…/ GÜNCEL…
Günaydın Dostlarım,
1920’nin 23 Nisan’ında ‘ULUSAL EGEMENLİK’ dedik.
Kurtuluş’u ve Kuruluş’u bu bilinçle elde ettik.100.yılının dolmasına 5 kala karşıdevrim son kozlarını yıkmak için oynuyor.
Tarih gün gün kaydını tutar.
Son 13 yılın kayıtları daha çok sayfayı doldurmuştur,bu kesin!
Temel sorun’Yarınlarımızın nasıl şekilleneceği’dir.Ya yüzyıllık emek olgunlaşmasıyla ‘devam’ diyeceğiz ya da ‘sistemin ayarlarını tümden değiştirmesi için’ egemenlik hakkımızı malum birilerine devredeceğiz.
Bu durum,’Cumhuriyetin temelleri korunacak mıdır? ’yoksa’ Toplumsal bir trajedinin içinde rol mü alacağız? ’ sorularını ister istemez sormamızı kaçınılmaz kılıyor.
Ülkemizi ve geleceğimizi jizofren bir istence teslim ederek kaotik maceralara sürüklenmek istemiyorsak eğer, son şansımızı demokratik yöntemlerle kullanmak zorundayız.
Bu ‘araf’ durumu 7 Haziran akşamı bitecektir.
‘Bir kapıyı bir daha açılmamak üzere kapattık.’diyebilecek olanlara yol ver me me li yiz!
İçimizde dolaşan,tüm kimyamızı bozan bu Virüs’ü yok etmek için!
Hiç olmazsa bu kez,yarınlarımızı projelendiren ve aşama aşama düşündüklerini yaşama geçiren işbirlikçilere gereken dersi vermeliyiz.
Geleceğimize kurulan tuzaklar ancak Ulusal Egemenlik’le yakılıp yok edilir.
Büyük ‘OYUN’un bozulması için başka bir yeğleyişimiz ve lüksümüz yoktur.
Ufuklarımızın dirliğini,Anadolu’nun kalıtını,barışa olan hasreti,ulusumuzun birliğini…Atatürk Aydınlanması’nı…
Evet,yeni baştan!
Benliğimizin ve çocuklarımızın eğilip bükülmemesi için…
Özgürce.
Yeniden dönmeli bu yurtta sonsuzluğun çarkı.
Kürünme zamanıdır bazılarının!
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nızı bu düşünceler ışığında kutluyorum.
Yaşasın yurttaşın gücü,Yaşasın Cumhuriyet,Yaşasın Atatürk^’ü bayraklaştıraracak olan çocuklarımız…
yirmiüçnisanikibinonbeş
Necdet ArslanKayıt Tarihi : 23.4.2015 08:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Kaleminiz yüreğiniz daim olsun dileklerimle..
Saygı ve Selamlarımla..
Dolup dolup boşaltmak için öfkemizi, 'çözüme karşı kısalan elimizi, kolumuzu' tehditkar biçimde sallamak bir yere kadar...
Artık 'HAREKETE GEÇME ZAMANI..' Eylem zamanı...
Elimizden kayıp giden 'ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ!' Ülkemizin egemenliği ve bağımsızlığı ortadan kalkmış, emperyalizme teslim edilmişse, 'kişisel özgürlük kalır mı?' Bu ne yaman bir çelişkidir ki, 'TOPLUM KÖLELEŞİRKEN İNSANLAR TEK TEK ÖZGÜR KALSIN!'
Elimizden alınmak istenen 'BAĞIMSIZLIĞIMIZDIR!'
İrademizdir... Topyekün Türkiye 'KÜRESEL EFENDİLERE BOYUN EĞSİN' demektir..
Hür ve bağımsız kalamayan, düşünemeyen, düşündüklerini hayata geçiremeyen insandan ne olur! Ne işe yarar o insan, nasıl yaşar....
Onurumuzdur elimizden alınmak istenen.. 'KİMLİĞİMİZDİR!'
Ezik, istenilen şekle sokulan insan insan mıdır ki!
Koca bir yaşam.. Binlerce yıllık tarih... Dilimiz, medeniyetimiz, kültürümüzdür elimizden kayıp gidecek olan...
