Mahlûkata bakıyorum,
Beş parmağın beşi ayrı.
Kitaplarda okuyorum,
Frenki, Habeşi ayrı...
Gâhı zengin, gâh dilenci,
Kimi beyaz, kimi zenci.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Büyük üstat tebrikler hayatın gerçeklerini yazmışsınız bizimle paylaştığınızdan dolayı size teşekkür ederiz bir dörtlükte benden selam ve dualarımla
Kimi oynar sefilleri
Kimi götürür filleri
Herkesin farklı dilleri
Dili ayrı dişi ayrı... Şeyrani...
Aşkla yürek yakan bilir
Devran ile akan bilir
Ferasetle bakan bilir
Şehla ayrı, şaşı ayrı
DeğerliÜstadım, dostum ve kardeşim. Şiirlerinin tiryakisi olduk. Yüreğine sağlık. Tam puanımla tebrikler. Bir dörtlükte benden
Selam, sevgi ve saygılarımla
Kiminde marifet çok,
Kimi açtır, kimi tok,
Birbirine benzeyen yok,
Gözü ayrı, kaşı ayrı......İhsan Gürbüz
Su gibi bir şiir.
Sevgiyle kalın.
Evet ayrıyız her birimiz güzel olanda bu aslında , ayrı ama; sevgi, dostluk , barış yaşama sevinci ortak paydamızla yaşamak hep birlikte Kutlarım Saygıyla Fatma Hatun Esen
..................
İnsan gönlü nasıl sır sa,
Kollar sevgi ile sar sa..
Yollar aynı yere varsa,
Yolcusu, yoldaşı ayrı...
..........
Farklı farklı illeri var,
Hiç benzemez dilleri var..
Dinleri, kandilleri var,
Makberinin taşı ayrı...
tşk..sevgili Halil Şakir Taşçıoğlu...güzeldi.....
Mahlukata bakıyorum,
Beş parmağın beşi ayrı..
Kitaplarda okuyorum,
Frenk'i, Habeş'i ayrı...
Gahı zengin, gah dilenci,
Kimi beyaz, kimi zenci..
Kimi saf, kimi düzenci,
Kuru ayrı, yaşı ayrı...
Ustadım çok güzel dizeler gündemde olan sözler,
tebrikler, sevgi ve saygılar
Lafa baksan herkes eşit,
İster sabi, ister reşit..
Gör bak herkes çeşit çeşit,
Her görüşün başı ayrı...
Çok güzel anlatım,lafa baksan herkes eşit artık nasıl eşitlikse lafta kalıyor,yüreğine emeğine sağlık,tam puanımla kutlarım,tebrikler
Halil Abi mükemmel bir şiir yüreğine sağlık tam puan ekleyerek saygılarımı sunarım
Gurbet ele gelenlerin
Saygı sevgi bilenlerin
Ayrı kalmış sevenlerin
Gönlü birde başı ayrı....Zaralı Turan
Güzel bir konu yakalamışsınız. Akıcı ve gerçekçi, dört dörtlük bir şiir okudum. Kutlarım efendim.
Mükemmel bir şiir, çok güzel bir konu.
Sanat eseri olmuş, kutlarım hocam.
Bu şiir ile ilgili 33 tane yorum bulunmakta