deli dolu bir aksam deyil bu
tevecuhen egiliyorum onunde
bu geceye yuz tutusun
bilhassa
ask yagacagina
kan akiyor goklerden
ve yoklugun siradanlasmis
..
Sen aşkın yıllar sonraki,bir mucizesisin.
Kum saatinden damla,damla içime akarsın.
İnan daralan damarlarıma,can verirsin.
Senki cigerlerime,çektiğim nefesimsin.
Bak mutluluk türküsü söylüyor,rüzgarlarım.
..
Her şeyim, yarım kaldı
Hayatımda, ne varsa?
Aşk, güzel bir rüyaydı!
Gözlerim, uyanmasa
Ayağım yere değmez
Soluğum kesilirdi!
..
hepiniz özel ve güzelsiniz
evlerin neşesisiniz
ülkenin geleceğisiniz
akıllı,zeki çocuklar
güzelce gidin okulunuza
doyasıya oynayın sokakta
..
Yürümeye başladık elimizde bayraklar
En güzel kıyafet bandolar
Coşkuyla atılan sert sık adımlar
Bayrağı sancağa çektik
Atamızı yad ettik
Saygı duruşunda bekledik
Ellerimizde dalgalandı bayraklar
..
İzciydim 23 Nisan’larda,
Selamımı verirdim halkıma
İlk okulumda taptaze çocukluğumla..
23 Nisan’lardaydım.
Bayrağım vardı ellerimde dalgalanan.
Flütüm vardı halkıma Ankara Marşı çalınan.
Çocuktum 23 Nisan’larda ya,
..
Baharda açan çiçeyim
arıyorum aşkınla dolu günlerimi
kalbimde beslediyim meleğim
ağlıyorum sensiz geçen günlere
Hayalmi oldu sevgilim
kaçamak buluşmalar
..
23 NisanUlusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
Demokrasiyle gelen nimetlerin şükrü sayımı.
Müstemlekelik bağımsızlık arasındaki ayrımı
Kölelik özgürlük arasındaki farklı yaşamı
Gösterip izzetle yürüme günüdür 23 Nisan
..
Çocukluğumun bayramı,
Çocuklarımın bayramı;
İçimdeki ölmeyen çocuğun bayramı...
Atamın çocuklara en güzel armağanı;
23 nisan çocuklarımızın en güzel güncesi.
Ağlamasın bugün çocuklar hep gülsün;
Minicik yüzlerinde hep olsun tebessüm.
..
Merhaba köyüne, iline
Hayran kaldığım birlik
Sağlık gözüne,diline
Kurban olduğum dirlik
Yakışır insan eline
..
23.Nisan 2006
Ne zaman herhangi bir yerde bir deli görsem
İçim burkulur haline
Kim bilir ne derdi varda neden düştü bu vaziyete
Doğuştan olsa bu kadar yaşayamazdı belki de
Hey sen, kardeşim baksana şunun haline
..
Kristal bardakların cafcaflı görkemi ile
Kurulmuş masaların, bilinmez servislerinde
Titrek el sıkıldığında, kavi midir yumrukların.
Ardında gezen kara bulutların
Sağanak kum fırtınaların neden...
..
- Suadiyeli günlüğü-
Sevgili günlük,
Bu sabah
Güneşli bir güne uyandım
23 Nisan'da
..
Ben; 23 Nisan 1961 yılında Adıyaman Dişbudak köyünde doğdum. Dede tarafım İzol Aşireti, Hemşik (Boğazkaya) köyünden; nene tarafım ise Romi Aşireti, Beleban köyündendir. İlkokulu Dişbudak köyü, Kâhta Atatürk, Dargır köyü, Kâhta Cumhuriyet, Bizrin köyü ve tekrar Dişbudak köyü ilkokulları olmak üzere beş ayrı okulda okuyarak tamamladım. Böylece ilkokul diplomasını aldım. Ama hiçbir zaman kalemim, defterim, kitabım ve önlüğüm olmadı, çat pat Türkçe konuşmayı öğrenerek diplomayı aldım, daha sonra da ne okumaya gücüm ne de fırsatım oldu. Yıllarca okuyamamanın ezikliğini yaşadım.
1974 yılında Ceyhan Mercimek köyüne göçtük, 1977’de evlendim. Şu anda en büyüğü otuz iki, en küçüğü on üç yaşında; altı çocuk babası ve Dünya tatlısı dört Torun Dedesiyim. Altı yıl Mercimek köyünde, tarım işlerinde çalıştıktan sonra 1980’de Tarsus-Huzurkent kasabasına göçtüm, burada narenciye bahçelerinde ve tarım işlerinde çalıştım. 1981–1982 yılları arasında askerlik görevimi yaptım. Askerden döndükten sonra beş yıl Çukurova Dokuma Fabrikasında işçi olarak çalıştım, dört yıl Huzurkent kasabasında bakkal dükkânı işlettim.
