21. Yüzyıl Tuhaflığı - Hayatın İçinden B ...

Selçuk Mutlu
46

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

21. Yüzyıl Tuhaflığı - Hayatın İçinden Bir Anlatım

İnsanoğlu tuhaftır biraz, anlayabiliyorum aslında. Fakat yinede anlam veremiyorum işte bazı şeylere...
Hani herkes bir şeyler bekler ya hayattan, en realistimizin bile bir beklentisi vardır ya yarınlardan. Kimi ev ister mesela, kimi araba, kimi bir yudum suya hasrettir, kimi bir sevgili ister her koşulda yanında...
Sahi tabiatımız böyle değil mi? Hangi koşul altında yaşarsak yaşayalım, ister zengin olalım, ister fakir olalım; aşk vardır her daim hayallerimizin baş köşesinde ve paylaşmak yarınları bir eşle... Öyle ya; sadece mal-mülk paylaşılmaz hayatta, tebessüm paylaşılabilir, mutluluk paylaşılabilir, bir yastık paylaşılabilir, acı paylaşılabilir, hüzün ve göz yaşı paylaşılabilir mesela. Hatta ve hatta yokluk dahi paylaşılabilir; aşkın cezbedici sarhoşluğunda....
Velhasıl herkesin vardır hayallerini süsleyen bir kadın yada bir adam. Kimi karaktere odaklıdır, kimi görsele, kimi davranışlara, kimi samimiyete ama herkesin vardır işte bir beyaz atlısı hayal dünyasında...
İster 21. yüzyıl olsun ister 51. yüzyıl fark etmez, insanoğlu var oldukça; aşka kurulan hayaller de hep aynı minvalde kalacaktır bir şekilde. Ki zaten 21. yüzyıl ironisi de tam bu noktada başlamakta ve insanoğlunun tuhaflığı, akıl almaz bir şekilde baş göstermekte...
Bunca hayalin, beklentinin içinde, umulmadık bir anda, umulmadık bir şekilde çıkabiliyor karşısına insanın, hayallerini süsleyen o eşsiz sevda ve evet bu hala mümkün bir şey 21. yüzyılda da...
Fakat ne hazindir ki kıymeti bilinmiyor, sahipken bu sevdaya. Şımarıklıklar, hoyratlıklar, umursamazlıklar ve kararsızlıklar gölgeliyor yaşanılması olası cümle güzellikleri, dipsiz bir muallakta. Tüketiyor hızla ve boşaltıyor savdanın içini. Önce soyutluyor kendisini sevgi sözcüklerinden, sonra görüşmeler azalmaya başlıyor ve farkına bile varamadan daha iletişim kopuyor bir anda, bir soğukluk giriyor araya ve nitekim o hayaller kurduğu aşkı kendi elleriyle katlediyor hunharca...
Çok geçmeden yeni bir ironiye daha imza atıyor böylece... "Ben aslında onu çok sevmişim", "Ben ona aşıkmışım","Keşke kıymetini bilseydim" ve "Şimdi herkes sana benziyor"lar eşliğinde, bin pişmanlık yaşıyor iliklerinde, hücrelerinde...
Ne de çabuk unutuyor; "Varlığın da bir, yokluğun da" hallerini, ne çabuk unutuyor; değersiz hissettirdiği tavırlarını, "Canım isterse" modlarını...
Oysa zor değildi; kıymet vermek, kıymet bilmek. Zor değildi; iki ayrı birey olup, özgürlük sevdasına düşmek yerine, bir olmak, birlik olmak ve aynı kaderde yoğrulmak gelecekte. Zor değildi mesela; aşkla bakmak ve aşkın huzuruyla bir ömür yaşamak neticesinde...
Dedim ya insanoğlu tuhaf işte. Zoru kolay, kolayı zor kılarlar ve oturup hayıflanırlar; keşkelerin esiri, aşksızlığa mahkum, çaresiz ruhlarıyla. Çaresiz diyorum zira giden gitmiştir bir defa; kıymetini bilmeyenden, kıymetini bilmesi umut edilen kişiye...
Unutmamak lazım hayat kaybedene zordur en çok. Kaybedilen her zaman daha hızlı adapte olur umut-var hayallere...
Zira farkına varmamıştır kıymet bilmeyen; kendini uzaklaşıyor zannederken, karşısındakini uzaklaştırmıştır içten içe bilmeden...
Belki de "Ben istediğim sürece benim, daha iyisi çıkarsa nasılsa s..tir ederim" psikolojisinin bir tezahürüdür bu tutum. Bilemem...
Kim bilir belki de o insanı sevmek için yeterince sebebi yoktu. Bir anlık etkileşimi sevgiyle karıştırdı. Ana kapıldı, bir anda açıldı ve adını aşk olarak tanımladı. Sonra alıştı fakat alıştığının da farkına varamadı, seçimini yaptı, ilişkisini noktaladı ve ruhunu ayrılığın kahreden pişmanlığı kapladı. Ne de olsa insanın alıştığını kaybetmesi de can yakardı...
Demem o ki kendi ellerinizle alt üst ediyorsunuz hayatlarınızı. Seçimlerinizi kendiniz yapıyor, kaderinizi kendiniz tayin ediyorsunuz. Zira Yaratan akıl vermiş ve bir çoğunuz özgürce yaşıyorsunuz...
Sözün özü; anlık heveslerin ve isteklerin ısrarcısı olmak yerine, kalıcı mutlulukların kıymetini bilir, özenli davranırsanız; kendi adınıza insanca ve aşkla yaşamayı başarırsınız.
Onda, bunda yada şunda... Ama bir gün mutlaka...

"Selçuk MUTLU"-10.07.2015

Selçuk Mutlu
Kayıt Tarihi : 27.7.2015 18:20:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Selçuk Mutlu