ben kardeşimi kaybettim,
doksan üç’te
sekiz gün önce, doğum gününden
kaybettim kardeşimi.
soğuk ve ışıksız caddelerinde şehrimin,
yirmi iki yaşın delişmenliğiyle,
son savaşını veren, hayata tutunmanın
işte o benim kardeşim,
Selim…
bacaklarının arasında motoruyla,
kafasından fırlayan kaskıyla
ve sol kaşının üstündeki yarığıyla,
akıp giden kanıyla…
ben kardeşimi kaybettim,
doksan üç’te
doğum gününden sekiz gün önce,
nisan on bir’de.
cansız mübarek bedeni,
kenetlenmiş inci gibi dişleri,
kemikli ince elleri
ve hafif sola yatmış kafasıyla
odamızda gezen sabırsız adımlarıyla,
ince boynu ve o güzel başını koyduğu yastığın
ve fanilasının üzerinde kokusu,
saati kolunda durmuş, biri çeyrek geçe
ve duran dünyadır kardeşim için
ve o artık hiç özlemeyecek beni,
kahkahaları çınlatmayacak evi
ve tanımayacak haylaz yeğenlerini…
içtiğimiz suyla, paylaştığımız güneşle
ve soluduğumuz havayla…
sarıldık, karanlıklarla kuşatıldık
ve yüreğimde sonsuza dek sürecek aynı acı
ve yalancı mutluluklarla süslü kardeşimle dolu rüyalar.
ben kardeşimi kaybettim
doksan üç’te
doğum gününden sekiz gün önce
nisan on bir’de…
kaybettim kardeşimi,
benim kardeşim,
yaşı yirmi iki, adı selim…
Sinan Kavrak
Mart’02 Beykoz
Kayıt Tarihi : 18.10.2005 22:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!