1992 yılında daha fazla gurbete dayanamayıp memleketim olan Adıyaman’a geri döndüm. Adıyaman sokaklarında dört yıl seyyar satıcılık yaptıktan sonra 24.11.1995 yılında Adıyaman Anadolu öğretmen Lisesi’nde İlkokul diplomasıyla hizmetli olarak göreve başladım. Yeni işe başlamıştım ki bir gün okul müdürümüz Sayın Mustafa Can, bütün personeli odasında toplantıya çağırdı. Resmi talimat ve görüşmeler bittikten sonra bize çay söyledi ve gayri resmi sohbete başladık. Müdürüm bana dönerek şöyle dedi: ”Fadlı Doğan, sanki sen bu işin adamı değilsin gibi geliyor bana, sen bu işe niye girdin? ” diye sordu. Ben de öylesine espri olsun diye:” Sayın Müdürüm, Allah’ın izniyle müdür olmadan emekli olmaya hiç niyetim yok.” dedim. Hep beraber gülmeye başladılar, gülmeleri bittikten sonra niye güldüklerini sordum. Dediler ki: ”İlkokul diplomasıyla hasbel kader hizmetli olmuşsun, nasıl müdür olacağına gülüyoruz.” Ben de: ”Bir gün gelecek bu gülmenizden dolayı utanacak pişman olacaksınız.“dedim. Hiç zaman kaybetmeden dışardan bitirme sınavlarına katılarak, 1996’da ortaokul diplomasını aldım, 1999 yılında Açık Öğretim lise diplomasını aldım, 2002 yılında Kamu Yönetimi Ön Lisans, 2004 yılında Kamu Yönetimi dört yıllık lisans diplomasını aldım. On bir yıl Anadolu Öğretmen Lisesi’nde temizlik ve kalorifer yakma işlerinde çalıştıktan sonra 2005’te açılan görevde Yükselme sınavını geçerek Adıyaman Fen Lisesi’ne Memur olarak atandım. 2006 da Türkiye geneli Silifke’de açılan Şeflik sınavını kazanarak Adıyaman İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne şef olarak atandım. Halen Adıyaman İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde Hizmetiçi Eğitim şefi olarak görev yapmaktayım. Ayrıca bu on altı yıllık süre içerisinde; Devlet Teşkilatı, Kamu Yönetimi, Halkla İlişkiler, Yönetim ve Org., Stres ve Çatışma, TKY, 657 sayılı DMK, Demokrasi ve İnsan Hakları, Büro Yönetimi, Bilgisayar, Resmi Yazışma kuralları, Anayasa Hukuku, Siyaset Akademisi, İnternet Kullanımı, Fotoshop ve Diksiyon konularında kurslara katılarak bilgimi geliştirdim.
Henüz müdür olamadım ama müdürlüğün artık benim için pek önemli olmadığını da belirtmek isterim. Çünkü aldığım bilgi ve birikimle ufkum genişledi, kendimi buldum, bilgi ve becerilerim kat be kat arttı, kazancım öylesine büyük ki müdürlük yanında hafif kalır. Örneğin, on yıl önceki ben ile bugünkü ben arasında
olumlu yönde çok büyük bir fark olduğunu söyleyebilirim. Daha önce dünyaya dar bir takadan bakarken bugün dünyaya daha geniş bir pencereden bakıyorum. Bu da beni mutlu etmeye yetiyor. Bu nedenle Allah’tan önce can sağlığı sonra da her şeyin hayırlısını diliyorum, Bugüne kadar girdiğim bütün sınavlarda ve atandığım bütün görevlerde Rabbimin izniyle başarılı oldum.
2009 yılında “DOST OLALIM” adlı bir şiir kitabı yazdım ve yayınladım.
Üniversite adayı gençlerimize şunu söylemek istiyorum: “Gençler, önce kendinize güvenin, hedefinizi seçin, hedefe ulaşmak için karar verin; sonra azimle, inançla, emin adımlarla, hedefe doğru yürüyün, doğru olun, dürüst olun, kendinize güvenin, İnanıyorum ki Allah’ın izniyle mutlaka başaracaksınız, inanın ki azmin elinden hiçbir şey kurtulamaz. Umarım bu kısa özgeçmişim siz gençlerimize güzel bir örnek olur. Bu günün gençliği bunu başaracak güçte ve azimdedir. Ben gençlerimize güveniyor ve bütün gençlere başarılar diliyorum. SEVGİLER SELAMLAR...
..
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
Adını koyan ne güzel koymuş,
Az, öz ve temiz. Ata yadigarı.
Azim ve zafer. Ecdadımın.
Yüreklerde ne endişe,
Ne menfaat kaygısı.
Yalnızca gönül sevdası.
..
Bu ülke ne zorluklar içinde kuruldu. Yokluklar içinde var olma savaşı verilerek hayata gözlerini açtı.