Düşünün, milyonlarca insanın emeğine, canı pahasına koruduğu toprağına, umuduna, yarınlarına ve 'ÇOCUKLARINA KEFEN BİÇİLİRKEN' biz nasıl hiç bir şey olmamış gibi davranabiliriz?
'İNSANLIK BUNUN NERESİNDE?'
Değerli Dostum... Sözcükleri salıversem... İnan bana 'UFAK BİR ROMAN OLUR..' Öyle doluyum ki.. Dilimin ucuna gelenleri yazdım.. Kinim ve nefretimle hamur olanlar, içimde kaldı......
Teşekkür ederim günümüzü, önümüzü aydınlatan mesajın ve yazın için..
Gözlerinden öperim, Sevgili Necdet.....
Türk Milletinin gönlünde, onun bağımsızlığının sarsılmaz ifadesi olarak en önemli yer tutan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, her yıl yurdumuzda ve yurtdışındaki temsilciliklerimizde, bütün kurumlarımızda, okullarımızda ve her evde çeşitli etkinliklerle kutlanarak millî birliğimizin kenetlenmiş ifadesini temsil etmekteydi.
Büyük önder Atatürk’ün düşüncesinde çocuklar, milletin geleceğidir. Onlara duyduğu sarsılmaz güvenin ve büyük sevginin ifadesi olarak, millî bayramımız olan 23 Nisanlar’ı çocuklara armağan etmiştir. Tarihimizin gurur dolu sayfalarının yeni nesillerce öğrenilmesi ve Türk Devleti’nin devamını emanet edeceğimiz yeni Cumhuriyet bekçilerinin bu bilinçle yetişmesi amacıyla 23 Nisanlar, önemli birer vesiledir. Milletimize ve bütün çocuklara kutlu olsun.
Dünyada kendilerine bayram armağan edilen sadece Türk ulusunun çocuklarıdır. Onu, dünya çocuklarıyla paylaşarak Küresel barışı ve Dünya Barış Çocuklarını çoğaltmaya çalıştık yıllarca. Bu olay belli bir grubu rahatsız etti. Atatürk' ün çocuklarımıza armağan ettiği bayramı gasp ettiler. Bayramlarına el koydular. T.B.M.M. nin kuruluş yıldönümlerinde Çocuklarımızın artık ' 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI ' yok. Çünkü artık ulusalcılık yok. Çocuklarımızın bayramlarını çaldılar…
Öğretmenlik yıllarımda, her 23 Nisan’ da en güzel korolar, rontlar, gösteriler hazırlardık öğrenci, öğretmen ve veli işbirliğiyle. Giysilerin en ekonomik ve kullanışlı olması için gayret sarf ederdik. Günün anlamına uygun şiirler, konuşmalar, yarışmalar eşliğinde kutlanırdı okullarda bayramlar. İlçelerde ise stadyumda büyük törenler olurdu. Dünya ülkelerinden çocuk grupları gelirdi Türkiye’ ye. Hepsi, tarihin tozlu sayfaları arasına gömüldü. Yazık oldu bu ülkenin çocuklarına, yarınlarına. Zaten ülkemizde çocuklar çocukluklarını yaşayamıyorlar. Yarış atı gibi sınavdan sınava, özel derslerden dershanelere koşarlarken oyuna vakitleri yok. Park mı kaldı oynayacakları, bahçe mi? Ya da nefes alacakları bir avuç gökyüzü mü? ... Bari Eski Cumhuriyet Çocukları içlerindeki çocuğu öldürmesinler. Hiç olmazsa 23 Nisanlarda hep çocuk kalsınlar,...
Aslında biz ilk yanlışı “ sarı öküzü vermekle yaptık… ” Yani, ilk bayram kutlaması yasaklanınca boyun eğen halk, bunu kabullenen halk, ardından bütün milli bayramların yasaklanacağını bilmeliydi. Karşı devrimcilerin niyetleri bellidir. Benim isyanım onlara değil… Sessizce buna boyu eğen, sonra da vatansever, aydın, devrimci geçinen vatandaşadır. Hala her şey bitmiş değildir. Hala bir şans daha vardır. Ha gayret! Uyanalım artık derin uykumuzdan… Bayramlar gitti, bari egemenliğe sahip çıkalım.
Naime Özeren
TÜM YORUMLAR (5)