Bütün herkes bana düşman ve amansız bakışlarıyla mest ediyorlar ruhumu, Tanrı ve insanlar birbirine düşman iken kaçıyor ruhumun derinliklerine korkum; artık bende gözyaşlarımı Tanrıdan saklayamıyorum...
Cinayet işlemenin tam da göbeğinde ceset oluveriyor iken ruhum, bedenim ruhumu yırtıyor; o çatlak ses kulağımı delerken adice! Ve adice ruhum kayıp vermeden bedenimden çıkıyor.
Şimdi ikiye bölünmüş bir tam olamayanlardanım, aslında tamamlanmak adına vermekte olduğum savaşta birkaç geçmişim ve de birkaç anım! Avuçlarımda amansız dualar çarpışıyor, Tanrı her seferinde beni sayıklıyor... Ki ben bir savaş uğruna Tanrıdan ve dualarımdan kaçmaktayım...
Cehaletle olan mücadelem esnasında; aşkı cehalet sanmak işin esasında, öğretilen düşmanların kamçısını gölgemde hissediyorum. Bir utancım var fakat bir türlü gömemiyorum...
Öğretilmek istenen acemi bir savaşcının acemi bir öğrencisine sitem ediyorum. Öğrenmek asılsız bir savaş iken öğretilenler düşman: düşmanları savunmak ve suçluları azat etmek adına savaşman, ruhumu görmekte olan öğretmenin azabına, kurban olurken düşman olurcasına, ruhumu dinginleştirmeye çalışıyorum...
Tanrı affetsin utanç ile kaçmakta olan bir avuç toprağın kuruntusunu! Düşmanlardan değil bu kaçış! Ah Tanrım asıl kaçış; doğruyu öğretme güdüsüyle yanıp tutuşan o öğretmen bozuntusu! Yeryüzüne ma'l edilmiş, gökyüzüne kavuşma arzusu, ki ruhumun bu kaçışı; Tanrıdan, düşmanlardan ve de dualarımdan... Tanrım kaçamıyorum: üzerime geliyor sükunet, Tanrım artık benle de bir konuş ve şu bedenimi ruhumdan def et!
Emrullah BurguKayıt Tarihi : 27.5.2021 15:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!