Çanakkale’de 25 Nisan 1915 zaferi var ki savaşın akışını ve kaderini değiştirmiştir. Bir Mustafa Kemal gibi bir komutanın ulusun kaderini nasıl güzel değiştirdiği gözlenmiştir. Bu ulus ya özgür yaşar ya da onuruyla savaşarak ölür. Bunu tüm dünyaya göstermiştir. 18 Mart sadece bir başlangıçtır. Unutulmaması ve unutturulmaması gereken bir gerçekte Çanakkale’de güneş gibi bir liderin varlığını fark etmiştir ulus.
Samsun’dan başlayan Kurtuluş Savaşı Lozan Antlaşmasına kadar sürmüştür. TBMM’nin açılışı yeni devletin kuruluş oluşumunun ilk işaretlerinden biri olmuştur. Artık ulus egemenliği 23 Nisan 1920’de resmiyet kazanmıştır. 1923 ‘de de Türkiye Cumhuriyet Devleti 29 Ekim de ilan edilerek ikinci adım atılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’tür.
Eğitim öğretim birleştirilerek, çağ dışı eğitimden arındırılmak için gereği yapılmış. Cumhuriyetin ilk on yılında çok büyük değişiklikler yapılmış.
Yabancıların elindeki demiryolları alınarak Türk demiryolları olmuştur.
Türk insanına uygun Latin harfleri kabul edilmiş. Bir harf devrimi yapılmıştır.
Halkçılık ilkesiyle bu yurdun insanları kucaklanmış; sorunları sorunum denmiştir. Devletçilik ilkesiyle, ulusuna hizmet için devlet güçlü olmalıdır. Güçlü olmayan, ulusuna da hizmet edemez düşüncesi hâkim olmuştur.
..
ENGELİLERİN BAŞARILARI derinduygular28homail.com
Eğitim,bir çok engelli kardeşlerimizin başarılı olması demektir. 23 Nisan da çok güzel bir gösteri yaptılar ve bu gösteride bir çok şeyin üstesinden gelebileceklerini ispat ettiler. Buda bizim gurur kaynağımız demektir. Bütün çocuklarımızın gösteride yer almaları ne kadar güzeldi,hele hele mehter takımı daha bir güzeldi ve tiyatro yapmaları bir o kadar güzeldi. Sanki bütün Bayburtlular ordaydı. O kadar coşkuluydu ki; ailelerin coşkusuna diyecek yoktu Bu gün Türkiye’mizde eğer böyle eğitimler veriliyorsa buda ileri gelen bütün büyüklerimizin çabasıdır. Hep böyle özürlü kardeşlerimize ve çocuklarımıza destek olalım.
23 Nisanda gördüklerim beni çok fazla duygulandırdı. İnsan inanmak bile istemiyor.Bizim özürlülerin elinden tutmamız ne kadar güzel bir şey, onlara bir de iş imkanı sağlanması daha güzel olurdu. Bakın bizler nasıl iş imkanı sağlamak istiyorsak kendimize, onlarında yarınlarda ne yapacaklarını lütfen görelim.
Türkiye’mizin bir çok yerlerinde görüyorum ya masa başında yada doktor veya öğretmen olarak görev yapan sakat kardeşlerimiz var. Ben onları görünce neden bütün bu durumda olanlara da böyle imkanlar sağlanmasın. Bence gördüklerimden sonra hepsinin de çok şeyler yapacaklarına güveniyorum ve inanıyorum. Onlar hepimizin çocukları. Sakın unutmayalım,bizlerde onlar gibi olabilirdik ve her zaman şükretmeyi bilmeliyiz bu gün onlar için varız. Onlar için yaşıyoruz, onlarsız sanki hayatımız bir hiç. Onlar bizler için bir imtihan ve sınavdan geçiyoruz eğer kazana bilirsek onların kalplerini…
Bu gün Türkiye’nin her yerinde engellilere eğitim ve öğretim merkezleri var.
Bunlardan bir kısmını tanıyoruz başta Mehmet Yıldırım olmak üzere ve Uzmanlar ve dahası… Bir çok yerde açılmış olarak bizlere imkanlar sağlanması çok güzel, bence bu gibi eğitim merkezlerinden her zaman yararlanmalıyız ve çocuklarını götürmek istemeyenlere bile götürmelerini sağlamalıyız ki belki onlarında bir yerlere gelmesini ve başarılı olmasını sağlamalıyız.
..
Koşu yarışı, yumurta yarışı,çuval yarışı…
Kaybetseler de bizlere öğrettiler barışı.
Yoğurt yeme yarışı, halat çekme yarışı…
Çocuklar sevinçle,heyecanla inletirler arşı.
Bayram gününü,23 Nisanı iple çekerdik.
Çocukların bayramını dört gözle beklerdik.
..
1/:
Oturur duvardaki takvimin kıyısına,
Zavallı 20 nisan.
Ağım ağım ağlarmış:
'Neden 23 değil de,
20'dir adım,' diye.
Acı çeker, yas tutar,
..
23 Nisan,
Sen bana bayram.
Büyük Atatürk,
Etti armağan.
Atama selam
Olsun bin kere,
..