrı. Ağrı sırtıma da vuruyor. Enseme ve başımın çeşitli bölgelerine girip çıkan ağrılar.
Hele iki gün önce, özellikle başmda, tuhaf bir baskı, kulaklarımda tıkanmalar. Yatmak isteyecek kadar bir halsizlik ve diğer belirtiler vardı. Yalnızdım. Sakin davrandım. Kendimi yormadım.Yapabileceğim başka şey yoktu zaten. Ama günlerdir sürüyor, rahatsızlıklarım. Hastaneye gitmem gerek. Ters bir zamana geldi. Bu gün 23 Nisan ve hafta sonu.
Sonunda beni hasta ettiler. Stand dı-masaydı, otobüs tü,olurdu-olmazdı. Yok sen o cümleyi nasıl söylersin? Ivır dı-zıvır dı. O beni nasıl yanlış anlar? İnanamıyorum, öyley di-şöyley di derken. Bana keçileri kaçırttılar. Evet, gerçekten keçileri kaçırttılar. Çok sıkıldım. Günlerce ağladım. Sonuç: Hastalanma. O, çok ağlamalarım sırasında, tansiyonum yüzünden ölebilirdim. Şu, zekasından iyice kuşkulandığım, kalem müdürüne gıcıklığım olmasaydı? Ölmek umurumda bile olmazdı. Ama ona gıcık olduğum için, direndim ve dayandım. İlk olanakta da, hastaneye gideceğim. İyileşirim.
Her zamanki gibi, zafer benim Tutku. Pazartesi günü, işe başlıyorum. Hem de, engelli otobüsü, gelip alacak. Akşam taksiyle döneceğim. Akşam saatlerimiz uyuşmadı. Allah büyük be Tutku’cuğum. Elbette bir kolaylığı olur. Taksiyle döneceğim için, büyük akülü sandalyemi Belediyede bırakacağım ve şarja takacağım. Eve, manuel sandalyemle gelip gitmek zorundayım. Akülü sandalyeme orada bineceğim.
Çok şükür işe başlayabileceğim. Bu mevsimde: 13,30 - 21,30 saatleri arasında çalışmayı düşünüyorum. Havalar iyi gidiyor. İnsanlar, dışarıda oluyor o saatlerde. Yazın, iyice sıcaklarda, 16,30 – 24 – 001- 002 arasında çalışırım. Çünkü, otobüsün son saati: 16,30 muş. O, saat çok sıcak olur henüz ama sanırım, klima vardır. Ben de o zamana dek, güneş şemsiyesi alırım.
..
Geleceğe büyük dostluk,
Kurmak için çocuklara,
Büyük Atam yol gösterdi,
Çocukları çok severdi,
23 nisan için,
Çocuk bayramı dedi.
Ayırmadı din,dil,ırkı.
..
Sevgidir sevdadır aşktır çocuklar
Sevgiyle sevdayla barışsınız siz
Bilimle bilgiyle yarınsınız siz
Özgürce yaşamın adısınız siz
Sevgidir sevdadır aşktır çocuklar
..